İkinci bahar'ın akıldaneleri

 

22 Ocak 2018 13:09
İkinci bahar'ın akıldaneleri





  Ülkemizdeki
yaşlı hizmetine daha çok kafa yormamız, model uygulamalar ortaya koyup, hayata
geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum…Bunun için geciktiğimizi de. Bir dönem,
yaşlı gündüz bakımevi projesi uygulamasına katılmıştık, uygulamaya kısa süreli
bir deneme olarak başlanmıştı, geriatri bölümüyle.Tekerlekli sandalye ile
binilebilecek rampalı minübüsü ile yaşlılar evden toplanıyor, merkeze
getiriliyordu.Yılda bir ay, yaşlının ailesinin tatile çıkabileceği zaman
diliminde yaşlının özel etkinliklerin de yapılacağı yatılı kurum hizmeti
alabilmesi projeler arasındaydı.

Tüik verileri ülkemizdeki 6 milyon 650 bin yaşlının % 64’ü mutlu
diyor. En büyük mutluluk kaynağı da , yaşlıların % 64.2 ile ailesi.%18,1
çocukları.65 yaş üstü yaşlı denilen nüfus son yıllarda öncekine göre % 17.1
artarak yedi milyona dayanmış.Toplam nüfus içindeki oran da %.8.3 olmuş. Yaşlı
nüfusun % 43.9’u erkek, 56.1’i kadın.Erkekler erken gidiyor, her yönde çok
çalışan, doğurup dokuyan kadınlar, erkeklere ve hayata rağmen geç gidiyor,
hatta son yıllarda gitmem diye diretiyor. Kimsenin yaşlı kadınlara ‘ git’
dediği yok , ama, yaşadıkları insana yaraşır olsun diyoruz hepimiz, kimseye
muhtaç olmasınlar…

 

Yaşlısı  çok olan ilimiz
Sinop’muş, bilmezdim.% 18’miş Sinop’taki yaşlı oranı. Yaşlısı en az olansa,
Şırnak, % 3.2

Benim bildiğim en uzun ve
sağlıklı ömür sürenlerin Aydın ili Nazilli ilçesindeki yaşlılar olduğuydu. Bana
sorarsanız çok çalıştıkları, her şeye akıl yordukları, yiyecekte
titizlendikleri ve akraba ilişkisini sağlam tuttuklarından, neşeli olduklarından,
içlerine bişey atmayıp, dümdük söylediklerinden.90’ı aşan ve hala çalışan erkek
ve kadınlar Aydın Nazilli/Yenipazar’da sıradan görüntü. Yaşlı nüfusun %
72.8’inin tarım sektöründe hala çalışıyor oluşu, ileri yaşta toprak işini
gönüllü yahut zorunluluktan sürdürenlerin yalnız Nazilli değil, yurt sathında
olduğunun kanıtı. Nazilli’nin, eli toprakta, sebze meyvesi elinin altında
olanlar yemeği az, taze katkısız yapıp yer, beklemişi yemez.En çok bir kez
ısıtmayı öğütlerler, aş’ı…Güzel insanlardır, hem akıldan hem gönülden yana
güzel.Nazilli’nin yüz yaş sınırını zorlayan, yer yer aşan nüfusu araştırmalara
konu oldu.

 

Dalya diyenlerimiz altı bin
sınırında.Yüz’lük yaşlılarımızın en çok olduğu il Istanbul, bine yakın yüz
yaşında var.İki yıl önce hayatından pek mutlu olduğunu söyleyen yaşlı sayısı
artmış, % 57’den 64.5’a yükselmiş. Yalnız aşım, kaygısız başım diyen yaşlıların
yüzdesi erkeklerde 23.3 iken kadınlarda 76…

 

Kadın yanında bile eli ağzına
yetmeyen erkek bir başına yapamıyor, % 77’si siliniyor, kendi başına olabilen,
kendine yetebilen yaşlı erkek % 23.3’ten ibaret. Çocuklarıyla yaşamayan
yaşlıların çocukları tarafından sıkça aranıp sorulma oranı  % 71.7.Sayılar
geçen yıl yazılı basında yer bulan İstatistik Kurumu verileri, şu anki sayıları
göstermiyor, yükseldiğini varsayabiliriz.

