Böbrek taşı hastalığının, toplumda her 11 kişiden birini etkileyen bir hastalık olduğunu belirten uzmanlar, böbrek taşının riskine karşı alınabilecek tedbir alınması gerektiğine dikkat çekti.
Böbrek taşı hastalığının, toplumda her 11 kişiden birini
etkileyen bir hastalık olduğunu belirten uzmanlar, böbrek taşının riskine karşı
alınabilecek tedbir alınması gerektiğini belirterek, böbrek taşının tekrarlama
riskini en aza indirmenin yolunun yaşam tarzı değişikliği ve sağlıklı beslenme
düzeni oluşturmaktan geçtiğini söylüyor.
Memorial
Diyarbakır Hastanesi Üroloji Bölümü Prof. Dr. Abdullah Gedik, '8 Mart Dünya
Böbrek Günü' öncesi, böbrek taşı oluşumu riskini en aza indirmenin 7 yolu
hakkında bilgi verdi.
Gedik,
" 70 yaşına kadar erkeklerin yüzde 19'u kadınların ise yüzde 9'u bu hastalıkla
karşı karşıya kalabilir. Hastalığın tedavisinde ise birçok seçenek bulunmakla
birlikte genellikle hastanın durumuna, taşın yerine ve büyüklüğüne göre bir
planlama yapılır. Böbrek taşının tekrarlama riskini en aza indirmenin yolu,
yaşam tarzı değişikliği ve sağlıklı beslenme düzeni oluşturmaktan
geçiyor." dedi.
"İçtiğiniz su miktarını
artırın"
Günlük
olarak alınması gereken sıvı miktarı, kişiye ve iklime göre değişiklik
gösterdiğini belirten Gedik, şunları söyledi:
"En
doğrusu, günde 1.5- 2 litre idrar çıkışını sağlayacak miktarda sıvı
tüketimidir. Ancak sıvı alımı günün her saatine yayılmalı belli bir bölümünde
fazla tüketilmemelidir. Her saat başı bir bardak su, en pratik ve ideal
olanıdır. Özellikle yemeklerde 2 saat kadar sonra 2 bardak su içilmelidir. Büro
memurlarında taş oluşum riski artmaktadır. Bu nedenle böbrek taşlarından
korunmada günlük egzersizler taş oluşumunu engellemede etkili rol oynamaktadır
Böbrek taşı oluşum riskini artıran önemli diğer bir faktör obezitedir. Bu
nedenle kilo problemi yaşayan bireyler, kişiye özel beslenme programları ile
ideal kilo seviyelerine ulaşmalıdır.Bu doğrultuda sağlıksız diyetlerden
kaçınmak gerekir. Yüksek tansiyon da hastalar için taş oluşum riskini artırır.
Hipertansiyon hastalarının ilaçlarını düzenli olarak kullanmaları ve tuz
alımlarını sınırlandırmaları önemlidir."
"Taze
sıkılmış meyve suları tercih edin"
Evde
yapılan limonata ve taze sıkılmış portakal, mandalina ve greyfurt suyu gibi C
vitamini içeren meyve suları böbrek taşı oluşumunu engelleyecek içecekler
olduğunu vurgulayan Gedik, "Bu içeceklerde taş oluşumunu engelleyen
inhibitör denilen ve sitrat yönünden zengin bir madde vardır. Vücutta sitratın
eksik olması taş oluşma riskini artırır. Bu nedenle bu tür içeceklerin bolca
tüketimi çok önemlidir. Ancak hazır ve kutulanmış olarak sıkılan meyve suları
ile greyfurt suyu önerilmemektedir. Beslenme düzeninde besin çeşitliliği
olmalıdır. Tek bir besinin fazla tüketiminden kaçınılmalıdır. Lif içeriği
yüksek gıdalar tercih edilmelidir. Çünkü lifli besinlerden fakir olan beslenme
sonucu oluşan kabızlık, taş oluşumunu da hızlandırmaktadır. Lif oranı yüksek
sebzeler, meyveler ve kuru baklagiller gibi besinler kabızlığı engeller. Lifli
gıdalar, besinlerin bağırsaktan geçiş sürecini kısaltır ve dolayısıyla taşların
önemli bir kısmını oluşturan oksalat'ın emilimini azaltır." ifadelerini
kullandı.
"Protein içerikli besin
tüketimini sınırlayın"
Gedik,
"Hayvansal proteinlerin tüketimi azaltılmalıdır. Kırmızı et, sakadat,
tavuk gibi hayvansal besinlerin fazla miktarda alınması, taş oluşum riskini
artırır. Bu nedenle protein alımı, bireysel olarak doğru hesaplanmalıdır.
Günlük beslenme programında hayvansal ve bitkisel protein tüketimi
dengelenmelidir. Bir öğünde fazla miktarda hayvansal protein tüketilirse, diğer
öğünde sebze tercih edilerek denge sağlanmalıdır. Genel olarak bireylerin
protein kısıtlaması yoksa 70 kilo olan bir birey, günlük 70 gram protein
tüketebilir. Yiyecekler az tuzlu olmalıdır. Fazla tuz tüketimi bağırsaklardan
kalsiyum emilimini artırır. Bu da böbreklere daha fazla miktarda kalsiyumun
gelmesine neden olarak, taş oluşum riskinin artmasına neden olur. Bu nedenle
çok tuzlu gıdalar tüketilmemelidir. Genetik olarak taş oluşumuna yatkın
bireylerin günlük tuz tüketimi 3 - 5 gram (yaklaşık bir çay kaşığı) olmalıdır.
Günlük beslenmede; sebze, meyve ve ekmekte tuz olduğu unutulmamalıdır. Bu
nedenle sebze yemekleri ekstra tuz ilave edilmeden yapılmalıdır." şeklinde
konuştu.
"Taş riski oluşturan
besinleri sınırlandırın"
'Böbrekte
taş oluşumu yönünden en riskli maddelerden biri de oksalattır.' diyen Gedik son
olarak şunları söyledi:
"Bu
nedenle günlük beslenmede oksalattan zengin besinlerin çıkartılması gerekir.
Böbrek taşı hastaları bazı besinlerin tüketimini sınırlandırmalıdır. İçecekler:
Çay, kahve. Sebzeler: Ispanak, pazı, pancar, bamya, mısır, taze fasulye,
patates, domates, soya, maydanoz, dereotu, ebegümeci, roka, tere otu. Meyveler:
İncir, ahududu, kırmızı erik, çilek, böğürtlen, kuş üzümü. Kuruyemişler: Ceviz,
fındık, badem, yer fıstığı. Susam, çikolata, kakao, hardal, soya. Böbrek taşı
hastalığı genetik geçiş özelliği gösteren ve tekrarlayıcı özelliğe sahip bir
hastalıktır. Bu nedenle bütün önleyici tedbirlerin alınmasına rağmen taşın
tekrar oluşma riski vardır. Taş hastalarında kalıcı böbrek hasarının oluşmasını
önlemek için düzenli üroloji kontrolü yapılması gereklidir.
18 Mart 2018 13:54