Teknoloji yaşamımızda önemli bir yere sahiptir. İlerleyen yıllarla birlikte birçok ihtiyacı karşılar hale gelmektedir.
Teknoloji yaşamımızda önemli bir yere sahiptir.
İlerleyen yıllarla birlikte birçok ihtiyacı karşılar hale gelmektedir. Peki ya
bu ihtiyaçlar nelerdir? diye giriş yapacak olursak. Maslow'un ihtiyaçlar
hiyerarşisinden bahsedebiliriz. Maslow (1943, 1954) insanların belirli
ihtiyaçları elde etmek üzerine güdülenmiş olduğunu ve bu ihtiyaçlardan
bazılarının diğerlerine göre önceliğinin bulunduğunu belirtmiştir. En temel
ihtiyacımız, fiziksel olarak sağ kalmaya yöneliktir ve bu davranışlarımızı
güdüleyen ilk etken olacaktır. Bu aşamanın gereksinimleri giderildiğinde bir
üst aşamadaki ihtiyaç bizi güdüler ve süreç bu şekilde devam eder. Maslow'un
ihtiyaçlar hiyerarşisi 5 ana kategoriye ayrılmaktadır:
1)
Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk ve buna benzer temel yaşamsal
ihtiyaçlar
2) Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı
tehlikelerden korunma
3) Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme,
sosyal yaşam vb.s
4) Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: Statü, başarı,
itibar, tanınma
5) Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla
tamamlama, yaratıcılık
Ve bu kişiye göre farklılıklar göstermektedir.
Teknoloji de kullanım şekline kişinin ihtiyacına göre farklılık göstermektedir.
Güvenlik ihtiyacı olarak bakıldığında; yeni kamera sistemleri, alarmlar kişiyi
dış faktörlü tehlikelerden korumak için kullanılabilmekte ve bu şekilde
güvenlik ihtiyacını karşılayabilmektedir.
Veya sosyal medya üzerinden bir grupta olmak,
beğeniler almak, çocuğun sanalda olsa oyun grupları içerisinde olması sosyal
ihtiyaçlara karşılık gelmektedir.
Çok fazla hedef kitleye ulaşma, fenomen olma gibi
durumlar ise değer verilme ve saygınlık ihtiyacını karşılayabilmektedir.
Her insanın biricikliği ile gelişim göstermesi,
yaratıcı çalışmalara yapması, ürün ortaya koyması, için de teknoloji kullamımı
kişinin kendini gerçekleştirme ihtiyacına karşılık gelebilmektedir.
Yaşamımızda bu denli kullanılan teknoloji, özellikle
yeni gelen nesiller için çok daha fazla anlam ifade etmektedir. Genellikle de çocukların; televizyon, tablet,
telefon gibi teknolojik araçlara yoğun bir ilgileri vardır. Ancak Bazı
uzmanlar, çocukların teknolojiyle mümkün olduğunda geç tanışmalarını doğru
bulurken, bazıları ise bunu artık hayatımızın bir parçası olduğunu kabul
etmemizin ve kontrollü bir şekilde çocuklara izin verilmesinin doğru olacağını
savunmaktadır. Bilgisayar, video ve sanal oyunlarının çocukların erken yaşlarda
teknoloji ile etki haline girmesinin zararlarına işaret eden görüşlere rağmen,
çocukların bu teknolojiye ilgi duyması ve onların bu teknolojiyi kendilerine
yarar sağlayacak şekilde kullanmaları da önemlidir. Burada aile denetimi
devreye girmektedir. Ailelerin gerek internet kullanımında, gerek video
oyunlarının seçiminde, kontrolü elden bırakmamaları gerekmektedir.
Ebeveynlerin, çocuklarının İnternet faaliyetlerini gözlemlemesi
ve karşılaştığı riskler hakkında çocuklarına yardım edebilmesi, çocukların
İnternet güvenliği için önem taşımaktadır. Bu yüzden ebeveynlerin, çocuklarının
İnternet kullanımı, İnternet'in riskleri ve güvenli kullanımı konularında
yeterli teknik bilgilere sahip olmaları gerekmektedir (Livingstone ve Helsper,
2008).
