Yaradan Rabbimin adıyla
Sevgili dostum, yüreğimin derinliklerinden gelen bir acı, kanayan bir yaraya yer vermişsin mektubunda. Özellikle Gazze’de yaşanan gelişmeleri hatırlatıyor, “Gazze kadar çaresiz ve bu kadar eli kolu bağlı bir toplum daha var mı?” diye soruyorsun.
Gazze’de bir facianın yaşandığını, Gazze’de insanlık adına ne varsa öldüğünü dile getiriyorsun. Katılıyorum. Haklısın. İslam aleminde, Gazze’den yükselen feryatlara gereken cevap verilmiyor. Batı dünyası olaylara tamamen seyirci ve hatta göstermelik bir tepki veriliyorsa da bu tam bir timsah gözyaşı niteliğinde bir tepki. Ama asıl acı tarafı biz ve bizim etrafımızdaki insanların, Gazze’de yaşanan katliamlar karşısında bir şeyler yapmaktan çok, yapıyor görünmek için birilerini suçlama yoluna gitme çabasında olunması.
Gazze’deki çocuklar, gelecekte terörist olur endişesiyle işgal güçleri tarafından hunharca katlediliyor dostum. Çocukların babalarının kolları arasında, annelerinin kucaklarında, kanlar içerisindeki cansız bedenleriyle masum bir şekilde dünyaya veda edişi, kendine insan diyenlerin vicdanını sızlatmıyormu acaba?
Zihnimde bu karmaşa ve vicdan muhasebesiyle Cuma günü namaza gitmiştim. Cuma namazının kılındığı musallanın etrafından “Gazze’ye yardım” sandıkları kurulmuş ve “Gazze’ye yardım” çağrıları yapılmaktaydı. Bu görüntü beni daha bir duygulandırdı. Toplanan yardımlar ciddi bir maddi yekün oluşturuyor. İran toplumunun Filistin ve Kudüs konusundaki hassasiyetinin dikkate değer olduğunu hatırlatayım. Dostum, İran, Filistin konusunu anayasa yerleştirmiş ve Filistin direnişine destekleri İran’ın kırmızı çizgisi. Halkın alt kesimleri buna bir anlam veremese de Filistin meselesi İslami ve insani boyutu kadar İslam inkılabının İslam dünyasına açılan kapısı niteliğinde.
Gazze’ye yapılan ve yapılacak yardımların mahiyetinden ziyade, Gazze davasının doğru bilinmesinin en büyük yardım olacağı düşüncesindeyim. Sevgili dostum, Gazze küçük bir bölge ve sadece İşgal rejimi İsrail ve Mısır’a kara sınırı olan, denizden de işgal rejimi tarafından abluka altına tutulan adeta bir açık hapishane. Dünya ile iletişimi Mısır ile kara sınır altında yapılan tüneller tarafından sağlanıyor. Bu tünellerden Gazze’nin ihtiyaç duyduğu gıda ve ilaçlar temin ediliyor.
Sevgili dostum, mektubunda, “Mübarek Ramazan’da yapılan Gazze saldırıları çok acı ve yürekleri dağlıyor diyorsun. Hayalete dönmüş mahallelerde sığınacak yer arayan savunmasız Gazze halkı “Bizler Ramazanın çocuklarıyız yıllardır açlık, susuzluk ve imkânsızlıklar içinde yaşamayı öğrendik artık. Bütün bu sıkıntı ve imkânsızlıklar bizi daha da motive etti. Atılan bombalar ve yapılan vahşi saldırılar bizi yıldırmayacak Bizler Hz. Hüseyin’in mektebinin takipçileriyiz” mesajı veriyorlar diyorsun. Fakat yine de, Gazze’ye uzanacak bir el, feryatlarına verilecek bir cevap onları daha dik ve daha canlı tutmaz mı?
Aslında sevgili dostum, herkesin bulunduğu coğrafya kapsamında yapabilecek bir şeyleri olmalı sözüne katılıyorum Hele de, ekonomik boykot kapsamında yahudi mallarını boykot edelim görüşünün zayıf olduğunu hatta bu mallara karşı bir ambargodan çok onların bir reklamına dönüşmesinden yakınıyorsun. Bu görüşüne de katılıyorm. Bir de önerin var ya; Her şehirde yahudi sermayeli AVM’ler var. ‘Bu AVM’lerin önünde eylem yaparak bu AVM’lerde alış verişi boykot etmeli aslında’ diyorsun ya işte buna gönülden katılıyorum. Gerçekten de belirttiğin gibi yahudi malları diyerek boykot ediyoruz bazı malları, iyi de aynı mallar olmasa da onlardan daha fazla mal satışı yapan yahudi sermayeli AVM’lere ne demeli. Haklısın dostum. Bataklık varken, bizim sinekle uğraşmamız ancak bizi yorar. Haklısın dostum, ağacın gövdesi dururken, bizler sadece yapraklarla dallarla uğraşıyoruz ve hatta onların dalları, ağacın gövdesini daha bir canlı tutmaya yarayan aşıya dönüşüyor..
Sevgili dostum, herkesin imkanları ölçüsünde bir şeyler yapılabilir. Çaresiz kalan Gazzeli kardeşlerin yanlız olmadığını hissedecek onların feryadlarını duyabilecek birer zincir olabiliriz. Olmalıyız da...
Sevgili dostum yakındığın bir konu vardı ya.. Bizim yardım kuruluşlarımız, yaraların sarılması için yardım toplamıyor. Logoların gözükmesi için yarışıyorlar diyorsun ya bu da beni Üzdü. Sahada olan sensin. Tespit sana ait. Medyada çıkan görüntülerde de senin tespitlerini haklı çıkaran fotograflar çok doğrusu. Yine de üzüldüm.
Sevgili dostum. Logo yarışı olmaksızın, yardımda ve iyilikte yarış edenlerin içerisinde olmak üzere. Yarışların hayırda, iyilikte olması dileğiyle.Kendi kurum ve kendi derneğimin ismi gözüksün anlayışından uzak, Gazzeli kardeşlerin yaralarına merhem olacak, onların feryadını duyacak ve biz buradayız diyecek bir anlayış ve bilince kavuşmak ümidiyle.
Muhabbetle kucaklıyorum. Sağlıcakla kal diyorum. Gazzeli kardeşlerim için dua ediyorum, dua edelim, yardım edelim. Yardım ulaştıralım.
Gazze şehidlerine selam olsun.
Yorumlar (0)