Uzmanlar, bitki çaylarının bazı durumlarda tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyor.
Uzmanlar, herhangi bir yan etkisi veya risk faktörlerinin çok da
bilinmeyen bitki çaylarının bazı durumlarda tehlikeli olabileceğine dikkat
çekiyor.
Özellikle
kış aylarında bağışıklığı desteklemek, vücut direncini artırmak veya metabolik
hızı yükseltmek için insanların aktarlara giderek bitki çayları veya poşet
bitki çayları aldıklarını belirten Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Şeyda
Sıla Bilgili, ancak bitki çaylarının 'çok masum' gibi düşünülerek, insanların
kendilerinde var olan bazı hastalıklara bakmadan tüketebildiğini ya da bu hastalıkların
farkında bile olmadıklarından, şifa zannederek bol bol içebildiklerini ifade
etti. Oysa ekinezyadan zencefile, yeşil çaydan adaçayına dek birçok bitki
çayının; bazı durumlarda tehlikeli olabildiğine işaret eden Beslenme ve Diyet
Uzmanı Bilgili, bu yüzden sağlığa fayda yerine zarar vermemek için bitki çayı
kullanımına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Bilgili, bitki çaylarıyla
ilgili şu uyarı ve önerilerde bulundu.
Yeşil çay
En
sık tüketilen bitki çaylarından olan yeşil çayın, hipertansiyonu ve çarpıntısı
olan kişilerin dikkatli tüketmesi gerektiğini ifade eden Bilgili, "Yeşil
çay içeriğindeki epigallokateşin galat sayesinde metabolik hızı artırıyor ancak
aşırı tüketiminde, içerisindeki kafeinden kaynaklı hipertansiyonu ve çarpıntısı
olan kişileri rahatsız edebilir. Hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişiler
yeşil çayı bir-iki fincandan fazla tüketmemeli." dedi.
Kekik
"Gündelik
yaşamda çok sık kullanılan, kendine has koku ve tadıyla şifalı baharatlardan
olan kekik bitkisi için 'kekiğin de zararı mı olurmuş?' demeyin." diyen
Bilgili, "Kekik çayı; idrar enfeksiyonlarından sindirim problemlerine, üst
solunum yolu enfeksiyonlarından mide rahatsızlıklarına kadar pek çok fayda
sağlasa da tansiyonu düşürücü etkisinden dolayı yüksek tansiyon
hastalarında ilacın etkinliğini arttırdığından sanılanın aksine olumsuz
sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle yüksek tansiyon hastalarının eğer kekik çayı
içeceklerse bir uzman kontrolünde ilaçtan 2 saat sonra tüketmeleri uygun
olabilir." ifadelerini kullandı.
Ekinezya
Bağışıklık
sistemini güçlendirici etkisiyle ekinezyanın, soğuk algınlığında çok sık
kullanılan bir bitki çayı olduğunu dile getiren Bilgili, şunları belirtti:
"Soğuk algınlığı kalıntılarının önlenmesi ve tedavisinde yardımcı. Mevsim
değişimlerinin etkilerini hafifletmek, hastalıklara karşı vücut direncini
artırmak için ekinezya çayı bir ay düzenli kullanılabilir. Ancak bazı kişilerde
alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor. Doğum kontrol, alerji ve kolesterol
ilaçları ile etkileşimi olduğundan, bu ilaçları kullananlar bir uzman tavsiyesi
olmadan kesinlikle kullanmamalı."
Zencefil
Zencefilinin,
soğuk algınlığı, mide ve bağırsak rahatsızlıkları ile diyabet üzerine olumlu
etkilerinin bilindiğini belirten Bilgili, "Ancak bu şifalı bitki, safra
salgısını artırdığı için safra kesesiyle ilgili rahatsızlığı olanların uzman
kontrolünde tüketmesi şart. Ayrıca hamilelikte; bulantı ve kusmayı önlediği
için de zencefil kullanılıyor. Ancak bir gram üzerinde zencefil alınması adet
söktürücü etkisiyle düşük riskini meydana getirebileceği için, uzmana danışarak
güvenli doz aralığında kullanılmalı." diye uyardı.
Sinemaki çayı
"En
tehlikeli örnek sinemaki yaprağı çayı" diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı
Bilgili, "Zayıflama çaylarında sıkça karışımıza çıkan sinemaki, özellikle
kabızlık tedavisinde sıklıkla kullanılıyor. Ancak 3 haftadan fazla tüketilmesi
durumunda bağırsakta kalıcı hasara hatta uzun vadede tümörlere bile neden
olabilir. Ayrıca sinemaki, bağırsaklarda kronik bir tembellik de ortaya
çıkarabiliyor." diye dikkat çekti.
Adaçayı
Bilgili,
adaçayıyla ilgili şunları söyledi: "Soğuk algınlığı tedavisinde adaçayı ve
gargarası çok etkili. Sinüsleri ve akciğerleri temizliyor. Adaçayının içinde
bulunan cineol isimli bileşen sayesinde öksürüğü önlemeye yardımcı oluyor.
Özellikle ağız ve boğaz enfeksiyonlarındaki etkisiyle bilinen adaçayı, uykuya
eğilimi artırdığı için sakinleştirici ilaç alanlarda ve gebelikte
kullanılmamalı. Ayrıca kasılmalara da neden olduğundan hamilelerin adaçayı
tüketmemesi gerekiyor."
Zerdeçal
Zerdeçalı,
safra kesesinde taş olanların kullanmaması gerektiği konusunda uyaran Bilgili,
şunları ifade etti: "Zerdeçalın içerisinde bulunan kurkumin, vücudumuzda
hasara, kanser ve iltihaba yol açan maddelerin oluşumunu önlüyor. Yapılan
çalışmalar kemoterapi ve radyoterapi uygulanan kanser hastalarında tedavinin
daha etkili olmasını sağladığını gösteriyor. Ancak zerdeçalı safra kesesinde
taş olanlar kullanmamalı. Çünkü safra akışını artırıcı etkisi var."
Kuşburnu
Bilgili,
kuşburnu tüketimine ilişkin şunları dedi: "Kuşburnu, içerisindeki C
vitamini sayesinde bağışıklık sistemini korur ve güçlendirir. Soğuk algınlığı,
nezle ve grip gibi enfeksiyonlu hastalıklar ile romatizma gibi iltihabi
hastalıkların doğal tedavisi için de son derece etkili ve kullanışlıdır. Ancak
gün içerisinde yaklaşık üç fincandan fazla tüketimi deride kaşıntı gibi alerjik
reaksiyonlara neden olabilir. Ağızda ve sindirim sisteminde tahrişe yol
açabilir." (İLKHA)
23 Ocak 2018 14:08