Çocuk ve teknoloji
Halis Çocuk, 13 Şubat 2019 15:12
Teknoloji yaşamımızda önemli bir yere sahiptir. İlerleyen yıllarla birlikte birçok ihtiyacı karşılar hale gelmektedir. Peki ya bu ihtiyaçlar nelerdir? diye giriş yapacak olursak. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinden bahsedebiliriz. Maslow (1943, 1954) insanların belirli ihtiyaçları elde etmek üzerine güdülenmiş olduğunu ve bu ihtiyaçlardan bazılarının diğerlerine göre önceliğinin bulunduğunu belirtmiştir. En temel ihtiyacımız, fiziksel olarak sağ kalmaya yöneliktir ve bu davranışlarımızı güdüleyen ilk etken olacaktır. Bu aşamanın gereksinimleri giderildiğinde bir üst aşamadaki ihtiyaç bizi güdüler ve süreç bu şekilde devam eder. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi 5 ana kategoriye ayrılmaktadır:
1) Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçlar
2) Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma
3) Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam vb.s
4) Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı, itibar, tanınma
5) Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık
Ve bu kişiye göre farklılıklar göstermektedir. Teknoloji de kullanım şekline kişinin ihtiyacına göre farklılık göstermektedir. Güvenlik ihtiyacı olarak bakıldığında; yeni kamera sistemleri, alarmlar kişiyi dış faktörlü tehlikelerden korumak için kullanılabilmekte ve bu şekilde güvenlik ihtiyacını karşılayabilmektedir.
Veya sosyal medya üzerinden bir grupta olmak, beğeniler almak, çocuğun sanalda olsa oyun grupları içerisinde olması sosyal ihtiyaçlara karşılık gelmektedir.
Çok fazla hedef kitleye ulaşma, fenomen olma gibi durumlar ise değer verilme ve saygınlık ihtiyacını karşılayabilmektedir.
Her insanın biricikliği ile gelişim göstermesi, yaratıcı çalışmalara yapması, ürün ortaya koyması, için de teknoloji kullamımı kişinin kendini gerçekleştirme ihtiyacına karşılık gelebilmektedir.
Yaşamımızda bu denli kullanılan teknoloji, özellikle yeni gelen nesiller için çok daha fazla anlam ifade etmektedir. Genellikle de çocukların; televizyon, tablet, telefon gibi teknolojik araçlara yoğun bir ilgileri vardır. Ancak Bazı uzmanlar, çocukların teknolojiyle mümkün olduğunda geç tanışmalarını doğru bulurken, bazıları ise bunu artık hayatımızın bir parçası olduğunu kabul etmemizin ve kontrollü bir şekilde çocuklara izin verilmesinin doğru olacağını savunmaktadır. Bilgisayar, video ve sanal oyunlarının çocukların erken yaşlarda teknoloji ile etki haline girmesinin zararlarına işaret eden görüşlere rağmen, çocukların bu teknolojiye ilgi duyması ve onların bu teknolojiyi kendilerine yarar sağlayacak şekilde kullanmaları da önemlidir. Burada aile denetimi devreye girmektedir. Ailelerin gerek internet kullanımında, gerek video oyunlarının seçiminde, kontrolü elden bırakmamaları gerekmektedir.
Ebeveynlerin, çocuklarının İnternet faaliyetlerini gözlemlemesi ve karşılaştığı riskler hakkında çocuklarına yardım edebilmesi, çocukların İnternet güvenliği için önem taşımaktadır. Bu yüzden ebeveynlerin, çocuklarının İnternet kullanımı, İnternet'in riskleri ve güvenli kullanımı konularında yeterli teknik bilgilere sahip olmaları gerekmektedir (Livingstone ve Helsper, 2008).
Çocukların İnternet kullanımı arttıkça, İnternet'in sağladığı olanaklardan yararlanma fırsatı artmakta, ancak diğer yandan istenmeyen risklere maruz kalma olasılığı da artmaktadır (Livingstone ve diğer., 2011).
