Kardeşliğin bozulması:
Bir toplumda haksızlık, adaletsizlik, birbirine karşı düşmanlık, ikiyüzlülük, kardeşinin ayağını kaydırmak, kul hakkı ve kibir artarsa o toplum Allah’ın rızasından uzaklaşır. Çünkü Efendimiz buyuruyor ki: “Şu sekiz sınıf insan kıyamet günü yaratıklar içerisinde Allah'ın en çok buğzettiği kimselerdir: Yalancılar, kibirliler, Müslüman karde¬şine karşı göğüslerinde kin biriktirenler, onlarla karşılaştıklarında ise içlerinde sakladıklarının tersi bir tavır takınanlar, Allah ve Resulüne itaate çağırıldıklarında ağırdan alıp, şeytan ve emirlerine davet edildiklerinde ise hızla koşanlar, hiçbir şekilde hakları olmadı¬ğı halde, en ufak bir dünyalık dahi gözlerine çarpar çarpmaz yeminle ve haksızlıkla ona sahiplenenler, söz götürüp getirenler, dostların arasını ayıran¬lar, suçsuz kimselerin ayağını kaydırmak isteyenler.” (Camiu’s-sağir)
Dünyanın ahiretin önüne geçmesi:
Bir toplum, yönetimde sadece dünyalık işlere, dünyalık kazançlarının, menfaatlerinin, rahatlarının artıp artmadığına bakar da din ve ahiret işlerinin nasıl gittiğini umursamazlarsa o toplum Allah’ın rızasından uzaklaşır. Çünkü Efendimiz buyuruyor ki: “Bir devlet başkanına sırf dünyalık için biat edip idareciliğini onaylayan ve kendisine istediği dünyalıklar verildiği müddetçe desteğine devam eden, verilmediği takdirde ise sözünden dönen kişilere Allah kıyamet günü rahmet nazarıyla bakmaz, onları temize çıkarmaz ve onlara acıklı bir azap vardır.” (Buhari)
Âlimlerin dünyaya dalması:
Bir toplumun âlimleri, dünyalık kazanımlar elde etmek için mal ve makam sahiplerine yardakçılık yaparsa o toplum Allah’ın rızasından uzaklaşır. Çünkü Efendimiz buyuruyor ki: “Allah'ın en çok kızdığı kimseler, dinini dünyalığına âlet etmek için devlet başkanının memurlarını ziyaret eden, onlara yakın olmaya çalışan âlimlerdir.” (Camiu’s-sağir)
Günahların sıradanlaşması:
Bir toplum, günahları alenen işlemeye başlar ve artık işlediği günahlardan vicdan azabı bile duymaz hale gelirse, Kur’an’ın emirlerini okuyup bildikleri halde onlardan hiçbirini uygulamaya yanaşmazlarsa o toplum Allah’ın rızasından uzaklaşır. Çünkü Efendimiz buyuruyor ki: “İnsanların en şerlileri sürekli günah işleyen ve Allah'ın kitabını okuduğu halde hiçbir yasağından sakınmayan cüretkâr kimselerdir.” (Camiu’s-sağir)
Hedef ve ideallerin unutulması:
Bir toplum, yaşama gayesini unutup dünyaya dalarsa, kibirlenip nimeti kendinden bilirse, heva ve hevesinin peşinden giderse o toplum, Allah’ın rızasından uzaklaşır. Çünkü Efendimiz buyuruyor ki: “Ne kötüdür o kullar ki, Allah’ı unutur da kendinde bir şeref var sanıp kibirlenirler, zulüm ve haksızlık yaparlar. Ne kötüdür o kullar ki, kabir ve ora¬da çürümeyi unutur da bu dünyadaki asıl vazifelerini kulak ardı edip oyalanır, serkeşlik ve azgınlığa dalarlar. Ne kötüdür o kullar ki, dini âlet ederek dünyayı elde etmeye çalışırlar, şüpheli şeylere sarılıp dinîn yasak¬larından kurtulmaya çalışırlar. Ne kötüdür o kullar ki, rehberleri tamahkâr-lıktır, kötü arzuları onları yoldan saptırır, gayr-i meşru istekleri de ayaklarını kaydırır.” (Taberani)
Lüks ve israfın artması:
Bir toplum aşırı derecede lüks ve şatafata dalar, helal haram demeden zenginliğin peşinde koşar, her türlü nimetin içinde olmasına rağmen İslam’ın emir ve yasaklarını uygulamazlarsa o toplum Allah’ın rızasından uzaklaşır. Çünkü Efendimiz buyuruyor ki: “Ümmetimin en kötüleri nimetler içinde gözünü açan, onunla bes¬lenen, türlü türlü yiyecekler yiyen, çeşit çeşit elbiseler giyinen, deği¬şik değişik binitlere binen ve şımarıp, avurtlarını şişire şişire edebiyat parça¬layarak konuşan kimselerdir.” (Camiu’s-sağir)
Yorumlar (0)