 

Kendine yetemez olunca
çocuklarıyla yaşamak isteyenlerin oranı % 40.2 iken, kendi evinde bakılmak
isteyenler %7.7 de kalıyor, kim gele kim baka, bir gün gele beş gün bıraka…

 

Huzurevini yeğleyen yaşlı nüfus
yüzdesi 7.7 Ayrıca huzurevlerine laf edip durulmasın, kim tutacak yerlerini,
ikinci baharın akıldaneleri mi alıp evinde bakacak, tedavi edecek,
kim?İyileştirilmesi,sayıca artması, yıllarca sıra bekletilmemesi, hizmetin
insana yaraşır ve çok yönlü olması, sıkı denetlenmesi deyin, onu anlarım…

 

Sayılar her zaman gerçeği
gösterir mi?Hayır. Bu nanemolla konuda sayılar başka, gerçek başka, hal ve
ahval başka, başa gelende çifte kavrulduğumuz daha  başka…

 

Çözüm peki? Yetersiz, akçalı,
yaygın değil, el yordamıyla bulunur, bulunsa da ele geçmez, sancılıdır, safası
kısa ve kısıtlı...Akıl verme ve çözüm icadında lavgarlık edeni çoktur ama. Son
günlerde sosyal medyada paylaşılıp duran huzurevlerini bombardman eden,
yaşlısını oralara yollayan evlatları rezil rüsva eden metinlerden gına geldi.

 

Buna ayırdığınız zamanı en
yakınınızdaki huzurevine gidip günde bir saat bile olsa moral verip, kitap
okuyup, yaşlıyı dinleyerek geçirin… Kendi mahallenizdeki yalnız yaşayan
yaşlının kapısını en son ne zaman çaldınız?

Bir yaşlıya koruyucu aile olup,
hiç değilse özel günlerde, bayramlarda evinizde ağırlasanıza…

İspanya’da sosyal askerlik
olduğunu söylemişti bir İspanyol, bilmem doğru bilmem yalan?

Hem kadın hem erkek için
zorunluymuş bu sosyal hizmet, asker kaçaklığı yahut bedel ödeyerek
kurtulamazmış kimse. Keşke bütün ülkelerde olsa.

 

Ülkemizdeki yaşlı hizmetine daha
çok kafa yormamız, model uygulamalar ortaya koyup, hayata geçirmemiz
gerektiğini düşünüyorum…Bunun için geciktiğimizi de. Bir dönem, yaşlı gündüz
bakımevi projesi uygulamasına katılmıştık, uygulamaya kısa süreli bir deneme
olarak başlanmıştı, geriatri bölümüyle.Tekerlekli sandalye ile binilebilecek
rampalı minübüsü ile yaşlılar evden toplanıyor, merkeze getiriliyordu.Yılda bir
ay, yaşlının ailesinin tatile çıkabileceği zaman diliminde yaşlının özel
etkinliklerin de yapılacağı yatılı kurum hizmeti alabilmesi projeler
arasındaydı.

 

Bunlar işin hem gerekli olan
faslı, hem yaygın yaşlı hizmetinin hali düşünüldüğünde fıstıkî yeşiliydi, zaten
model olarak kaldı,  hizmet ne uzayabildi ne yaygınlaşabildi.

 

Peki
ne yapılabilir?

 

Belki önce izlenebilir, yaşlı
nüfus ve iletişim bilgisi önce aile hekimliğinde, sonra ilçe ve il aile-sosyal
politikalar müdürlüklerinde bulunur. Sağlık durumunun izlenmesi, ev ziyareti,
akıl ve beden sağlığının takibi, moral ve ihtiyaçlar açısından, ailesiyle
ilişkileri ve maddi gücü/güçsüzlüğü açısından gerekli. Ailesinin yeterli
olamadığı yani yaşlının bakım gerektiren hasta konumuna geçtiği zaman da
huzurevi yahut özel bakım üniteli huzurevinin gündeme gelmesi, kuruma hızla
yerleşmesi sağlanmalı.

