Bir ömür yaşamdan, gelecek kuşaklara tavsiyeleri
Bir asrı geride bırakan Hatice Solak, kimliğinde doğum tarihinin 1 Temmuz 1914 yazdığını ancak gerçek yaşını bilmediğini söyledi.İki defa evlilik yaptığını belirten Solak, Küçük yaşta yaptığım ilk evliliğimden 5, ikinci evliliğimden de 5 olmak üzere 10 çocuğum oldu. Şimdi 60 torunum var dedi.Hayatının büyük bölümünü yaylalarda hayvancılık yaparak geçirdiğini anlatan Solak, uzun yaşamasının sırrını doğal beslenmeye borçlu olduğunu ifade etti.Çocukluk ve gençlik yıllarında kıtlık ve yokluk yaşandığını belirten Solak, Allah'ın verdiğini yedik içtik. Eskiden darlık vardı, sonradan bolluk oldu. Ömrümüz hayvancılık yaparak geçti. Eskiden her şey doğaldı taze yağı dürüm yapardık. Ömrüm boyunca hep yetiştirdiğim doğal gıdalarla beslendim dedi.Askere çağrıldıSolmaz, 2. Dünya Savaşı döneminde askere alınan babası ve kardeşinin bir daha dönmediğini söyledi.Babası ve kardeşini askere uğurladığı günün hiç aklından çıkmadığını vurgulayan Solmaz, şöyle devam etti:Giderken anam onlara kömbe yapmıştı. Ata bindim ve onlara yetiştirdim. Kardeşim 'keşke benim yerime seni alsalardı' diye takıldı bana. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra gelen jandarma gelerek beni askere alacaklarını söyledi. Meğer babam beni nüfusa erkek olarak kaydettirmiş. Yıllarca süren mahkeme ardından nüfustan düşürüldüm. 1950'ye kadar Durdu olan adımı yeniden kayıt yapılırken, mahkemede hakimin sorması üzerine Hatice olarak değiştirdim.Hanefi Solak da kayıtlarda kendisinden 18 yaş küçük eşiyle 65 yıl aynı yastığa baş koyduklarını anlattı.Eşinin, evlendikten 4 yıl sonra askere çağrıldığını ifade eden Solak, uzun süren sürecin ardından bu sorunu aştıklarını kaydetti.Tükettiği ürünleri kendisi yetiştirirdiTorunu Hasan Solak ise ninesine son zamanlarda geçirdiği rahatsızlık nedeniyle hazır gıda maddeleri almaya başladıklarını ancak 2 yıl öncesine kadar tükettiği ürünleri kendisinin yetiştirdiğini ifade etti.Ninesinin doğal olmayan hiçbir şeyi evine sokmadığını belirten Solak, şunları kaydetti:İlerlemiş yaşına rağmen kendi bahçesini yapar ürünlerini kendisi yetiştirirdi. Gelen çocuklarına, torunlarına hatta gelen misafirlere bile yetiştirdiği ve ürettiği ürünlerden ikram ederdi. Peynir, çökelek, pekmez ve pestil yapar, bunları tüketirdi. Sürekli 'oğlum önce huzurlu olun, sonra doğal beslenin sakın kafanıza her şeye takmayın' derdi.
03 Mayıs 2014 13:49