Televizyonun yol açtığı tahribatlar
Bizim Aile, 18 Haziran 2020 13:50
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrim /6)
Anne, baba ve çocuklardan müteşekkil olan aile, insanlar için huzur ve sükûnet kaynağıdır. Gündüz değişik alanlarda meşgul olan aile bireyleri, işleri bittiğinde huzur kaynağı olan aile ortamına döner, ailedeki sevgi ve muhabbet ikliminde sıkıntı ve yorgunluklarından kurtulmaya çalışırlar. Bu yönüyle de toplumsal huzurun kaynağı olan aileyi korumak, dinî ve de insanî sorumluluğumuzdur. Bunun yolu, aile fertlerini; zihni, fikri, bedeni ve manevi yönden geliştirmek, müfsitlerin ifsat çabalarını etkisiz hale getirmekten geçmektedir.
Ailenin büyük tehlikelerle karşı karşıya bulunduğu, sıkıntılar yaşadığı ve birçok ailenin huzurunun kaçtığı bir dönemi yaşıyoruz.
Birkaç yıl önce farklı kanalların yayınlamaya başladığı, iffetsizliği ve ahlaksızlığı esas alan diziler, toplumda gayr-ı ahlakî ve yoz münasebetlerin oluşmasına sebep olmaktaydı. Bu durum günümüzde de devam etmektedir. Üstelik bu tesir, dizilerin diğer İslam ülkelerine de pazarlanması ve ne yazık ki rağbet de görmesiyle birlikte, uluslararası bir hüviyet kazanmaya başladı. Bütün bu ifsada yönelik çabaların karşısında ıslaha yönelik çalışmalar sönük kalmakta ve beklenen etkiyi gösterememektedir.
Son zamanlarda yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Türkiye’de günlük ortalama TV izleme süresi dört saati bulmaktadır. Bu durumda her insan bir yılda 1460 saatini, toplamda yılın altmış gününü televizyonun önünde geçirmektedir. En fazla çocuklarımızı etkileyen bu durum, gerekli hassasiyeti göstermediğimiz taktirde, İslami ruh ve bilinçle büyütmek için ortaya koyduğumuz bütün çabalarımızı akim bırakacaktır.
İslami hedefleri olmayan ve toplumu ıslah gibi bir çaba içerisinde bulunmayan TV kanalları, İslami düşünce ve hayattan koparmanın en önemli aletlerine dönüşmüştür. Zira bunlar, insanları robot haline getirmekte, yeme, içme, ev eşyaları, alışveriş, seyahat gibi bütün hayatlarını şekillendirmekte ve başkalarının istediği mecraya doğru kaymalarına neden olmaktadırlar.
İnsanları İslam’a davette ve ıslahta öncü ve örnek olması gereken ailelerde de kimi film ve dizilerin izlenmeye başlanması, tehlikenin ulaştığı boyutu haber vermektedir. Bu durumdaki ailelerde açıkça iffetsizliğe ve ahlaksızlığa davet eden diziler izlenmezse bile, kimi tarihi dizilerin izlenmesi, tehlikenin bir başka şekliyle aileleri de kuşatmakta olduğunu ortaya koymaktadır.
Tarihi şahsiyetleri konu alan filmlerde oynayan karakterlerin birbirleriyle ilişkileri, kadınların tesettürsüz oluşu, rol icabı mahrem olmayan kadın ve erkeklerin karı koca gibi bir davranış sergilemeleri, İslam’ın haram kıldığı davranışların normalleştirilmeye ve sıradanlaştırılmaya çalışıldığını ortaya koymaktadır. Bu gibi dizilerin önünde saatlerini harcayan insanlarımız, zamanla İslami olmayan bu davranışları normal görmektedir. Hele hele bunları izleyen çocuklar, haram ve helal sınırlarını yeterince bilmediklerinden bütünüyle etkilenmekte, haramları meşru ve normal olarak görebilmektedirler.
