İnsan, başına bir iş gelirse... Önce, kendi kendine kurtulmaya
çalışır... Muvaffak olamayınca, etraftan yardım istemeğe koyulur...
Padişahlara
gider; rütbe sahiplerine yalvarır. Zenginlere koşar... Hal sahiplerine gider;
dua ister, himmet ister... Eğer hasta ise doktora gider, şifa arar. Bununla da
kurtulamayacağını anlayınca, Allah'a döner.
Eğer
kendi işini yapabilseydi, halka dönmeyecekti... İşini halkta bitirebilseydi,
Hakk'a dönmezdi. Burada da arzusu biraz geç kalmağa başlar; fakat gidecek başka
yeri kalmamıştır... Durur yalvarmağa başlar... Dua eder; sena eder.
İhtiyaçlarını teker teker sayar, yalvarır... Bunları yaparken bir yandan da ret
olunmaktan korkar; bir yandan da, isteği yerine geleceğini ümit ederek
sevinir...
Son,
bu halden de usanır; yaptığı dua ve niyazın işe yaramadığını zanneder... Bu
kere dua da dahil her şeyi bırakır... Saf, temiz bir halde beklemeğe başlar...
Bu kez kader-i İlahi (Allah'ın emri) ne ise o zuhura gelir... Olacak olur...
Her şeyde Allah'ın kudretini, kuvvetini sezer. Hareket, sükun... her ne varsa,
ondan olduğunu anlar. Hayır, şer, iyilik, kötülük, vermek, almak, genişlik,
darlık, ölmek, dirilmek, izzet, zillet, bunların hepsinin Hak'tan geldiğini
mana gözü ile görür...
Bu
halleri görür... Ve bu haliyle sütanasının elindeki çocuk gibi olur... Yıkayıcı
elindeki meyyite benzer; kendinden bihaber... Onlar istediğini yapar...
Velhasıl, bir top gibi olur, gayri ihtiyari sağa sola yuvarlanır... Bukalemun
gibi renkten renge geçer. Ne kendisi için, ne de başkası için hiçbir hareket
yapmaz... Hakkın işinden başka şey görmez. Gözü O' nu görür, kulağı O'nu
işitir. Başka şey görse veya işitse, O'nun için görür veya O'nun için işitir.
O'nun nimeti ile beslenir ve O'na yakın olmakla ferahlar... Bu halle güzelleşir...
Bununla hoş olur... Sakinleşir...
Her
halde Hak'la mutmain olur. O'nun sözü ile ünsiyet peyda eder. O'ndan başka her
şeyden çekinir ve hoşlanmaz... Daima O'nun zikrine koşar... Ve öylece kalmak
ister. Bu halde kendinde yükseklik duyar. Kuvvetini Hak'tan alır. O'na tevekkül
eder. Yolunu O'nun marifet nuru ile bulur. Onunla giyer, Onunla kuşanır.
Böylece Hakk'ın çeşitli ilimlerini öğrenir. O'nun kudreti ile şereflenir.
O'ndan işitir. O'na yaklaşır. Dua eder, hamd eder. Öylece kalır...
27 Mart 2018 20:13