“Fecirden beyaz
ip(çizgiler) siyah ipten(çizgilerden) size belli oluncaya kadar yiyin,
için…”(Bakara:187) buyrulur.
Ayette
“ip” lafzı “hayt” olarak geçiyor. Bu da ipini koparmış başıboş anlamındaki
“hayta” ile aynı köktendir.
Yani
orucun bir anlamı ve amacı insanı “hayta” olmaktan kurtarmaktır. Evet, orucun
çok çok farklı anlam ve mesajları vardır. Ama şüphesiz hayta mefhumu bunu ifade
eden en ilginç, en hayret verici hikmetlerden biridir.
Deve
kuşuna da hayta denilmiştir. Çünkü boynu ve tüyleri uzundur; ama ne kuştur en
deve. Ne deve gibi açlığa ve susuzluğa dayanıklıdır ne de kuş gibi hafif ve
özgürdür. İşte hayta olmak böyle bir şeydir. Boynunu aşan söz ve davranışlarda
bulunur. Vasıfları birbirine karışır.
Ayette
geçen ip, aynı zamanda çizgi anlamındadır. Malum ipler çizgi şeklindedir. Buna
göre ayet aynı zamanda “çizgiler belli oluncaya kadar yiyin, için” buyurmuş
oluyor.
Ayet,
aslında Ramazanın giyim ve sanat tasarımını da ortaya koyarak bunun üzerinden
çok özel mesajlar veriyor. Malum yatay çizgili elbiseler insanı kilolu ve kısa,
dikey çizgili elbiseler uzun ve fit gösteriyor. Ayette bahsedilen fecirle
ilgili çizgilerden biri yatay biri dikeydir. Yani yediğiniz size enerji versin.
Gözünüzü ve gönlünüzü tatmin etsin. Öylece oruca başlayın. Gözünüz yemekte
kalarak oruca başlamayın. Ancak o zaman çizginiz netleşir. Hakikati, kendinizi
daha iyi görürsünüz. Yatay çizgiler sizi dolu dolgun göstersin ama
şişmanlatmasın. Fikirsel olarak da içiniz mana ile dolsun. Obez olmayın.
Hormonlarınız dengeli olsun.
Dikey
çizgiler sizi uzun ve fit göstersin. Fikri, ilmi, maddi, manevi olarak böyle
olun. Ama çizgileriniz güçlü olsun yoksa zayıf ve sıska görünürsünüz. O halde
çizgiler size yakışsın. Yatay olanları sizi olgun dikey olanlar sizi özgüven
sahibi göstersin. Mafya bu elbise tarzını sizden almışsa mafyayı değil
kendinizi suçlayın.
Bu
manada oruç ruhi ve bedeni bir diyettir. Çizgileriniz net olsun. Birbirine
karışmasın. Hayat felsefeniz hayta olmasın. Sıska ve çelimsiz olmayın. Bodur
olmayın. Boyunuza göre söz söyleyin. Boynunuzun ölçüsünü bilin. Çizgileri göz
yanılsamalarıyla değil hakikat nazarıyla görün. Bunun için beyan sahibi olun.
Meseleleri sadece gözden değil özden geçirin.
İpin
ucunu kaçırmayın, İpini koparmış haytalar olmayın. Çünkü ipin ucunu
kaçırırsanız davranışlarınız, bedeniniz, zihniniz ve duygularınız bozulur.
İpin
ucunu kaçıran hayta, akit yapamaz. Düğüm atamaz. Karar veremez. Bağlantı
kurmaz. Bilakis kendisi bağ olur. İpin ucunu kaçırdığı için dengeyi, adabı,
ölçüyü kaybeder.
İpini
koparmış haytalar olmayın. Zira ipini koparan kimse ne aslını ne de faslını
bilir. Ne eni kalmış ne boyu. Dikey çizgili elbiseler giyse de bu onu fit ve
uzun göstermez. Zayıf çelimsiz gösterir. Fikirleri de böyledir. Çizgileri
birbirine karışmıştır. Fikirleri de böyle basık ve kaba sabadır.
İpin
ucunu kaçıran onu iğne deliğinden geçiremez. İğne deliğinden geçmeyen ip bir
şey dikemez. Birleştiremez. Öremez. Bu nedenle iğne deliği cehennem ehlinin en
önemli imtihanıdır(Araf:40). Çünkü onlar da ya ipin ucunu kaçırmış ya da iplerini
koparıp haytalar olmuşlardı.
Bu
sözün sonu yok. Diyeceğimiz şey; oruç, hayatın ana hatlarını birbirine
karıştırmamaktır. Bu çizgilerle hayata, aşka, inanca, sanata dair güzel
desenler modeller tasarımlar ortaya koymaktır. Ayrıca şimdi siyah ve beyaz
meselesine giremeyiz. Zira o ayrı bir âlem. Şimdi bunları alıp tadını alalım.
Gerisi Allah kerimdir. Herkese hayırlı Ramazanlar güzel oruçlar dileğiyle…
19 Mayıs 2018 16:30