Horluyor musunuz? Gecenin bir yarısı kan ter içerisinde uyanıyor musunuz? Sabahları yorgun kalkıyor musunuz? Kilo vermekte güçlük çekiyor musunuz? Araba kullanırken uyukladığınız oluyor mu? Bu soruların çoğuna “Evet” yanıtı verdiyseniz, Doç Dr Murat Karaman uyarıyor: Dikkat! Uykuda nefes durması ve gündüz aşırı uyku hali ile seyreden ‘Tıkayıcı Uyku Apne Sendromu’ hastası olabilirsiniz.
Tıkayıcı tipte uyku apnesi ve horlama, uyku sırasında yumuşak damak ve küçük dilin veya beraberinde dilin geriye kaçıp soluğu 10 sn den daha fazla tıkaması ve bu sırada vücudun solunum için aşırı çaba göstermesi ile oluşur. Büyük riskleri olan ve en kısa haliyle böyle tanımlanan tıkayıcı tipte uyku apnesi ve horlamayı, Doç Dr Murat Karaman daha yumuşak ve sempatik bir ifade ile tarifliyor: “Soluksuz Senfoni”. Doç Dr Murat Karaman, horlama sırasında oluşan gürültüyü bir senfoniye benzetmek ve 10sn’lik nefessiz süreci soluksuzluk olarak nitelemeyi tercih etmenin, bu hastalığın tanı ve tedavisine daha olumlu ve güvenle yaklaşmamızı sağlayacağı kanısında. Normal erişkin insanların en az %45’i zaman zaman horlamaktadır. %25’i sürekli olarak horlamaktadır ve Doç Dr Murat Karaman ekliyor: "Bu kişilerin pek çoğunda tıkayıcı uyku apnesi de tabloya eşlik etmektedir.” Dilin arkası ve yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Bunlar birbirleri üstüne geldiğinde solunumla birlikte titreşmekte ve horlama ve uyku apnesi ortaya çıkmaktadır. Dil ve boğaz kaslarının gerginliğinin azalması; şişman insanlardaki kalın boyun yapısı, büyümüş bademcik ve geniz eti, bazı kist ve tümörler ve uzun ve sarkık küçük dil ile yumuşak damak yapısı olarak örneklenebilecek boğazdaki dokuların aşırı büyük olması ve burun tıkanıklığı olan kişinin havayı almak için genizde aşırı vakum yaratması gibi pekçok sebep bu hastalığın nedenini oluşturabilir.ŞİDDETLİ HORLAMA BİR ANDA KESİLİYOR “Tıkayıcı tipte horlama hastalığı” horlamanın en ağır formu olarak nitelenebilir. “Uyku apnesi” diye bilinen bu hastalıkta şiddetli horlama nefessiz kalınan bir dönemle kesilmektedir. Bu sırada solunum tam yada kısmi durmuştur. 10 saniyenin üzerindeki nefessiz kalma nöbetlerinin bir saat içinde sık görülmesi yaşamı ciddi şekilde tehdit eder. Bu solunum tıkanması sonucunda beyinde uyanıklık reaksiyonu meydana gelir ve solunum kasları aktifleşerek üst solunum yolunun açılmasını sağlar. Bu basamağı rahatlamayla birlikte gelen tekrar uykuya dalma izler. Gece uyku sırasında sık tekrar eden bu durum uykunun sürekli bölünmesine neden olur. Tıkayıcı tipte uyku apnesi hastalığı olan kişiler uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebilmektedirler. Derin faz gerçek dinlenme için tek yoldur. Dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz geçecektir. Konsantrasyon güçlüğü olacağından, dikkat gerektiren işler yaparken uyuklamalar olabilir ve istenmeyen kazalarla sonuçlanabilir. Apneli (nefesin kesilmesi) hastalarda rastlanan tıkanmalarda uykuda kan oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Oksijenin düştüğü bu dönemde kalp kanı daha çok pompalamak zorundadır. Doç Dr Murat Karaman; “bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi” yerleşme riskine