Bir kral halkı için geniş
bir yol yaptırmaya karar verdi. Yapımı tamamlanan yolu halka açmadan önce, bir
yarışma düzenlemeye karar verdi. İsteyenin bu yarışmaya katılabileceğini ilan
ettiren kral, yoldan en güzel geçecek kişiyi belirleyeceğini söyledi.
Yarışma günü, insanlar akın ettiler. Bazıları en güzel
arabalarını, bazıları en güzel elbiselerini getirmişti: Kadınlardan kimileri
saçlarını en güzel biçimde yaptırmıştı, kimi de yanlarında en güzel yiyecekleri
getirmişti. Gençlerden bazıları spor kıyafetler içinde yol boyunca koşmaya
hazırlanıyordu.
Nihayet, tüm gün insanlar yoldan geçtiler, fakat yolu kat
edip tekrar kralın yanına döndüklerine hepsi aynı şikayette bulundu: Yolun bir
yerinde büyükçe bir taş ve moloz yığını vardı ve bu moloz yığını yolculuğu
zorlaştırıyordu.
Günün sonunda yalnız bir yolcu da bitiş çizgisine yorgun
argın ulaştı. Üstü başı toz toprak içindeydi, ama krala büyük bir saygıyla
yönelerek elindeki altın kesesini uzattı:
'Yolculuğum sırasında, yolu tıkayan taş ve moloz yığınını kaldırmak
için durmuştum. Bu altın kesesini onun altında buldum. Bu altınlar size ait
olmalı.'
Kral gülümseyerek cevap verdi:
'O altınlar sana ait delikanlı.'
'Hayır, benim değil. Benim hiçbir zaman o kadar çok param
olmadı.'
'Evet' dedi kral. 'Bu altınları sen kazandın, zira yarışmanın
galibi sensin. Yoldan en güzel geçen kişi sensin. Çünkü, yoldan en güzel geçen
kişi, ardından gelenler için yoldaki engelleri kaldıran kişidir.'
14 Mart 2018 14:51