Ruh Sağlığını Korumanın Şifreleri

Röportajlar, 23 Haziran 2020 13:42

Ruh Sağlığını Korumanın Şifreleri

Ruh sağlığını korumak için neler yapabiliriz

  

Ruh sağlığı deyince ne anlıyoruz? Tanımını yapabilir misiniz?

Önce ruh kavramını açıklamamız gerekir. Ruh, manevi ve metafizik bir kavram. Peygamberimiz, “Ruh Rabbim’in emrindendir.” diyor. Ruh konusunda çok az şey biliyoruz. Psikoloji; ölçülebilen, gözlenebilen, laboratuvar şartlarında tekrarlanabilen olguları inceler. Ama ruh, var olduğuna inandığımız, tamamen manevi bir şeydir. Dolayısıyla inançlar da bilimin konusu olamaz. Ancak inançların üstümüzdeki etkisi bilimin konusu olabilir. Bu inanç beni nasıl etkiliyor? Daha mı sakin yapıyor? Daha mı agresif yapıyor? Bilim bunu inceleyebilir ama bizatihi ruhu inceleyemez. Dolayısıyla “ruh bilimi” doğru bir çeviri sayılmaz. Bu yüzden de günümüzde artık psikoloji daha ziyade “davranış bilimi” olarak ifade ediliyor. Psikoloji iki kelimenin birleşiminden oluşuyor. “Psike” ruh demek, bu anlamda ruh diye çevrilmiş ama düzeltelim; bizim kullandığımız manada ruhu kastetmiyor. Nefs demek daha doğru olur. “Loji” de bilim demektir.

Psikoloji, insanın ölçülebilen ve gözlenebilen davranışlarını inceler. Psikoloji bu yüzden ruh bilimi değildir, nefs bilimidir. Biz bugün galat-ı meşhur olarak kullanacağız. Ruh sağlığı, ruhsal hastalıklar, ruhsal bozukluklar diyerek söyleyeceğiz ama ruh bozulmaz, ruh hasta olmaz, başta bunun altını çizelim. Ruh Allah’tan üflenmiş bir nefestir. Allah “Ben insanı yarattım ve ona ruhumdan üfledim.” diyor. Yani özümüz Allah’tan, ilahi bir öz taşıyoruz, o öz bozulmaz, kirlenmez, hastalanmaz. Hastalanan şey nefstir. Osmanlı’da “ilmü’n-nefs” diye tercüme edilir. Doğru olan odur.

Ruh sağlığının tanımı zor ama hastalığın tanımını yapmak daha kolaydır. “Şu belirtiler varsa, şu kadar süre devam ediyorsa yardım alınmalıdır.” diyoruz ve hastalığı tanımlıyoruz. Sağlık için de “Kişinin ruhsal ve zihinsel yönden sağlıklı ve dengede olmasıdır.” denebilir. Denge temel bir kavramdır.

Dengeden kastımız nedir? İfrat ve tefrit olayı mı?

Osmanlı’nın çok güzel bir sözü var. Diyor ki: “Haddini aşan zıddına inkılap eder.” Yani bir şey sınırını aştıysa tersine döner. Bunun için ruh sağlığı, kişinin kendiyle ve diğer insanlarla uyum ve denge içinde olmasıdır. Uyum dediğimizde de, mevcut şartlarda kendini ve ortamı doğru değerlendirip yapabileceklerinin en uygununu yapmak kastedilir.

Çaba göstermek de ruh sağlığının temel göstergelerinden biridir. Yine ruh sağlığında sınır kavramı da çok önemli kavramdır. Sınırlarını bilmek. Yani yapabileceklerini ve yapamayacaklarını gerçekçi bir gözle değerlendirmek.

İlişkilerimizde özellikle aile ilişkilerimizde ruh sağlığının dengede olması için neler yapılabilir?

Öncelikle, beklentilerimizin gerçekçi olması lazım. Mutlu olmak istiyorsak, ruh sağlığımızı korumak istiyorsak, bazı beklentilerin karşılanmayacağını kabul edip gerçekçi bir noktada durmamız. Mesela hanımefendi diyor ki: “Eşim çok agresif, ilgisiz ya da sorumsuz. Sadece para vererek bütün sorumluluğunu yerine getirdiğini düşünüyor. İlgi istediğimizde de ‘Sizin için çalışıyorum, size para getiriyorum. Yetmez mi?’ diyor.”

