Günümüzde çocukların gelişim süreci ile ilgili olarak anne babaları en çok endişelendiren konulardan biri olan erken ergenliğin her zaman tedavi gerektirmediğini belirten uzmanlar, gereksiz tedavilerden kaçınılması gerektiğini dile getiriyor.
Günümüzde çocukların gelişim süreci ile ilgili olarak anne
babaları en çok endişelendiren konulardan biri de erken ergenliktir.
"Çocuğum erken ergenliğe mi giriyor?", "Tedavi olmalı mı?"
gibi sorular ebeveynlerin kafalarını kurcalıyor. Çocuk Endokrinoloji Uzmanı
Prof. Dr. Cengiz Kara erken ergenliğin ne zaman tedavi edilmesi gerektiğini ve
tedavi yöntemlerini anlattı.
Zamanında tedavi edilmezse boy
kısa kalabilir
Aileler
özellikle kız çocuklarında erken meme gelişimi ile kaygılara neden olur.
Kaygının iki kaynağı erken adet kanaması olasılığı ve kanama ile beraber
büyümenin duracağı düşüncesidir. Çocuğun yaşıtlarından önce adet görmesinin
getirebileceği stres, sıkıntı da bu kaygıyı besler. Doğrusu, çok küçük yaşlarda
başlayan gerçek erken ergenlik bu risklerin tamamını taşır. Zamanında teşhis ve
tedavi edilmezse, erken ergenlik büyüme plaklarının erken kapanmasına ve
erişkinlik boyunun kısa kalmasına neden olur. Ancak ergenlik belirtilerinin
erken başlaması her zaman tedavi gerektirmez; ergenliğin kendi doğal seyrinde
izlenmesinin daha uygun olacağı durumlar da vardır. Dolayısıyla, tedavi
gerektiren ve gerektirmeyen erken ergenlik süreçlerinin birbirinden ayırt
edilmesi ve gereksiz tedavilerden kaçınılması da bir o kadar önemlidir.
Ergenlikte büyüme giderek
hızlanır
Kızlarda
ve erkeklerde iç ve dış üreme organları (yumurtalıklar, rahim, vajina, penis)
birincil cinsiyet özellikleridir. Bu organların büyüyerek erişkin boyutlarına
ulaşmasının yanı sıra kıllanma ve meme büyümesi gibi fiziksel değişimler ise
ikincil cinsiyet özelliklerini oluşturur. Ergenlik dönemi ikincil cinsiyet
özelliklerinin ve üreme kapasitesinin kazanıldığı çocukluktan yetişkinliğe
geçiş evresidir. En sık gözlenen ilk belirti kızlarda meme büyümesi ve
erkeklerde testis büyümesidir. Ancak aileler testis büyümesini fark
edemeyebilir ve ilk dikkat çeken bulgu penis kökünde kıllanma olabilir.
Kızlarda da genital bölgede kıllanma bazen ilk ergenlik belirtisi olabilir. İlk
belirtilerden ortalama 2-2.5 yıl sonra kızlarda ilk adet kanaması, erkeklerde
ise sperm üretimi başlar. Bu süreçte büyüme giderek hızlanır ve doruk noktasına
ulaşır. Sonraki 2-2.5 yılda büyüme giderek yavaşlar ve büyüme plaklarının
kapanması ile durur.
Başlama yaşı ve ilerleme hızı
kişiye göre değişir
Ergenlik
kızlarda ortalama 10-11 yaşlarında, erkeklerde ise 11-12 yaşlarında başlar,
fiziksel değişikliklerin ve büyümenin tamamlanması 4-6 yıl sürer ve genellikle
kızlarda 15-16, erkeklerde 17-18 yaşlarda boy uzaması durur. Ancak ergenliğin
başlama yaşı ve ilerleme hızı çok fazla bireysel değişkenlik gösterir. Yukarıda
ifade edilen ortalama yaşlara göre 2-3 yıllık sapmalar mümkündür. Bu nedenle
ergenliğe girme yaşı kızlarda 8-13 ve erkeklerde 9-14 arasında değişir. Bu
yaşlar arasında başlayan ergenlik normal kabul edilir.