vurgu yapıyor.FARKEDİLMEYEN TEHLİKEUyku apnesi hayati sağlık sorunlarına neden olabilen ciddi bir hastalık olsa da belirtilerini hastanın kendisinin farkedebilmesi oldukça zordur. Hasta genellikle uykudaki normal olmayan durumlardan, eşi veya yakınlarının farketmesiyle haberdar olur. Uyku apnesinin en önemli belirtisi gece uykusu süresince ani solunum duraklamaları, çok gürültülü horlamalar ve iç çekmelerdir. Uyku apnesinin sonucu olarak ortaya çıkan horlamalar her türlü pozisyonda gerçekleşebilir. Uyku apnesi olan hasta, el kol hareketleri ile rahatsız bir şekilde uyumaya çalışır. Diğer bir taraftan uyku apneli hastalarda sık sık tekrarlanan uzun süreli solunum durmaları olmaktadır. Apneli hastalarda 10 saniyeden başlayan solunum duraklamaları bir dakikadan fazla sürelere kadar devam edebilir. Gece uyku kalitesinin bozulması nedeniyle gün boyunca kendini yorgun hisseden hastaların kitap okurken ya da televizyon seyrederken uyuklamaları olabilir. Bu, özellikle araç kullanan hastalar için önemlidir. Uyku apnesi olan hastaların trafik kazası yapma riski normalden 8 kat fazladır. Bu da hastalarda inanılmaz derece yorgunluğa dolayısıyla konsantre olamamaya neden olur. Uyku apnesinin, yüksek tansiyon, kalp büyümesi ve kalp atımında düzensizlikler, ani kalp durmaları, uykuda ani ölümler, sık idrara çıkma, uykuda aşırı terleme, uykusuzluk ve huzursuz uyku, aşırı ve hızlı kilo alma, konsantrasyon güçlüğü, depresyon ve davranış bozuklukları, sabah baş ağrısı ve ağız kuruluğu, mide yanması, çocuklarda hiperaktivite, insülin direnci ve diyabet, felç ve kalp krizi gibi pekçok etkisi görülür.3 SORUN BİR SOLUKSUZ SENFONİTıkayıcı uyku apnesinin oluşturduğu problemleri Doç Dr Murat Karaman “3 Sorun Bir Soluksuz Senfoni” ifadesiyle özetliyor. İlki sosyal bir sorun olmasıdır. Bu aile yaşamında ciddi bir şekilde tehdit eder ve mevcut boşanmaların pekçoğunun sebebidir. Horlayan kişi alay konusu olur. Ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerin sorumlusu tutulur. Horlayan kişi tatil ve iş gezilerinde istenilmeyen oda arkadaşı olur. İkincisi tıbbi bir sorun olmasıdır. Kişinin kendine verdiği zarar daha büyüktür. Dinlenilmeden geçirilen geceler vardır. Yüksek tansiyon, kalp ritmi bozukluğu, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesine neden olur. Üçüncüsü ise hukuki bir sorun olmasıdır. Uyku apnesi nedeniyle meydana gelen pekçok iş, ev ve trafik kazası adli açıdan hastaları suçlu duruma düşürmektedir.MUTLAKA DOKTORA GÖRÜNÜNDoç Dr Murat Karaman, “burun, geniz, bademcikler, boğaz, dil kökü ve solunum yolları Kulak Burun Boğaz muayenesi sırasında gözlenebilen bölgeler olduğu için her horlayan ya da uyku testi ile uyku apnesi tanısı almış hastanın kulak burun ve boğaz uzmanı tarafından görülmesi gerektiği konusunda” ısrar ediyor. Basit bir KBB muayenesi ile hangi bölgelerin uyku sırasında çökmeye meyilli olup, apnelere yol açtığının tespiti gerekiyor. Ayrıca boy, kilo, boyun bölgesinin çevresi, kan basıncı, vücut kitle indeksi gibi parametrelere de bakılmalıdır. “KBB muayenesi sırasında hastaya önce sprey ile anestezi uygulanır. Ardından fleksible endoskop denilen yumuşak ince bir fiberoptik kameradan muayene yapılır. Burun, geniz, yumuşak damak arka yüzü, bademcikler, yutak ve nefes borusu giriş yerleri ayrıntılı bir şekilde incelenir. Hastaya bu esnada ”Müller Manevrası” denilen uyku sırasında olası çökme yerlerinin tespitine yarayan tanı yöntemi uygulanır ve hastanın buna göre tedavisi planlanır.” 