Bize bu
dünyada en çok değer veren insanlar şüphesiz ki anne ve babamızdır. Ne onlar
için evlatlarından daha değerlisi vardır, ne de evlat için anne babasından daha
kıymetlisi... Anne ve babanın eksikliğinin doldurulamayacak bir boşluk
olduğunu, henüz anne ve baba hayattayken anlamak da bu nedenledir ki çok
güçtür. Bu konuda sanırım tam tabiriyle anne ve babanın eksikliği, başa
gelmeden anlaşılması imkânsız bir eksikliktir. Anne ve babası hayatta olanlar
için; Rabbim anne ve babanızı başınızdan eksik etmesin, hayırlı, uzun ömür
versin. Ama ebeveynleri hayatta olmayanların acısını anlamakta güçlük
çekeceğimiz için, bu acıyı görmezden gelmek büyük bir bencillik olacaktır. Kur'an-ı
Kerim bu konuda bizi şu şekilde uyarıyor: "Kendileri, geriye zayıf
çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar hakkında endişeye kapılanlar, (yetimler
hakkında da) ürperip korksunlar. Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar ve doğru
söz söylesinler." (Nisa-9) Bu ayeti okuyunca biraz daha anlamlı hale
geliyor durum. Kendi çocuğunuzu yetim bir çocuğun yerine koyunca, bir yetimin
hissettiği eksikliği anlayabiliyorsunuz. Çünkü siz evladınızın tek kalacağını
hissedince ilk olarak korunmayacağını düşünürsünüz. Allah, aynı hassasiyeti
yetim kardeşlerimiz için de göstermemizi istiyor. Bir yetimi sevindirdiğinizde,
onlarla birlikte bir gün geçirdiğinizde ya da bir ihtiyaçlarını
karşıladığınızda inan ki yüreğiniz ferahlayacaktır. Bir yetimin gülümsemesi zor
değildir, yeter ki siz bunun için azda olsa çabalayın.
Bir
Müslüman'a yakışan yetim kardeşini yüzüstü bırakmayıp elinden geldiğince yetim
kardeşine yardımcı olmasıdır. Allah'a emanet olunuz.
18 Aralık 2017 13:50