Her erken gelişim erken
ergenlik anlamına gelmez
Erken
ergenlik ikincil cinsiyet özelliklerinin kızlarda 8 ve erkeklerde 9 yaşından
önce başlaması olarak tanımlanır. Kızlarda 8 yaşından önce meme büyümesi ve
kıllanma olması, yine erkeklerde 9 yaşından önce testis büyümesi ve kıllanma
başlaması erkendir. Ancak her erken gelişim gerçek erken ergenlik olduğu
anlamına gelmez. Ergenlik belirtilerinden sadece bir tanesinin gözlendiği ve
diğer belirtilerin eşlik etmediği kısmi ergenlik biçimleri söz konusudur.
Örneğin, kızlarda en sık 6 ay ile 2 yaş arasında gözlenen erken meme gelişimi
böyledir. Bu durum kız çocukların çoğunluğunda müdahale edilmeksizin
kendiliğinden düzelir, bazılarında ise erken ergenliğe ilerleyebilir. Bu
süreçte yakın takip önemlidir. Yine, en sık 5-8 yaşlar arasında gözlenen
genital bölgedeki kıllanmalar da eşlik eden başka bulgu yoksa çoğu zaman
ergenlik belirtisi değildir. Böbrek üstü bezinden salgılanan hormonlara bağlı
oluşan bir durum olup genellikle ter kokusunun değişmesi ile birlikte görülür.
Ancak, kıllanma bazen abartılı olabilir. Abartılı kıllanma olan çocukların
ergenlik süreçlerinin izlenmesi gerekir. Çoğunlukla ergenliğin durdurulmasını
gerektiren bir sorun oluşmaz, fakat kızlar sonraki yıllarda aşırı kıllanma veya
adet düzensizlikleri gibi sorunlar yaşayabilir.
Obezite ergenliği erkene
çekiyor
Günümüzde
aşırı beslenmeye bağlı oluşan obezite sorunu hem kızlarda hem de erkeklerde
ergenliği erkene kaydıran bir etmen olarak karşımıza çıkmaktadır. Obezitenin
giderek yaygınlaşmasına paralel olarak erken ve erkence ergenlik sorunları daha
sık gözlenir. Erken ergenlik kızlarda 8 ve erkeklerde 9 yaş öncesi başlayan
belirtileri ifade eder. Erkence terimi ise normal yaş aralığında ancak erkene
kaymış ergenliği belirtmek için kullanılır. Kızlarda 8-9 yaş, erkelerde 9-10,5
yaş arası başlayan ergenlik erkence kabul edilir. Erkence ergenlik yavaş
seyirli bir durumdur ve obeziteden bağımsız olarak da görülebilir. Bu durumda
boy uzunluğu ve kemik yaşında bir ilerilik söz konusu değildir. Obez çocuklarda
boy ve kemik yaşı ileri olabilir. İster fazla kilolu isterse normal ağırlıklı
olsun erkence ergenliği olan çocuklarda ergenlik durdurucu tedavilerin erişkin
boya olumlu bir etkisi yoktur. Ergenliği kendi doğal seyrinde izlemek daha
uygun bir yaklaşımdır. Öte yandan, beslenme durumundan bağımsız, daha çok 7 yaş
öncesi çocuklarda gözlenen ve tedavi gerektiren gerçek erken ergenlik durumları
da vardır. Bu çocuklarda ergenlik hızlı seyir gösterir, kemik yaşı hızlı
ilerler ve müdahale edilmezse erişkin boy kısa kalabilir.
Hemen endişeye kapılmayın
Anne
babalar çocuklarında erken ergenlik belirtileri gözlediğinde hemen endişeye
kapılmamalıdır. Ebeveynler genetik yapı ve beslenme durumu ile ilişkili olarak
çocuklarının ergen gelişim gösterebileceğini ve hormon tedavisi uygulayarak
ergenliği durdurmanın her zaman gerekli olmadığını bilmelidirler. Ergenlik
açısından müdahale gerektiren bir sorun olup olmadığı konusunda destek almak
için ailelerin çocuk endokrin uzmanlarına başvurulmaları önerilir. (İLKHA)
06 Ocak 2018 14:28