Hikmet Özgür

İran'da İftar mektubu

04 Aralık 2020 20:03

Yaradan Rabbime sığınarak ve ona sonsuz şükürler ederek

Sevgili dostum, senden ayrılalı uzun yıllar oldu. Biliyorsun. Bizim bölgeler, birlikte adım attığımız yerlerde havalar sıcak ve rutubetli olsa da, şimdi yaşadığım bu yerler kuru ve çok sıcak. Sıcak dediysem, birlikte adımlar attığımız kaldırımlarında yürüdüğümüz şehirden daha sıcak.

Aziz dostum,  neden böyle bir giriş yaptığımı, neden hemen havaların sıcaklığından dem vurduğumu anlamış olman gerekir. Mübarek Ramazan’a girdik. İran’da havalar çok sıcak başkent Tahran’da 40’ların üstünde hava sıcaklığı. Güney şehirlerde ise bu 50’lere dayanıyor. İran’da bu yıl 17-18 saatlere varan oruç tutuluyor. O sıcaklarda ve o uzun dönemde insanlar oruç tutuyor.  Televizyon ekranlarında oruç ve oruçla ilgili programlar dikkati çekerken, dışarıda, lokanta, fastfood, meyva suyu satıcıları gibi gıda satış yerleri kapalı. Sadece, otogar,hava alanları ve garların bulunduğu yerlerdeki lokantalar, fastfood, meyva suyu satıcıları açık.

Sevgili dostum,  genel olarak oruç kendini hissettirse de, akşam saatlerinde iftara yakın, lokantalar yada fastfood yerlerinde İran’a özgü, ramazan yiyecekleri yada iftar yemekleri olarak kabul edilen “Aş-ı Reşte” ve “Halim” denilen yemeklerin yapılıp satıldığı yerlerin hareketliliği dikkati çekiyor. Aş-ı Rişte, “Reşte aşı” diye bileceğimiz, yöreye göre değişse de maydanoz, sarımsak, yonca,  ıspanak, 5 -6 sebzenin kavrularak içine biraz reşte ve nohut katılarak pişirilip servis zamanı kavrulmuş sogan-sarımsaklı nane ile yoğurt kurusundan oluşan sosun dökülerek yenildiği bir çorba türü. İran’da çok yaygın ve besleyici bir çorba çeşidi. Oldukça zahmetli bir yapılışı da var. Evinde cenazesi çıkan kişi adak olarak bundan pişirip dağıttığı gibi özellikle özel gün diyebileceğimiz Hz. Hüseyin’in şehadeti başta olmak üzere masum imamların şehadet günlerinde adak olarak yapılıp dağıtılan bir nezir yemeği.

“Halim” denilen yemek de çok ilgi çekici. İran’a özgü olan, başta tatil günlerinin sabahı olmak üzere özel günlerin yemeği olarak, kahvaltılık, besleyici bir yiyecek. Oldukça zahmetli bir yapılışı olan Halim’in ana katkı maddesi et ve bugday. Uzun süren karıştırma işlemiyle et ve bugday o kadar karıştırılır ki, bugday ve et artak iç içe geçmiş hangisinin et ve hangisinin bugday olduğunu anlayamaz olursun. İyice hamurlaşana kadar çevrilir. Bunu yaparken, özel bir dizi ritüelleri olsa da, zahmetli ve bereketli bir yiyecek olduğu için özel günlerde yapılır. Halim de aş-ı reşte gibi Hz.İmam Hüseyin’in şehadeti başta olmak üzere masum imamların şahetetlerinde adak yiyecekleri içerisinde kabul edilir ve özel günlerde yapılır.

Sevgili dostum, İran’da ramazan’ın geldiğini biraz da Halim ve Aş-ı reşte satışlarında yaşanan patlamada anlarsın. Yabancı biriysen dikkatini en fazla bu çeker. Her lokanta ve her köşede bu yapılır ve iftar saatinde dışarıda satışa sunulur. Satış yapılan yerlerde de adeta kuyruklar oluşur. Bazen durumu iyi olanlar, söz konusu halim veya aş-ı reşte’yi kazanıyla satın alarak “selavat-i” diyerek insanlara hayrına sebil olarak dağıtır.

