İnsani İlişkilerimiz: Su-i ve Hüsn-ü Zan

 

24 Ocak 2018 14:38
İnsani İlişkilerimiz: Su-i ve Hüsn-ü Zan





  Su-i zan... Diğer adı ile ön
yargı veya peşin hüküm… 

Zan; kişinin, hakkında yeterli bilgisi olmadan bir şahıs,
kurum veya olay hakkında peşin bir yargıya varma halidir. 

Zan (ön yargı), insanların bir olaya en kısa yoldan hüküm
verdiği yöntemdir. Tecrübe edilmiş birkaç çıkarım ile hiç alakası olmayan
yargıya zan ile varılır. 

Bu nedenle en adaletsiz yargı ön yargıdır. Bazı insanlarda ön
yargı, detaylı bilgi sahibi olmadığı anlarda başvurulan yöntem iken, kimisinde
kişiliğine oturmuş bir davranış halidir. Her sözün ardından bir yargı aramak,
kendisi için yapılan her iyiliği bir çıkara bağlamak, önüne getirilen
yiyecekleri tatmadan puanlandırmak, ilk defa gördüğü insanın görünüşüne göre
onu değerlendirmek, ön yargının kişiliğe yerleşmesinin göstergesidir. Özellikle
ilk kez karşılaştığı insanlar hakkında, kendisine bir gelecek tasarlayacak
kadar ön yargı seline kapılmak zan hastalığıdır. 

Allah’u Teâlâ Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde zannın
sonucunda bir hüsran halini hatırlatmaktadır. En’am Suresi’nde şöyle
buyurmaktadır: “Eğer yeryüzündekilerin
çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece zanna
uyarlar ve saçmalarlar.” (En`am / 116) 

Bu ayet-i kerime, insanların çoğunlukla zan yoluyla karar
verdiklerinin malumudur. 

Zan kelimesi ile kullanılan diğer bir yargı ise hüsn-ü
zandır. 

Hüsn-ü zan; olumlu düşünmek, güzel zanda bulunmak anlamlarına
gelir. Hüsnü zan çoğu kez, psikolojik travma halindeyken bir terapi şeklini
alır. Said Nursi hazretlerinin “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet
alır.” sözü, bu terapi şeklini çok nezih bir şekilde
açıklıyor. Hayattaki olumlu ayrıntılara odaklanan, işin güzel yanıyla mutlu
olan, her şeyin bir hikmet nazarı olduğunu düşünen insan, pozitif bir enerjiye
bürünür ve etrafına şükür dolu mutluluk sinyalleri yayar. 

Rabbimizin, kötü bir niyet taşıyan kişiye, o niyetini pratiğe
dökmedikçe günah yazmaması; ancak kalbinde iyi niyet besleyen kişinin o iyiliği
eyleme dökmesini beklemeden onu mükâfatlandırması, hüsnü zannın güzel bir
haslet olduğunun göstergesidir. 

Kur’an-i Kerim’de hüsnü niyetin olması gereken şekli üzerine,
örnek bir cümle kurulmuştur ki; bu cümle iki eş arasında geçen ve bir takdir nişanesi
olarak kıyamete kadar Kur’an’da zikredilecek olan şu cümledir: 

“Erkek ve kadın müminlerin, bu iftirayı işittiklerinde kendi
vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da, ‘bu apaçık bir iftiradır’ demeleri
gerekmez miydi?” (Nur / 12) 

Burada rabbimizin örnek verdiği cümle, İfk hadisesinin
sahabeler arasında çalkalandığı dönemde, Hz. Ebu Eyyûb El Ensari ve eşi
arasında geçen konuşmadaki yargı ifadeleridir. Ebû Eyyûb el-Ensarî hanımına: “Senin hakkında böyle bir şey söylense kabul eder misin?” diye sordu. O, “Hâşâ, asaletli ve şerefli bir insan böyle bir şey yapmaz.” cevabını
verdi. Eyyüb el Ensari “Öyle ise Aişe senden daha hayırlıdır, şüphesiz bu bir iftiradır.” demiştir. 

Öyle bir çağda yaşıyoruz ki insanlar, eleştiri tahtasına
oturttuğu din kardeşi hakkında dahi, dilediği gibi su-i zanda bulunmakta,
atılan iftiraların aslı astarı araştırılmadan tasdik etmekte ve Müslüman
ahlakında olmaması gereken yakıştırmalarla gözden düşürme politikasına
kapılmaktadır. Yukarıdaki ayette Rabbimiz, Müslüman’ın tutunması gereken tavır
ve hükmü öne sürerken, insanlar hakkında peşin hüküm vermeyi vicdansızlık
olarak nitelemektedir. 

Bütün bunlarla beraber asıl olan, zannın her türlüsünden
sakınmaktır. 

“Ey iman edenler! Zannın birçoğundan kaçının. Çünkü zannın
bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini
arkasından çekiştirmesin…” (Hucurat / 12) 

Burada zannın bir kısmından kasıt, su-i zandır. Ancak zannın
her türlüsünden sakınmak en efdal olandır. Bir mevzu hakkında tam bilgi sahip
olmadan, yargısız eleştirilerde bulunup zan üzere hareket etmek, sonunda
yalancı duruma düşürür ve eleştiride bulunduğu kişi karşısında mahcubiyet
pozisyonuna koyar. 

Unutmayalım. Su-i zan, doğru değerlendirmeyi engeller ve
hüküm vermemiz gereken yerde bizi ayrımcılığa düşürür.   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.