İkna etmek mi? yoksa inatlaşmak mı?
Çocukları ikna etmek ve onları mutlu görmek her ebeveyn için en büyük ödül. Ancak konu onların sayısız isteklerini karşılamaya gelince aileler kendilerini çaresiz hissedebiliyor. Çocuğa, istediği bir şeyin neden olmayacağını ne kadar ikna edici bir şekilde anlatırsa anlatsın, karşısında inatla vazgeçmeyen bir direnişçi görebiliyor anne-babalar. Yine de ikna etme çabalarına devam etmekten geri durmuyorlar. Ödül ya da ceza ise çoğu zaman en büyük kurtarıcı aileler için. Fakat bu tercih, yeterince etkili olmadığı gibi ebeveynle çocuk arasındaki ilişkiye de zarar veriyor. İçinden çıkılamayan olaylar karşısında çocuğu ikna etmek yerine ona sınır koymak gerektiğini söylüyor Uzman Psikolog Gülden Kılıç. Çocuklar sınırları olmayan varlıklar olduğu için sınırları bilmek onların dünyasında rahatlatıcı etki bırakıyor. Burada ebeveynin neden o anda sınır koyduğunu açıklaması ve sonra çocuğa “Ben anne-babayım, biliyorum” demesi gerekiyor. Tabii çocuklar bu cümleden pek hoşlanmayabiliyor ve arkası kesilmeyen “neden neden neden” soruları başlıyor. Bu sorulara da makul cevaplar vermek gerekiyor. Ancak aileler çocuğun hemen ikna olmasını beklememeli. Çünkü onlar bu cevaplardan tam olarak ikna olabilecek bilişsel becerilere sahip değil. Bunu, çocuğun varlığına, kişiliğine saygı duyduğumuzu hissettirerek, sadece ebeveyn olarak sınır oluşturmak için yaptığımızı ifade ederek yapmakla çocuğun egosu incinmeyecektir. Birçok çocuk hem kendi hem de ebeveyninin sınırlarını öğrenmek için girişimlerde bulunur. Durmak bilmeyen ağlamalar, küsmeler, inatlaşmalar gibi… Burada kararlı olmanın önemli olduğunu söylüyor Kılıç. Fakat ebeveynlerin şöyle bir hataya düştüklerini belirtiyor: “Kararlı olalım derken baskıcı olabiliyor anne baba. Eskilerden hatırlayalım, çocuk bir kuralla karşılaştığında hırçınlaşıp ağladığında annelerin ihtarı gecikmezdi. ‘Öfkelenmeye, karşı gelmeye hakkın yok.’ Ama çocuklarda da bu duygular vardır, hem de fazlasıyla. Eğer çocukların bu tepkilerine izin verilmezse sorun asıl orda başlıyor.” Böyle bir durumda çocuk ebeveyni karşısında güçsüz ve hayal kırıklığına uğramış hissediyor. Ya içine atıp duygularını bastırıyor ya da inatlaşması artarak devam ediyor. Ebeveynin ‘Gel anlaşalım; ben bazen kurallar koyacağım sen de sinirlenebilirsin buna’ gibi yaklaşımlarla bu öfkeyi şefkatle karşılaması gerekiyor. Bu şekilde olayların çözülmesi de kolaylaşıyor. Ayrıca çocuklar yetişkinlerin yaptığı birçok şeyi yapmak için ısrarcı olabiliyor. Burada çocuğa izin verilmese de gelecekle ilgili olumlu bir algı oluşturmasına yardımcı olunabilir. ‘Sen de büyüyünce bunları yapabileceksin’ diyerek gelecekte bunları yapabileceği kendisine söylenmeli.İnatçı çocuk karşısında aile ne yapmalı? Gülden Kılıç, çocuk eğer çok sinirli ve konuşmak istemiyorsa ailelere çocuğun o anda üzerine gidilmemesini öneriyor. Çocuğun öfkesini yaşamasına izin vermek ve o konuşmak istediğinde konuşmak daha iyi sonuç veriyor. Evde kuralların olması ve bunun çocuğa anlatılması çocuğun belirsizlik yaşamasını ve dolayısıyla inatlaşma ve öfke nöbetlerini engelliyor. Tabii kuralları birlikte belirlemek, çocukların fikirlerini dinlemek ve onların bazı önerilerine uymak da önemli. Bir de her konuyu kural haline getirmemek, sadece önemli olan konularda kurallar sunmak gerekiyor. Eğer çok kural olursa çocuğun da ebeveynlerin de kafası karışabilir. Kılıç’a göre kuralların zaman zaman ebeveynler tarafından esnetilmesi gerekiyor. Örneğin masada yemek yeme kuralı var ve tam da o sırada televizyonda çok sevdiği bir film var. Çocuğa nedeni açıklanarak o günlük televizyon karşısında yemesine izin verilebilir. Bu esneklik çocuğun kurallara karşı negatif tutum geliştirmesini engelleyebilir. Burada ölçü, çocuğun da en az ebeveynler kadar bir kişiliği olduğunu bilmek ve buna saygı duymaktan geçiyor aslında. Biz ona sınır koyduğumuz gibi o da bize sınır koyabilir. Bu saygıyı gerçekten hissederse çocuğun da ebeveynlerine karşı kredisi gelişir. Yani bazen sırf anne babası istiyor diye inadından vazgeçebilir onların hatırına isteklerini erteleyebilir. Unutmamak gerekir ki nasıl ki ebeveynler çocuklarının mutluluğunu ister, çocuklar da ebeveynlerin mutluluğu için birçok şey yapmaya hazırdır. Bunun için ilişkide her zaman sevgi ve olumlu kabulü onlara hissettirmeli.
08 Mayıs 2015 13:39