Peki bunun çözümü nedir? “Beklentilerinizi tatlı dille anlattınız mı?” diyorum. “Anlattım, bir türlü anlamıyor.” diyor. “Bunun yolu evlilik terapistidir, çift terapisti almanız ve onun da sorumluluk alması gerekir.” diyorum. “Gelmiyor, asla gelmez.” diyor. O zaman diyorum ki: Bakın, böyle bir durumda, hani ya sev ya terket diye bir kavram var ya, öyle bir ayrıma geliyoruz. Yapılsın diye söylemiyorum ama bu adamı ya da bu kadını boşayabiliyor muyuz? Hayatımızdan çıkartabiliyor muyuz? Pek çok sebepten dolayı hayır. O zaman bunu böyle kabullenmek zorundayız. Eğer bunu hayatından çıkartmıyorsan, bu adam da değişimi reddediyorsa, bunu böyle kabul etmekten başka şansımız yok. Bununla yaşayacağız. Burda bir seçim yapıyoruz.

“Ya bu olayı inisiyatifi alıp yönlendireceksin ya da bu diyardan gideceksin.” Yani birkaç seçeneğimiz var. Bir insan bize zarar veriyorsa ya da bizi kötü hissettiriyorsa hayatımızdan çıkarabiliyorsak çıkaracağız. Bu arkadaştır, komşudur, hayatından çıkarırsın, çok bir şey eksilmez. Ama ailede birinci dereceden yakınınsa çok iyi düşünürsün. Hayatından çıkarabiliyor musun? Hayatından çıkaramıyorsan o halde hayatını bununla sürdüreceksen, bunu böyle kabul etmen gerekiyor. “Mecbur muyum?” diyene, diyoruz ki: “Değilsin, seçeneklerin var. Ama sen bitirmeyi değil sürdürmeyi seçiyorsun. O halde seçiminden her gün şikayet etmek sağlıklı değil.” Toplum baskısı deyin, ekonomik problem deyin, sosyal etkiler deyin… Ne olursa olsun, bir sebeple ben orada kalıyorsam “Bunu nasıl idare edebilirim? Nasıl daha az beklentiyle ve daha sağlıklı yürütebilirim.” diye düşünmek lazım. Kendi gelişimimize odaklanacağız, kendimizi üretken bir şeylerle meşgul edeceğiz. Ve sosyal ilişkilerimizi güçlü tutacağız.

Ruh sağlığımızı etkileyen iç ve dış etkenler nelerdir?

Havalar etkiliyor, işyeri stresi etkiliyor, trafik etkiliyor. Okul, sınav baskısı, çeşitli hayat dönemleri, okula başlama, kreşe başlama, liseye geçme, üniversiteye geçme, evlenme, boşanma, çocuk sahibi olma… Hayatın çeşitli dönemlerinde yeterince duygusal anlamda desteklenmeme de sebeplerden biri.

Kötü beslenme, hareket etmeme, vücut sağlığının, fiziksel sağlığın yerinde olmaması da duygu durumumuzu etkileyen şeylerden…

Çünkü sağlam kafa sağlam vücutta bulunur sözü boşuna söylenmiş bir söz değil. Duygularımızın her birinin neredeyse hormonal karşılıkları var. Sevindiğimizde, üzüldüğümüzde, ödüllendirilmiş ya da mutlu hissettiğimizde, kaygılandığımızda bir takım hormonlar/nörotransmitterlar salınıyor. İçimizdeki o hormonların salınımıyla ilgili bütün iç organlarımızın, beynimizin, böbrek üstü bezlerimizin, tiroidimizin vs. bunların sağlıklı çalışabilmesi için de sağlıklı bir vücuda sahip olmamız lazım. Mesela, kan değerlerimiz düştüğünde bile daha keyifsiz, halsiz, bitkin hissedebiliyoruz. Duygusal rahatsızlıklar, fiziksel rahatsızlıkları da tetikliyor. Aşırı üzüntüden oluşan mide rahatsızlıkları, cilt rahatsızlıkları, karaciğer, bazen kalp rahatsızlıkları, tansiyon vs. olabiliyor.