Çocukların İnternet kullanımı arttıkça, İnternet'in
sağladığı olanaklardan yararlanma fırsatı artmakta, ancak diğer yandan
istenmeyen risklere maruz kalma olasılığı da artmaktadır (Livingstone ve
diğer., 2011).
Araştımalar gösteriyor ki;
Çocukların
hemen hemen yarısının sosyal paylaşım sitelerinde hesabı bulunmaktadır. Ancak,
sosyal paylaşım siteleri ve iletişim araçlarının doğru kullanılmaması sonucu
rahatsız edici durumların yaşanması muhtemeldir. İnternet'teki iletişim
araçları ile gelen sözlü ya da görsel siber zorbalık ise pek çok genç ve çocuğu
mağdur etmekte ve psikolojik olarak olumsuz etkilemektedir (Erdur-Baker ve
Kavşut, 2007; Akbulut, Şahin ve Erişti, 2010).
Ailelerin en büyük şikâyetinin ise "çocuklarının
derslerden geri kalması, ödevlerini yapmaması, aile bireyleriyle az vakit
geçirmesi, okuldan kaçarak veya kendilerinden izin almadan internet kafelere
gitmesi olduğu yönündedir.
Çocukların sosyal ağlar üzerinde resim, telefon ve ev
adresi gibi kişisel bilgilerini paylaşması bazı istismarlara yol
açabilmektedir. Ve kötü niyetli kullanıcıların hedefi hale gelmesini
sağlayabilmektedir. Bu nedenle İnternet'te kişisel ve özel bilgileri
paylaşmanın sonuçlarının ne olabileceği ve bunlara karşı nasıl önlemler
geliştirilmesi gerektiği konusunda çocuklar bilinçlendirilmelidir. Bunun yanında siber zorbalık gibi durumlarla
nasıl başa çıkılabileceği konusunda da hem çocuklar bilgilendirilmeli hem de
bununla ilgili gerekli İnternet yasaları düzenlenmelidir. İnternet riskleri ile
başa çıkabilmek için okul ve aileye önemli sorumluluk düşmektedir (Erdur-Baker
ve Kavşut, 2007).
Bilişim okur-yazarlığının yanı sıra ebeveyn kontrolü
de İnternet güvenliğinin sağlanması konusunda vazgeçilmez unsurlardan biridir.
İnternet erişiminin çoğunlukla evdeki bilgisayar ile sağlanması sebebiyle,
ailenin de mutlaka İnternet'in güvenli şekilde nasıl kullanılabileceği
konusunda bilgi sahibi olması gerekir (Nathanson, 2004; Livingstone ve Helsper,
2008).
Bu nedenle, hem aile hem de çocukların okul, internet
servis sağlayıcıları, bilgisayar firmaları ve sivil toplum kuruluşları
tarafından bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca belediyelerin ev kadınlarına yönelik bilişim okuryazarlığı ve
İnternet güvenliği konusunda eğitim programları açmaları önerilebilir.
Kısa vadede bilişim okuryazarlığı becerilerinin
kazandırılması zor olsa da, ebeveynlere en azından çocukların İnternet
ortamında karşılaşabileceği riskler konusunda bilinçlendirme çalışmaları
yapılabilir. Okul ve bahsedilen diğer birimler tarafından sağlanacak
bilgilerle, ailenin de çocuğun İnternet'teki davranışlarına karşı Türkiye ve
Avrupa'daki Çocukların İnternet Alışkanlıkları ve Güvenli İnternet Kullanımı
241 önlemler geliştirmesi beklenebilir. Örneğin, ailelerin uygulayabileceği en
kolay ve en etkili önlemlerden birisi bilgisayarın ailenin ortak yaşam alanına
taşınmasıdır (Livingstone ve Haddon, 2009).
Son zamanlarda güvenli İnternet kullanımını sağlamayı
amaçlayan pek çok web sitesi ve güvenlikli filtreler oluşturulmuştur bunların
tanıtımında iletişim araçları etkin şekilde kullanılmalıdır.