Araştımalar gösteriyor ki;
Çocukların hemen hemen yarısının sosyal paylaşım sitelerinde hesabı bulunmaktadır. Ancak, sosyal paylaşım siteleri ve iletişim araçlarının doğru kullanılmaması sonucu rahatsız edici durumların yaşanması muhtemeldir. İnternet'teki iletişim araçları ile gelen sözlü ya da görsel siber zorbalık ise pek çok genç ve çocuğu mağdur etmekte ve psikolojik olarak olumsuz etkilemektedir (Erdur-Baker ve Kavşut, 2007; Akbulut, Şahin ve Erişti, 2010).
Ailelerin en büyük şikâyetinin ise "çocuklarının derslerden geri kalması, ödevlerini yapmaması, aile bireyleriyle az vakit geçirmesi, okuldan kaçarak veya kendilerinden izin almadan internet kafelere gitmesi olduğu yönündedir.
Çocukların sosyal ağlar üzerinde resim, telefon ve ev adresi gibi kişisel bilgilerini paylaşması bazı istismarlara yol açabilmektedir. Ve kötü niyetli kullanıcıların hedefi hale gelmesini sağlayabilmektedir. Bu nedenle İnternet'te kişisel ve özel bilgileri paylaşmanın sonuçlarının ne olabileceği ve bunlara karşı nasıl önlemler geliştirilmesi gerektiği konusunda çocuklar bilinçlendirilmelidir. Bunun yanında siber zorbalık gibi durumlarla nasıl başa çıkılabileceği konusunda da hem çocuklar bilgilendirilmeli hem de bununla ilgili gerekli İnternet yasaları düzenlenmelidir. İnternet riskleri ile başa çıkabilmek için okul ve aileye önemli sorumluluk düşmektedir (Erdur-Baker ve Kavşut, 2007).
Bilişim okur-yazarlığının yanı sıra ebeveyn kontrolü de İnternet güvenliğinin sağlanması konusunda vazgeçilmez unsurlardan biridir. İnternet erişiminin çoğunlukla evdeki bilgisayar ile sağlanması sebebiyle, ailenin de mutlaka İnternet'in güvenli şekilde nasıl kullanılabileceği konusunda bilgi sahibi olması gerekir (Nathanson, 2004; Livingstone ve Helsper, 2008).
Bu nedenle, hem aile hem de çocukların okul, internet servis sağlayıcıları, bilgisayar firmaları ve sivil toplum kuruluşları tarafından bilgilendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca belediyelerin ev kadınlarına yönelik bilişim okuryazarlığı ve İnternet güvenliği konusunda eğitim programları açmaları önerilebilir.
Kısa vadede bilişim okuryazarlığı becerilerinin kazandırılması zor olsa da, ebeveynlere en azından çocukların İnternet ortamında karşılaşabileceği riskler konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılabilir. Okul ve bahsedilen diğer birimler tarafından sağlanacak bilgilerle, ailenin de çocuğun İnternet'teki davranışlarına karşı Türkiye ve Avrupa'daki Çocukların İnternet Alışkanlıkları ve Güvenli İnternet Kullanımı 241 önlemler geliştirmesi beklenebilir. Örneğin, ailelerin uygulayabileceği en kolay ve en etkili önlemlerden birisi bilgisayarın ailenin ortak yaşam alanına taşınmasıdır (Livingstone ve Haddon, 2009).
Son zamanlarda güvenli İnternet kullanımını sağlamayı amaçlayan pek çok web sitesi ve güvenlikli filtreler oluşturulmuştur bunların tanıtımında iletişim araçları etkin şekilde kullanılmalıdır.
Ayrıca, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürü Ayşe Gürcan, internette oynanan interaktif stratejik oyunların küçük yaştaki çocuklarda şiddet eğilimlerini arttırabileceğini, bu oyunların çocukların iç dünyasında karmaşa yaratıp, vicdan duygusunu köreltebileceğini belirtmektedir (Gürcan, /www.radikal.com.tr).