Yabancı biri olursan, dikkatini çekmeye bilir belki amma halim ve aş-ı reşte İran’ın ramazan yiyecekleri olarak baş köşede kendini gösterir. 
Aziz dostum, İran’da iftar da çok ilgi çekici. Onu anlatmadan edemeyeceğim. Oldukça sağlıklı bir iftar geleneği var. Önce,  biraz yeşillik, peynir, hurma, lokma tatlısı ve bir parça ekmek ile sıcak bir çayla iftar yapılır. Namazlar kılınır. Yarım saat falan geçtikten sonra yemek faslına geçilir. Burada iftar denildiğinde, biraz yeşillik, peynir,hurma, lokma tatlısı ve bir parça ekmek akla gelir. Camilerde bu servis yapıldığı gibi meydanlarda, metro istasyonularında, dört yol kavşaklarında bazı kurum ve kuruluşlar, belediye gibi kurumlar ücretsiz olarak paketler halinde vatandaşlara iftariyelikler dağıtır. Yemek ise daha sonraya bırakılır.

Sevgili dostum, İran’da iftar saati okunan dualar da çok içten ve insanı manevi olarak alıp başka aleme götüren bir havası var. Ayrıca, başkent Tahran başta olmak üzere muhteliif şehirlere yaptığı ziyaretlerde, mübarek Ramazan’ın geldiğini gösteren bilbordlar, tabelalar, belediyeye ait metro otobüs ve benzeri yerlerde, Ramazan’da yapılması gerekenlere dair uyarısı ve bilgilendirici yazılar, mübarek ramazana ait özel dualar yada bazı kurumlar kapılarının önüne her gün,  mübarek ramazan dualarını günlük olarak yazma geleneği çok anlamlı..

İftar saatine yakın bizde var olan “Ramazan pidesi” gibi iftara yakın saatlerde fırınlarda oluşan kuyruklar sıcak ekmek alıp, iftarını sıcak ekmekle açmak istiyenlerin yoğunluğu dikkat çeker. O da görülmeye değer doğrusu. Unutmadan, bakkalar başta olmak üzere iş yerleri iftar saatinde iş yerinin önüne bir tezgah koyarak tezgahın üstüne “hurma” koyarak insanların hurma yemelerini iftar açmaları sağlanır. Bu gelenek her Perşembe günleri yapılsa da ramazanda daha bir ayrı güzellik. Selavet-i denilen bu gelenek, iran toplumunda sıradan, ölmüşlere fatiha okunmasına vesile olacak ikram türü.

Sevgili dostum, İran’da Ramazan geleneklerini de söylemek isterim elbette, onu da bir başka mektuba bırakmak isterim. Uzattığımın farkındayım. Kısa amma özlü yazmaya çalıştım.  Yakıcı sıcaklar altında iran toplumunun nasıl oruç tuttuğunu anlatmak zor. Görsellikle, görmek istediğimiz arasındaki farkı da daha sonraki mektuba bırakıyorum. Bende senden uzun uzun mektublar bekliyorum sevgili dostum. Yazasın ki, yazayım. Yazayım ki, buraları anlatayım. Anlatayım ki, birbirimizi daha iyi anlayalım. Anlatamazsam anlamaz, anlamazsan da aramızdaki bağlar daha rahat kopmaz mı!? Şu anda islam dünyasında yaşananların arkasında yatan neden de, birbirlerimizi anlamamak ve birbirimizi anlatamamak değil mi?

Aziz dostum, birbirimizi anlamanın tek  yolu, birbirimize anlatmak.  Anlatalalım, anlaşılmak için. Anlatalım ki, ellerimiz birbirine daha bir yakınlaşsın. Ellerimiz o kadar da uzun bir mesafede değil. Uzatsak birbirine kavuşacak.

Ellerimizin birbirine kavuşması için binlerce selam gönderiyorum aziz dostum.  Yaradan Rabbimin rahmetine emanet ediyorum seni. Bin selamla, kucaklıyorum

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Gazze Mektubu
04 Aralık 2020 20:03

Sevgili Dostum
04 Aralık 2020 20:03

Tüm Yazılar