Oyun bağımlılığı 'akıl hastalığı' olarak kabul edilecek

 

03 Şubat 2018 15:18
Oyun bağımlılığı 'akıl hastalığı' olarak kabul edilecek




Dünya Sağlık Örgütü 'bilgisayar oyunu bağımlılığını' akıl hastalığı olarak adlandırmaya hazırlanırken, uzmanlar, günümüzde bireyleri yalnızlaştıran, sorunlu kişilikler haline getiren bu tehlikeye karşı uyarıda bulunuyor.


  Yeşilay 2. Genel Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Dinç, Dünya Sağlık
Örgütü tarafından "akıl hastalığı" kabul edilen oyun bağımlılığına
ilişkin, kimyasal bağımlılıkla alakalı insanların farkındalığının olduğunu
ancak davranışsal bağımlılık anlamında herkesin "kötü alışkanlık",
"kendi kendini toplar", "iradesiyle çözer" gibi baktığını
belirterek, "Kimyasal bağımlılık ne kadar hastalıksa davranışsal
bağımlılık da o kadar hastalıktır. Tek başına 'kendime biraz sahip olayım,
mücadele edeyim' diyerek çözülmez. Bu hastalığın tıbbi tedavi, psikolojik
destek ve psikoterapi ile çözülmesi lazım." dedi.

Dünya Sağlık Örgütü, en
son 1990 yılında güncellenen Hastalıkların Uluslararası Sınıflaması (The
International Classification of Diseases) teşhis kılavuzunun 2018 yılında
yenileneceğini ve bilgisayar oyunu bağımlılığının da kılavuzda "akıl
hastalığı" başlığı altında yer alacağını duyurdu.

Uzmanlar,
günümüzde yediden yetmişe herkesi adeta kıskacı altına alan, bireyleri
yalnızlaştıran, sorunlu kişilikler haline getiren ve ileri aşamalarda klinik
vakalara dönüştüren bu teknolojik esarete karşı kullanıcıları uyardı.

Yeşilay
2. Genel Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Dinç, internet ve teknoloji
bağımlılığının, davranışsal bağımlılık olarak ele alındığını, bunun dünya için
yeni bir olgu olduğunu, çok hızlı bir şekilde ortaya çıktığını, çok yaygın bir
şekilde dünyayı sardığını belirtti.

Özellikle
Asya ülkelerinin bu durumdan ciddi anlamda muzdarip olduğunu ifade eden Dinç,
Güney Kore ve Çin'in, devlet düzeyinde tedbirler almaya başladığını, Çin'de
teknoloji bağımlıları için askeri kampların organize edildiğini, Güney Kore'de,
yataklı ve ayaktan 50'nin üzerinde tedavi merkezi açıldığını aktardı.

Dinç,
Dünya Sağlık Örgütü'nün, online oyun bağımlılığının, bu konuda yeterince
araştırma ve kriter oluştuğu için "Hastalıkların Uluslararası Sınıflaması
Teşhis Klavuzu"nda yer alacağını anlattı.

İstanbul'da
geçen aylarda 3 gün boyunca 35 ülkeden 50 bilim insanıyla bir araya gelerek,
teknoloji bağımlılığı kriterlerinin neler olması, nasıl genişlemesi gerektiği
konusunda ve örnek vakalar üzerinden bilgi paylaşımı yaptıklarını bildiren
Dinç, Dünya Sağlık Örgütü bünyesinde Türkiye'nin de yer aldığı bir görev gücü
oluşturulduğunu ve çalışmalara başlandığını söyledi.