Bunların dışında araştırmalar, üç yaşından önce televizyon izlemenin ileride dikkat problemi yaşama riskini arttırdığını da göstermektedir. Ve çok fazla televizyon seyretme durumunda çocukta içe dönme, göz temasını kesme ya da azaltma, ilişki kurmada güçlük, yinelenen beden hareketleri gibi özellikler görülebiliyor. Bu yüzden süre konusunda ailelerin belli bir limit belirlemeleri önerilir. Bu süre bu yaş dönemindeki çocuklarda; tablet, bilgisayar kullanımı için 15 dakika, televizyon için 30 dakika veya maksimum 1 saati geçmemelidir.
Yapılan çeşitli araştırmalara göre öğrencilerin ve ailelerinin televizyon izleyerek harcadıkları zamanın, öğrencilerin okuma alışkanlıkları üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğu görülmüştür (Beentjes ve Voort,1988, s. 390-395; Woolf, 1980). Televizyonun okuma alışkanlığına olumsuz etkisinin temel boyutlarından birisinin, televizyonun bireylerde genelde okumayı çok fazla içermeyen, görselliğe dayalı yeni bir yaşam tarzı oluşturması olduğu söylenebilir.
Bu gibi risk faktörleri dışında, teknolojinin bilgiye ulaşmadaki gücü ve farklı öğrenme stillerine olanak verebiliyor olması göz ardı edilmemelidir.
Çocukların ve gençlerin, bilgi ve iletişim teknolojilerini etkili ve verimli şekilde kullanımlarını sağlamak için okulların yeterli donanımla donatılmaları ve öğrenme etkinliklerinin internet teknolojililerini kullanma becerilerini kazandırmaya yönelik çalışmalar içermesi de önemlidir. Eğitim düzeyi ile internet kullanım düzeyleri arasındaki olumlu ilişki nedeniyle eğitim olanaklarının artmasıyla internet kullanımının kapsamı ve boyutları da artacaktır.
KAYNAKLAR
Akbulut, Y., Şahin, Y. L. & Erişti, B. (2010). Cyberbullying Victimization Among Turkish Online Social Utility Members. Educational Technology & Society, 13 (4), 192-201.
Aksaçlıoğlu, A. G., & Yılmaz, B. (2007). Öğrencilerin televizyon izlemeleri ve bilgisayar kullanmalarının okuma alışkanlıkları üzerine etkisi. Türk Kütüphaneciliği, 21(1), 3-28.
Canbek, G., & SAĞIROĞLU, Ş. (2007). Çocukların ve gençlerin bilgisayar ve internet güvenliği. Politeknik Dergisi, 10(1).
Çelen, F. K., Çelik, A., & Seferoğlu, S. S. (2011). Çocukların internet kullanımları ve onları bekleyen çevrim-içi riskler. Akademik Bilişim, 2-4.
http://gorgondergisi.org/maslowun-ihtiyaclar-hiyerarsisi/
https://evrimagaci.org/maslowun-ihtiyaclar-hiyerarsisi-1644
https://www.pakolino.com/cocuk-ve-teknoloji
İşçibaşı, Y. (2011). Bilgisayar, internet ve video oyunları arasında çocuklar.
Karakuş, T., Çağıltay, K., Kaşıkcı, D., Kurşun, E., & Ogan, C. (2014). Türkiye ve Avrupa'daki çocukların internet alışkanlıkları ve güvenli internet kullanımı. Eğitim ve Bilim, 39(171).
KAYA, İ. (2017). ANNE BABALARIN ÇOCUKLARININ
BİLGİ/İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ (BİT) KULLANIMINA YÖNELİK YAKLAŞIMLARI İLE
ÇOCUKLARIN BU TEKNOLOJİLERİ KULLANIM ALIŞKANLIKLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ.
Electronic Turkish Studies, 12(23).
Halis Çocuk, 13 Şubat 2019 15:12
Yorumlar (0)