Yüz koruyucu siperlikler bizi koronavirüsten ne kadar koruyor?
Halis Teknoloji, 31 Mayıs 2020 13:36
Sağlık çalışanlarının sahada kullandığı yüz koruyucu siperlikler günlük yaşamda kullanılabilir mi? İşe yarar mı? Bu sorunun cevabı Iowa Üniversitesi Tıp Fakültesinden araştırmacılar tarafından verildi.
Dünyanın Kovid-19 salgınıyla savaşı sürüyor. Henüz salgının birinci dalgasının bile tatmin edici oranda kontrol altına alınamadığı bugünlerde, ülkeler ardına -daha çok ekonomik gerekçelerle- karantina uygulamasını sonlandırarak, yeniden açılacakları tarihleri birbiri duyurmaya başladı.
İnsanlar, “normale dönüş” durumunda kapalı mekanlarda, toplu alanlarda kendilerini kişisel olarak nasıl koruyacaklarına ilişkin kaygı duyarken, buna paralel olarak da doğru koruyucu ekipmanın hangisi olduğuna dikkat kesilmiş durumdalar.
Bu koruyucu ekipman seçeneklerinden biri “yüz koruyucu siperlikler”… Yüz koruyucu siperlikler, Kovid-19 bulaşma riski bulunan işlemlerde sağlık çalışanları tarafından medikal maskelere ek olarak kullanılıyor.
Aynı zamanda ülkemizde Sağlık Bakanlığının Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan rehber içinde “kesin veya olası” Kovid-19 vakalarına yakın temas gerektiren durumlarda kullanılması önerilen koruyucu ekipmanlar arasında.
Sağlık çalışanlarının sahada kullandığı yüz koruyucu siperlikler günlük yaşamda kullanılabilir mi? İşe yarar mı?
Bu sorunun cevabı Iowa Üniversitesi Tıp Fakültesinden araştırmacılar tarafından verildi. Amerika Tıp Derneğinin hakemli dergisi olan JAMA’nın internet sitesinde (Journal of American Medical Association) yayınladıkları makalede, normal olarak sağlık çalışanları tarafından kullanılan kişisel koruma ekipmanlarından biri olan yüz koruyucu siperliğin toplum içinde de kullanılması önerildi.
Virüslerin solunum yoluyla nasıl bulaştığı uzun zamandır tartışma konusu. Şu ana kadarki veriler SARS-CoV-2’nin de diğer solunum yolu virüsleri gibi bulaştığını gösteriyor; yani yakın mesafede bulaşıcı damlacıkların gözlere, burun ve ağza doğru saçılması veya kontamine bir yüzeyin ellenmesinin arından gözlere, ağza ve buruna dokunulması yoluyla… Yeni koronavirüsün havada askıda kalan aerosollar yoluyla bulaşmasının da ihtimal dahilinde olduğu güncel araştırmalarla destekleniyor.
YÜZ KORUYUCU SİPERLİK ALIRKEN VEYA YAPARKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
JAMAnetwork’te yayınlanan makalede, yüz koruyucu siperliklerin tüm bulaşma yollarına karşı “yüzü kaplayan plastik bir bariyer” görevi gördüğü için diğerlerine göre “daha iyi bir seçenek” olduğu belirtiliyor. Makalede yüz koruyucu siperliklerin ideal koruma sağlaması için taşıması gereken özelliklere de yer veriliyor: “Siperlik önde çenenin altına, yanda kulaklara kadar uzanmalı; alın ve başlık kısmı arasında boşluk olmamalı”
DİĞER KORUYUCU MALZEMELERE GÖRE NE GİBİ AVANTAJLAR SAĞLIYOR?
Söz konusu makaleye göre, yüz koruyucu siperliklerin avantajları ağır basıyor. Cerrahi maskelerin dayanıklılığı sınırlı ve yeniden kullanıma uygun değiller, buna karşın yüz koruyucu siperlikler, su, sabun ve ev dezenfektanlarıyla kolayca temizlenerek sınırsız bir şekilde yeniden kullanılabiliyor.
Kullanımı görece rahat olan siperlik, aynı zamanda viral giriş kanallarını kapattığı gibi, takan kişinin yüzlerine dokunma ihtimalini de azaltma potansiyeline sahip. Cerrahi maske takanlar, birileriyle konuşmaları gerektiğinde maskeyi çıkarmak zorunda kalabilirlerken, siperlik şeffaf olduğu için böyle bir şeye gerek kalmıyor.
Aynı zamanda yüz koruyucu siperlik kullanımı, takan kişiye ve karşı tarafa sosyal mesafeyi hatırlatmakla birlikte, konuşma esnasında yüz ve dudak ifadelerinin görünmesini de engellemiyor.