"Rol modellik çok kötü
seyrediyor"

Özellikle
büyükşehirlerde çocukların fiziksel anlamda enerjilerini boşaltabilecekleri
zeminlerden mahrum olduklarını vurgulayan Dinç, şunları kaydetti:
"Anne-babaların çocuklara sık sık söyledikleri bir şey var 'bilgisayarını
kapat', 'cep telefonunu kapat.' Peki, ne yapsın çocuk? Bilgisayarı kapattığında
bir hareket alanı var mı? Anne-babaların olumsuz televizyon ve teknoloji
kullanımı var. Rol modellik de bu anlamda çok kötü seyrediyor. Çok sık
karşılaştığımız bir durum var. Anne-babalar çocuklarını psikoloğa getiriyorlar,
'bu çocuğu bilgisayarın başından kaldıramıyoruz.' Sorduğumuz soru şu; 'kalksın
ne yapsın?'. 'Gelsin bizimle televizyon seyretsin' diyor. O ekrandan bu ekrana,
maalesef çözüm değil. 'Çocuk ders çalışsın biz televizyon seyredelim, çocuk
kitap okusun biz bilgisayara bakalım, çocuk yazı yazsın biz cep telefonu ile
oynayalım.' Ciddi anlamda kötü örneklik olduğunu görebiliyoruz. Temelde
meselemiz özellikle büyükşehirlerde, fiziksel anlamda hareket edebilecekleri,
bedenlerini kullanabilecekleri mekanların oluşturulması.

Çocukların
kendilerini ifade edebilecekleri, yeteneklerini geliştirebilecekleri, olumlu
geri bildirim alabilecekleri zeminlerin oluşması lazım. Sosyalleşmeyle alakalı
büyük sıkıntı var. Büyük şehirlerde kimsenin kimseyi tanımadığı binalarda
yaşıyoruz. Dolayısıyla hepimizin sosyalleşmeye ihtiyacımız var. Gençler bu
imkanı bulamadığı zaman tabii ki sosyal medyanın başından kalkmıyor."

Evde
anne baba ne kadar kural koyarsa koysun, alternatif oluşturamadığı sürece
bunların mutlaka bozulacağının altını çizen Mehmet Dinç, "Anne babalar
bize geliyor, 'yasakladım' bir hafta sürüyor, 'engel koydum' iki hafta sürüyor,
'şifreyi değiştirdim' bir saat sürüyor. Dolayısıyla bunlar asla çözüm değil.
Evde anne babanın doğru rol olması, özellikle süre ve içerikle alakalı belirli
kriterler koyması çok önemli. İçerik konusunda yaşlarına uygun olmayan,
gelişimlerine zarar verecek materyale maruz kalıyorlar. Anne babaların kontrolü
çok önemli." dedi.

ONLİNE BAĞIMLILIK BOŞANMA
NEDENİ

Evliliklerde
de online bağımlılıktan dolayı ciddi sıkıntıların yaşandığını, boşanmaların meydana
geldiğini ifade eden Dinç, "Eskiden uyuşturucu bağımlısı anne-babaların
olumsuz etkilenen çocuklarını görürdük, şimdi ise online cinsellik bağımlısı
babaların, bu süreçten olumsuz etkilenen çocuklarını görüyoruz. Çünkü ciddi
anlamda ruhlarında iz kalıyor." diye konuştu.

İnsanların
bedenlerinin, ruhlarının ve aklının hakkını vermesi gerektiğine dikkati çeken
Dinç, şunları kaydetti: "Düzenli spor yapmamız lazım. Psikolojik olarak
yeteneklerimize yatırım yapmamız lazım. Sosyal olarak ilişkilerimizi derinleştirmemiz
lazım. Zihinsel olarak yeni bir şeyler öğrenmemiz, öğrendiklerimizi sürdürmemiz
lazım. Bir insan gelişiminin hakkını verdiği zaman bağımlı olacak kadar
interneti kullanma vakti yok. Çok fazla kullanıyorsa kendinden çalıyor. Hayatla
alakalı bir hedefimizin olması lazım, bir hedefimiz yoksa bizi bağımlı olmamak
için tutan unsur kalmamış oluyor. Sosyal ilişkilerimizi ne kadar genişletirsek,
bağımlılıklardan o kadar uzak olmuş oluruz."

Dinç,
internet bağımlılığı konusunda TÜİK ile yaklaşık 30 bin kişinin katılacağı ve
Türkiye'yi örnekleyecek bir çalışma yapacaklarını sözlerine ekledi.   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.