İslami bir amaç için yapılmayan ve sahnelerde İslam’a aykırı giyim, tutum ve davranışların sergilendiği filmler, aile ortamlarımıza girmemeli ve izlenmemelidir. Bu gibi film ve diziler zamanla haramları meşrulaştırırken, adım adım dönüşüme ve bozulmalara sebep olmaktadır.
Çocukların ilk ve en önemli okulları evleri, öğretmenleri de anne ve babalarıdır. Çocuk evde neyi görse ve ne ile karşılaşırsa ona alışır. Evde programsız şekilde televizyonun önüne bırakılan çocuk, zamanla buna alışacak ve etkilenecektir.
Çocukların farklı kanallarda izledikleri her çizgi filmin ya da animasyonun, zararsız ve masum olduğu düşünülmemelidir. Zira bunların çoğu, alıştırarak ve eğiterek çocuğu şekillendirmekte ve ileride nasıl bir insan olması isteniyorsa o tarafa doğru yönlendirmektedir.
Film ve dizilere karşı en savunmasız kesimi çocuklar oluşturur. Anne ve babalar, bebeklikten itibaren çocuklarını televizyonun önüne bırakıp televizyonla susturmaya çalışıyorlarsa; masum yavrularını kendi elleriyle büyük bir tehlikeye teslim ediyorlar demektir. Televizyon bağımlısı çocuklar, izledikleri film ve çizgi filmlerden çokça etkilenmekte, buralarda yayınlanan her şeyi olduğu gibi almaktadırlar. Ahlakları bunlarla şekillenmekte, zihinleri körelmekte ve zihinsel tembelliğe maruz kalmaktadırlar.
Değerli anneler, özellikle size sesleniyoruz!
Büyük bir irade ortaya koyarak evinizdeki televizyonun kontrolünü ele almalısınız. Yüzde yüz emin olmadığınız film ve dizilerin aile ortamında izlenmesine müsaade etmemelisiniz. Çocuğunuzu kontrolsüz şekilde ve rastgele çizgi filmlere yönlendirmemelisiniz. Çocuklarınızın saatlerce televizyon seyretmesine izin vermemelisiniz. Evinizdeki huzur ve sükûneti muhafaza etmeli, akşam saatlerindeki değerli vakitleri eşinizle ve çocuklarınızla eğitici programlar yaparak, kitap okuyarak, akraba ve komşuları ziyaret ederek geçirmelisiniz. Akşamları saatlerce devam eden dizilerin aile ortamınıza girmesine müsaade etmemelisiniz.
Kimi dizilerde İslam’a aykırı manzaralar bulunmasa bile, önemli bir fayda içermiyorsa zamanımızı bunların önünde heba etmenin bir anlamı yoktur. Zamanın büyük bir hazine olduğunu bilerek hareket etmeli, Allah Teâlâ’nın bize bağışladığı zaman nimetini güzel amellerle değerlendirmeliyiz. Attığımız her adımın ve yaptığımız her amelin bir gün hesabının sorulacağını unutmamalıyız.
Aile içerisindeki iletişimi güçlendirmeli, aile ortamımızı huzur ve sükûnet yuvasına çevirmeliyiz. Aile içerisindeki iletişimsizlik çocukların daha fazla televizyon izlemesine, etkisinde kalmasına ve zihinsel karmaşıklığa neden olmaktadır. O nedenle iletişimi sıkı tutmalı ve güçlendirmeli, çocuklarımızı bu sıcak ortamın ikliminde büyütmeliyiz.
Televizyonu çocuklarımızı susturma ve oyalama aracı olarak kullanmaktan kaçınmalıyız. Zira bununla bir anlık susmalarını sağlarken, diğer taraftan adım adım menfi olarak etkilenmelerine neden oluruz.
İslami ve ahlaki yönden gelişmelerine yardımcı olacağına inandığımız faydalı film, dizi ya da çizgi filmleri açarken bunu kontrollü yapmalıyız. Çocuklarımızın saatlerce televizyonun önünde oturmalarına müsaade etmemeli, zamanlarını daha verimli ve faydalı işlerle geçirmelerini sağlamalıyız.
Bizim Aile, 18 Haziran 2020 13:50
Yorumlar (0)