SİMULASYON SONUÇLARI OLUMLU
Hepsinden önemlisi, yüz koruyucu siperlikler, damlacık ve aerosollar yoluyla yayılan virüslerin solunma ihtimalini önemli oranda azaltıyor.
Siperliğin virüs maruziyetini nasıl etkilediği bir simülasyon çalışmasında ortaya kondu. Siperlik, bir sağlık çalışanının 45 cm’lik öksürük mesafesi içinde virüse maruziyetini % 96 oranında azalttı. Koruyucu etkisinin 30 dakika sonra bile % 80’i aştığı belirtildi.
SARS-CoV-2’nin en yaygın bulaşma modu küçük partiküllü aerosollar değil, ancak siperliğin bu partiküllerin de % 68’ini bloke ettiği görüldü. Çalışma önerilen fiziksel mesafe kurallarına uyularak tekrar edildiğinde, solunan virüs miktarının % 92 oranında azaldığı bildirdi.
Politika önerilerinin klinik çalışmalarla desteklenmesi gerektiğini belirten makalede şu ifadelere de yer verildi: “Yüz koruyucu siperliklerin etkililiğini doğrulamak adına rastgele bir klinik denemenin yapılması çok ihtimal dahilinde değildir. Buna karşın, yaygın test ve temas takibinin etkiliğini değerlendirmek için de herhangi bir klinik deneme yapılmamıştır ancak bu yaklaşım yılların tecrübesine dayanarak (kabul edilmektedir). Toplumun önerilen kontrol stratejilerine müdahalesi olarak yüz koruyucu siperliklerin etkisi, var olan matematik modellemeler kullanılarak değerlendirilmelidir. Tek başına veya diğer stratejilerle birlikte yüz siperliği kullanımının amacı bulaşma hızı R0’ı 1’den aşağı çekmektir. Bilhassa, kızamık gibi en bulaşıcı patojenlerin etkili kontrolü için bile % 100 etkili bir aşı gerekmemişken, bu siperliklerin veya diğer kontrol politikalarının omuzlarına % 100 etkililik şartı yüklenmemesi gerekmektedir, çünkü bu düzeyde kontrol hem erişilmesi imkansızdır hem de SARS-CoV-2 enfeksiyon düzeyini yönetilebilir bir ölçeğe çekmek için gerekli değildir.”
TOPLUM SAĞLIĞI UZMANLARI ARASINDA BU KONUDA BİR GÖRÜŞ BİRLİĞİ YOK
Edinburgh Üniversitesinden Toplum Sağlığı Profesörü Linda Bauld ise alternatif yüz koruma şekillerinin genel kullanım için önerilmeden önce daha fazla araştırılması gerektiğini düşünüyor.
Konuyla ilgili Guardian’a açıklamalarda bulunan Bauld, “Yüzünüzün üst yarısını kaplayan bir siperliği kullanmanın arkasındaki sebep şu olabilir: Düzenli olarak toplumla temasa giriyorsanız, virüs taşımada etkili olduğunu bildiğimiz küçük damlacıkları saçan birine maruz kalabilirsiniz” dedi.
Bazı ortamlarda bunu neden kullanmak istediklerini anlayabileceğini söyleyen Bauld, “ancak bunun toplumun düzenli olarak kullanması gereken bir şey olduğuna dair güçlü bir dayanak yok. Temel olan, ağzı ve burnu kapatmaktır” şeklinde devam etti.
“SİPERLİKTEKİ AMAÇ TAKAN KİŞİYİ KORUMAK, KARŞIDAKİNİ DEĞİL”
Bauld konuşmasının devamında, toplu taşıma araçlarında kullanılması istenen yüz korumalarındaki amaç maskeyi takanı değil, ortamdaki diğer insanları korumak olduğunu söyleyerek, siperliğin sadece takan kişiyi başkalarından gelecek damlacıklara karşı korumayı amaçladığını belirtti.
Southampton Üniversitesi Çevre Sağlığı Profesörü Bill Keevil ise yüz koruyucu siperliğin destekçileri arasında. Siperlik takmanın avantajlarını sıralayan Keevil, “(Siperliğin) takan kişiye nasıl daha iyi koruma sağladığını görüyorsunuz, karşıdaki kişiye bulaşma ihtimalinin azalmasına da yardımcı olabilir, çünkü (siperlik takılıyken ağzınızdan) ürettiğiniz şeyler yüzünüzden çok uzaklaşmıyor” dedi.
Bauld ise yüz koruyucu siperliklerin olumlu yönlerini teslim etmekle birlikte, enfeksiyon kontrolünde İngiltere’den daha ileride olan Hong Kong ve Singapur gibi ülkelerde kullanılmadığını hatırlattı.
Halis Teknoloji, 31 Mayıs 2020 13:36
Yorumlar (0)