Ruh sağlığını korumanın yollarından bahsedebilir misiniz?

 

Öncelikle devlet düzeyinde alınması gereken bazı tedbirler var. Devletin en büyük sorumluluklarından bir tanesi toplumun eğitimi. Toplumun bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi. Çocukların sağlıklı bir ortamda yetişmesi ve kişilik bozukluklarının gelişmemesi için, davranış bozukluklarının gelişmemesi için anne-baba eğitiminin yaygınlaştırılması şart. Ebeveyn eğitiminin her coğrafyada, her köşede olabildiğince ulaşılabilir hale gelmesi lazım. Çünkü en basit bir taşıtı kullanmak için bile birkaç aylık bir eğitim ve ehliyet alma süreci var. Ama dünyanın en kıymetli varlığı insan, eşrefi mahlukat; onu büyütmek için anne-babalık için hiçbir sertifikasyon yok, hiçbir bilgi yok. Biyolojik olarak çocuğumuz olabiliyor. Bu yeterli mi anne-babalık için? Dünyanın en kıymetli varlığı insan. Bunlar için anne-baba eğitimi şart. Devlet tarafından madde bağımlılığına, alkol bağımlılığına karşı bilinçlendirici eğitimler verilmeli. Bugün Yeşilay, halk sağlığını koruma amaçlı çok güzel çalışmalar yapıyor.

Okul rehberliğinin daha işlevsel hale gelmesi lazım. İnsan hayatının en fırtınalı dönemlerinden biri malum, ergenlik dönemi. Hem hormonal olarak hem sosyal kimlik edinme dönemi olarak, iyi bir rehberliğe ihtiyaç var. Rehberlik anlamında da hizmetlerin artması gerekiyor.

Ruh sağlığımızı korumak için bireye düşen şeyler; en başta, sağlıklı bir zihnin sağlıklı bir vücutta olduğunu unutmayacağız. Türk toplumu olarak, özellikle de kadınlar olarak bedenimizi çok ihmal ediyoruz, etmeyelim. Hareket edelim, egzersiz yapalım. Hiçbir şey yapamıyorsak yürüyüş yapalım. Bedenimiz sağlıklı olmalı. Doğru beslenelim.

Hiçbir şey yapamıyorsanız anda kalın, şu an doğru ne yapabilirim, çıkıp bir yürüyüş yapabilirim ve sağlıklı beslenebilirim. Mutlu olmak için şeker ve işlenmiş gıdalarla beslenmeyelim. Bunlar insana en kolay haz veren ama uzun vadede mutsuz eden gıdalardır. Ruh sağlımız yerinde olsun diye kendimizi meşgul tutacağız. Kendimize sevdiğimiz ve üretken bir faaliyet alanı bulacağız. Ev içinde olur, ev dışında olur, bir şey üreteceğiz, boş durmayacağız. İki günü eşit olanın zararda olduğunu unutmayacağız.

Uzman Psikolog Rukiye Karaköse


 

  

Röportajlar, 23 Haziran 2020 13:42

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Tetanoz aşısı hangi durumlarda yapılır?

Tetanoz aşısı hangi durumlarda yapılır?

Neden Çok Yorgunuz

Neden Çok Yorgunuz

Huzursuz bağırsak sendromunun nedeni stres olabilir

Huzursuz bağırsak sendromunun nedeni stres olabilir

Seyahat Edin Sağlıklı Kalın

Seyahat Edin Sağlıklı Kalın

Bebeklerde Oluşan Pişiklere Çözümler

Bebeklerde Oluşan Pişiklere Çözümler

Sıcak havalarda kalp sağlığını korumak için 5 yöntem

Sıcak havalarda kalp sağlığını korumak için 5 yöntem

Çocuklar Neden Sınırlara İhtiyaç Duyarlar?

Çocuklar Neden Sınırlara İhtiyaç Duyarlar?