 

Peki varolan kurumlar, bakanlığın
kendi yaşlı bakım merkezi ile bakanlığa bağlı özel kurumlar yanı sıra, vakıf ve
derneklere bağlı olanlar, geriatri hastanesi bünyesinde olanların, sosyal
güvenlik kurumları ve askeriyenin huzurevlerinin, yaşlı ölmeden ona el uzatmasının
yüzdesi ne?  Ne kadar düşüğü aklınıza geliyor ise, o... Birkaç vak’ada öne
düşüp sorduğumuzda bir büyük kentimizdeki Emekli Sandığı huzurevinde sıranın
uzunluğu, Ezrail hazretlerinin verdiği destekle bile yaşlıya gelecek gibi
değildi , bu söylediğim üç yıl önceydi şimdi nasıldır bilemem, tek bildiğim çat
kapı gidilebilecek bir yaşlı bakım merkezi olmadığı…Parayı bastırsanız da
bulamayacağınız. Eğer evladınız da sizden el çektiyse, ki bunun pek çok
örneğini gördük, yandınız…

 

Yakın komşu ihbarı, aile
hekiminin duyurusu belki aile üyelerinden önce davranabilecekleri
düşünüldüğünde, ciddiyetle dikkate alınmalı. Sulh Hukuk Mahkemesi aynı soydan
gelen birinin başvurusu bile gerekmeden, ilgili müdürlükler marifetiyle ve
hızla yaşlıya vasi tayin edilerek, sulh hukuk hakimliği görevlisinin, yaşlıyı
tedavi kurumuna yerleştirmesi sağlanmalı, hatta evim evim diye direten yaşlının
evinde/bakıcı elinde kalması tedavisine engel oluşturuyor ise, vasi tayini
sonucu ilgili kuruma nakledilerek tedavisi ve bakımının sağlanması…

 

Merkezi yaşlı kayıtlarından
yaşlının sosyal/psikolojik/mali portresinin sürekli izlenmesi, öne düşüp
elinden tutulması…Bu konuda en yakın birimlerin en hızlı hareket etmesi,
mahalle muhtarlığı, aile hekimliği, ilçe aile ve sosyal politikalar
müdürlüğünün…

 

Engelli ve özel bakım gerektiren
uzun süreli hastalığı olan yaşlıların daha dikkatli izlenmesi…

 

İlgili bakanlıkların, başta Aile
sosyal politikalar ve sağlık bakanlıkları, görüş ve müdahalesiyle adalet
bakanlığı, içişleri bakanlığı il/ilçe nüfus müdürlükleri…

 

Sorun o kadar büyük ve çok yönlü
ki, bir seferberlik halinde ve birçok makamın birden elini taşın altına koyması
öylesine gerekli ki, bugün başlansa kısmen halli yılları bulacak…

 

Daha yaşlının bir çatı altında
ve  en yakınlarıyla konu komşunun merhametine muhtaç olmayacağı onurlu
bakımı sağlayamamışken, ellerde, kuzey ülkelerinde fizik tedavi, yaşlı sporu,
ayak sağlığı ve bakımı hastanesi, diş ve göz konusunda destek birimi ve yaşlıya
özel Fin modeli spor haberlerini okudukça, bilimsel kongrelerde oralarda
varolan uygulamaları dinledikçe, 65 yaş üstüne ikinci üniversite, eğitim
haberlerini okudukça ah etmemek ne mümkün?(Fin modeli spor, Helsinki Teknoloji
Ünv.ce altmış beş yaş ve üzerine dönük, beden sağlığını korumak, hassas eklemlere
yük bindirmeden egzersiz yaptırma sistemi. Ülkemizde S.Demirel Huzurevi ve
Yaşlı bakım rehabilitasyon merkezince uygulanıyor)

 

Adana Kurttepe’de devletin yaşlı
mahallesi projesini uzun yıllar izledik, yaşlı yerleştirdik, çalışmalarının
insana yakışırlığını gördük, huzurevi bahçesinde ve oraya bağlı tek odalı, iki
basamakla çıkılan, mendil kadar bahçeli yaşlı evleri yaptıydı, o dönem SHÇEK
yaşlı hizmetleri genel müdürlüğü. İçinden hayatın geçtiği bir mahalleydi bu,
seyyar satıcı, gazeteci ve komşular bile geçerdi, temizlik hizmeti ve yemek
istenirse huzurevinden gelirdi, isterse yaşlı açık mutfağında kendisi yapardı,
personel hazırlık konusunda yardımcıydı.Kısa süreli işi olanlar çıkar, işini
yapar gelirdi. Bunu,  belki ilçeler bünyesine kadar yaygınlaştırabilirsek…

 

En çok da tıbbi bakıma ömür boyu
muhtaç olanların minnetsiz, hızlı, sürekli sağlık bakımını sağlayabilirsek.Öyle
klavye kahramanlığıyla olmuyor bu işler bazı ham’fendiler bey’fendiler, buyurun
sizler de gönüllü hizmete…

 

Her konuda kahraman olması
gereken ey devlet, siz önden buyurun…

   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.