Ayrıca, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürü Ayşe Gürcan, internette oynanan
interaktif stratejik oyunların küçük yaştaki çocuklarda şiddet eğilimlerini
arttırabileceğini, bu oyunların çocukların iç dünyasında karmaşa yaratıp,
vicdan duygusunu köreltebileceğini belirtmektedir (Gürcan,
/www.radikal.com.tr).
Bunların dışında araştırmalar, üç yaşından önce
televizyon izlemenin ileride dikkat problemi yaşama riskini arttırdığını da
göstermektedir. Ve çok fazla televizyon seyretme durumunda çocukta içe dönme,
göz temasını kesme ya da azaltma, ilişki kurmada güçlük, yinelenen beden
hareketleri gibi özellikler görülebiliyor. Bu yüzden süre konusunda ailelerin
belli bir limit belirlemeleri önerilir. Bu süre bu yaş dönemindeki çocuklarda;
tablet, bilgisayar kullanımı için 15 dakika, televizyon için 30 dakika veya
maksimum 1 saati geçmemelidir.
Yapılan çeşitli araştırmalara göre öğrencilerin ve
ailelerinin televizyon izleyerek harcadıkları zamanın, öğrencilerin okuma alışkanlıkları
üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğu görülmüştür (Beentjes ve Voort,1988,
s. 390-395; Woolf, 1980). Televizyonun okuma alışkanlığına olumsuz etkisinin
temel boyutlarından birisinin, televizyonun bireylerde genelde okumayı çok
fazla içermeyen, görselliğe dayalı yeni bir yaşam tarzı oluşturması olduğu
söylenebilir.
Bu gibi risk faktörleri dışında, teknolojinin bilgiye
ulaşmadaki gücü ve farklı öğrenme stillerine olanak verebiliyor olması göz ardı
edilmemelidir.
Çocukların ve gençlerin, bilgi ve iletişim
teknolojilerini etkili ve verimli şekilde kullanımlarını sağlamak için
okulların yeterli donanımla donatılmaları ve öğrenme etkinliklerinin internet
teknolojililerini kullanma becerilerini
kazandırmaya yönelik çalışmalar içermesi de önemlidir. Eğitim düzeyi ile internet kullanım düzeyleri
arasındaki olumlu ilişki nedeniyle eğitim olanaklarının artmasıyla internet
kullanımının kapsamı ve boyutları da artacaktır.
KAYNAKLAR
Akbulut, Y., Şahin, Y. L. & Erişti, B. (2010).
Cyberbullying Victimization Among Turkish Online Social Utility Members.
Educational Technology & Society, 13 (4), 192-201.
Aksaçlıoğlu, A. G., & Yılmaz, B. (2007).
Öğrencilerin televizyon izlemeleri ve bilgisayar kullanmalarının okuma
alışkanlıkları üzerine etkisi. Türk Kütüphaneciliği, 21(1), 3-28.
Canbek, G., & SAĞIROĞLU, Ş. (2007). Çocukların ve
gençlerin bilgisayar ve internet güvenliği. Politeknik Dergisi, 10(1).
Çelen, F. K., Çelik, A., & Seferoğlu, S. S.
(2011). Çocukların internet kullanımları ve onları bekleyen çevrim-içi riskler.
Akademik Bilişim, 2-4.
http://gorgondergisi.org/maslowun-ihtiyaclar-hiyerarsisi/
https://evrimagaci.org/maslowun-ihtiyaclar-hiyerarsisi-1644
https://www.pakolino.com/cocuk-ve-teknoloji
İşçibaşı, Y. (2011). Bilgisayar, internet ve video
oyunları arasında çocuklar.
Karakuş, T., Çağıltay, K., Kaşıkcı, D., Kurşun, E.,
& Ogan, C. (2014). Türkiye ve Avrupa'daki çocukların internet
alışkanlıkları ve güvenli internet kullanımı. Eğitim ve Bilim, 39(171).
KAYA, İ. (2017). ANNE BABALARIN ÇOCUKLARININ
BİLGİ/İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ (BİT) KULLANIMINA YÖNELİK YAKLAŞIMLARI İLE
ÇOCUKLARIN BU TEKNOLOJİLERİ KULLANIM ALIŞKANLIKLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ.
Electronic Turkish Studies, 12(23).
13 Şubat 2019 14:43