4 TEDAVİ SEÇENEĞİDoç Dr Murat Karaman, uyku apnesinde dört temel tedavi seçeneği sıraladı: • Uyku apnesini artıran faktörlerin belirlenmesi ve önlenmesi:-Kilo vermek-İyi bir adele tonusu kazanmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli.-Horlayan kişiler uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen alerji ilaçlarını uykudan önce almamalı.-Uykudan önce alkol almaktan ve ağır yemekten sakınmalı.-Aşırı yorgunluktan sakınmalı.-Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli. Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir metotdur. Böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur. Yatağınızın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde tüm yatağınız yaklaşık olarak 10 cm bir tarafa doğru çeviriniz. Bu amaçla yatağınız bir tarafı altına bir tuğla yerleştirmek amacınıza uygun olacaktır.BAŞKA NELER KULLANILIR?• İlaç tedavisi;- Depresyon ilaçları- Burun açıcı ilaçlar- Burun içi steroidli spreyler- Düşük akımda oksijen verilmesi• Ağız içi Aletler-Dili önde tutan araçlar-Alt çeneyi öne ilerleten araçlar olarak iki sınıfta toplanmaktadır.Dişlerin üzerine yerleştirilen bir ağız içi araç da özellikle alt çeneyi öne doğru ilerleterek özellikle sorunu hafif olan, basit horlamalı, kalp problemi veya gündüz uyku hali olamayan ve CPAP yada cerrahi tedaviyi kabul etmeyen hafif/orta uyku apneli hastalarda fayda sağlayabilir.• CPAP ve BiPAP kullanılması; -Uyku apnesi tedavisinde CPAP adı verilen hava kompresörleri yöntemi sıklıkla uygulanıyor., “Bu cihazlar çeşitli maskeler aracılığı ile gece boyunca hava üfleyerek tıkalı olan havayolunu açık tutar. Bu sayede tıkanıklıklar ortadan kalkarak horlama, apnelerin gelişmesi engellenir. Solunumsal olaylar engellendiği için uyku bölünmez. Bu sayede ertesi sabah zinde kalkılır ve gündüz aşırı uyku hali ortadan kalkar” Ancak bazı hastalar geceleri yüzlerinde maske ile uyuyamıyor ya da uyumayı tercih etmiyorlar. Özelikle genç yaştaki hastalarımız hayatlarının geri kalan kısımlarında her gece maskeye bağlı kalmak istemiyor ve diğer tedavi alternatiflerini değerlendirmek istiyorlar.”• -Cerrahi tedavi. -Hastalarda problemin olduğu seviyeye göre pekçok cerrahi tedavi alternatifi oluşturulabilir. Özellikle çocuklarda üst solunum yolunu daraltan bademcik ve geniz etinin cerrahisi sorunu ortadan kaldırabilir. Erişkinlerde burun tıkanıklığı için burun ameliyatı, burun etinin cerrahi yada radiyofrekans ile küçültülmesi, yumuşak damağa ve küçük dilin uzunluğu ve sarkıklığı için LAZER yada Radyofrekans destekli yada klasik metodla asma, germe, çekme ve küçültme cerrahileri uygulanabilir. Anatomik iskelet problemi (küçük çene, arka uzanımlı alt veya üst çene) olan hastalarda alt ve üst çene ilerletme ameliyatları veya alt çene uç kısmını öne çekilerek yeniden yerleştirilmesini kapsayan cerrahi prosedürlerle tedavi edilebilir.
09 Aralık 2014 14:55