Uzmanından enfeksiyon uyarısı: 'İlaca rağmen 39 derece civarında ateşler görebiliyoruz'

Uzmanından enfeksiyon uyarısı: 'İlaca rağmen 39 derece civarında ateşler görebiliyoruz'

Narın Faydaları Nelerdir

Narın Faydaları Nelerdir

Tokat mutfağından Düğü Pilavı (Dolmaiçi)

Tokat mutfağından Düğü Pilavı (Dolmaiçi)

Evlilikte “Güven” oluşunca ömür boyu aşk başlıyor

Evlilikte “Güven” oluşunca ömür boyu aşk başlıyor

Tarihi külliyede kum oyunu terapisi eğitimi ile kiltelere ulaşıyorlar

Tarihi külliyede kum oyunu terapisi eğitimi ile kiltelere ulaşıyorlar

Neden uykusuzuz?

Neden uykusuzuz?

Vazelin Nedir Nerelerde Kullanılır

Vazelin Nedir Nerelerde Kullanılır

Tavuklu Kağıt Kebabı

Tavuklu Kağıt Kebabı

Çocuklarda Öfke Nöbeti

Çocuklarda Öfke Nöbeti

Güçlü bir bağışıklık bulaşıcı hastalıklardan korur

Güçlü bir bağışıklık bulaşıcı hastalıklardan korur

Saglıklı uyku için karanlıkta uyuyun

Saglıklı uyku için karanlıkta uyuyun

Evlilikte üç önemli adım

Evlilikte üç önemli adım

Beslenmede  Yaşlılık Çağı

Beslenmede Yaşlılık Çağı

Günde 30 Dakika Egzersizin Vücuda İnanılmaz Etkisi

Günde 30 Dakika Egzersizin Vücuda İnanılmaz Etkisi

Özgül Fobi Nedir

Özgül Fobi Nedir

Tefekkür

Tefekkür

Kış depresyonuyla baş etme yolları

Kış depresyonuyla baş etme yolları

Kişisel ve Toplumsal Huzurun Teminatı: Ahde Vefa

Kişisel ve Toplumsal Huzurun Teminatı: Ahde Vefa

Saatlerin İcadı ve Tarihsel Gelişimi

Saatlerin İcadı ve Tarihsel Gelişimi

Çok üşüyorsanız  bunları okuyun

Çok üşüyorsanız bunları okuyun

Kardeş kıskançlığını önlemek için önemli ipuçları

Kardeş kıskançlığını önlemek için önemli ipuçları

Coğrafi işaretli ürünlere her geçen gün ilgi artıyor

Coğrafi işaretli ürünlere her geçen gün ilgi artıyor

Magnezyum eksikliği belirtileri

Magnezyum eksikliği belirtileri

Tuvalet eğitimi için ideal dönem: 18-36 ay arası

Tuvalet eğitimi için ideal dönem: 18-36 ay arası

Nişanlılar Arasındaki Münasebet Ne Şekilde Olmalıdır?

Nişanlılar Arasındaki Münasebet Ne Şekilde Olmalıdır?

Yangın çıkarma: Piromani hastalığı nedir? Piromani hastalığının belirtileri nelerdir?

Yangın çıkarma: Piromani hastalığı nedir? Piromani hastalığının belirtileri nelerdir?

En kolay kabak tatlısı nasıl yapılır? Canan Karatay'dan kabak tatlısı tarifi

En kolay kabak tatlısı nasıl yapılır? Canan Karatay'dan kabak tatlısı tarifi

Tanışmalarımız Tevazu Koksun!

Tanışmalarımız Tevazu Koksun!

Gerçek sebebi ortaya çıktı! Burnunuz sürekli bu haldeyse...

Gerçek sebebi ortaya çıktı! Burnunuz sürekli bu haldeyse...

Aileler çocuklarına karşı dürüst ve net olmalı

Aileler çocuklarına karşı dürüst ve net olmalı

Kalsiyum bakımından zengin: Deve kuşu yumurtasının faydaları nelerdir? Nasıl tüketilir?

Kalsiyum bakımından zengin: Deve kuşu yumurtasının faydaları nelerdir? Nasıl tüketilir?

Peygamberler ve Duaları

Peygamberler ve Duaları

Uzmanların mevsim geçişlerinde tüketilmesini istediği: Yeşil mandalinanın faydaları nelerdir?

Uzmanların mevsim geçişlerinde tüketilmesini istediği: Yeşil mandalinanın faydaları nelerdir?