Ergenlik Dönemi ve Kimlik Gelişimi

 

18 Şubat 2019 15:09
Ergenlik Dönemi ve Kimlik Gelişimi




Kimlik gelişimi ve oluşumu açısından ergenlik döneminin özelliklerini tanıyalım


  Ergenlik dönemi, bireyin cinsel ve sosyal
olgunlaşmasıyla başlayıp, kimlik duygusunu kazanmasıyla sona eren bir dönemdir.
Bu dönem birçok fiziksel, duygusal ve sosyal süreci içerisinde barındırır.
Temel gelişimsel süreç ise kimlik oluşumudur. Bu süreci ele aldığımızda her
gelişim döneminin kendinden önceki dönemlerin etkisiyle oluştuğu ve kendinden
sonraki dönemleri de şekillendirdiği görülmektedir. Eğer birey daha önceki
gelişim basamaklarını sağlıklı bir şekilde çıktıysa, daha sonraki genç
yetişkinlik, yetişkinlik gibi dönemleri de sağlıklı bir şekilde sürdürür. Fakat
aksine, birey, daha önceki gelişim süreçlerinde ulaşılması beklenen temel
kazanımlardan yoksunsa, ergenlik döneminde sağlıklı bir kimlik oluşturması zorlaşır.

Bu dönem çocuğun bireyleşmeye çalıştığı, hayatın
yetişkinlik rolleriyle tanıştığı dönemdir. Ne var ki bu tanışma pek çok ilk
deneyim demektir. Bu dönemde bocalamalar, kaçınmalar ve gereksiz öfke nöbetleri
gözlemlemek gayet normaldir. Yetişkin rolleriyle karşılaşmanın dışında
ergenlikte bedensel ve hormonal değişiklikler de bireyin duygusal ve psikolojik
süreçlerini etkilemektedir. Dış görünümün önem kazandığı ergenliğin başlarında,
gençlerin ayna karşısında uzun zamanlar geçirdikleri gözlenir. Bedensel
değişiklikler çok hızlı olmaktadır. Kendi bedenlerine ilişkin algıları da çok
düşük olur. Kendilerini beğenmezler, kendilerinden hoşnut değillerdir. Arkadaş
grupları içinde ya da yeni tanışılan grupların içinde kendilerini güvende
hissetmeyebilirler. Onay arayışı yüksek derecelerdedir. Tabi bu arayışı
perdelemek için çeşitli yollar ve yöntemler peşi sıra denenip bırakılmaktadır.
Yetişkinlere ait olarak algılanan eylemlerin deneyimlenmesini bu onay
arayışının bir göstergesi olarak değerlendirebiliriz. Sigara içmek, sürekli
kavgaya hazır olmak, ters cevaplar vermek, giyim kuşamda denemelerde bulunmak
bu tür eylemlerin içinde gösterilebilir.

Diğer bir durum da ergenlikte esnekliğin çok az
olmasıdır. Bir ergeni magma tabakası gibi algılayabiliriz. Gençtir, ateşlidir,
dürtüseldir. Kendine ve etrafına zarar verme olasılığı yetişkinlerden daha
yüksektir. Pek fazla sonunu düşünmez. Ergen birey yaşlandıkça magma tabakası
soğumaya ve kabuklaşmaya başlar. Dürtüsellik ve o hızlı akışkanlık yerini
sükûnete ve düşünerek harekete geçmeye bırakır. Bu süreç ilerlerken ergen
bireyde esnekliğin oluşumunu gözlemleriz.

Olumsuz durumlarla ya da hayatın olağan parçası olan
krizlerle karşılaşıldığında ergenlerin dirençlerinin yetişkinlerden düşük
olması beklenir. Bu durum ergenlerin baş etme stratejilerinin yeterince
gelişmemiş olması ya da bu baş etme stratejilerini kullanan bireylerin
yeterince ustalaşmamış olmasından kaynaklanmaktadır.

Şimdi bu kadar fırtınalı, değişken ve tahmin edilemez
bir süreçte bulunan çocuklarımız varsa onlara nasıl davranmalıyız sorusu hemen
her ebeveynin aklını kurcalamakta. Bazı ebeveynlere göre çocukları buldu da
bunuyor, bazısının çocukları hiç gözlerine giremiyor, bazısının çocuğu
kusursuz, bazısının çocuğu ona soğuk. İletişim kalitesi düşüyor, sinyal
zayıflıyor, irtibat kopup kopup geri geliyor. Ne yapmak lazım nasıl iletişime
geçmek lazım ki çocuğumuza bu süreçte bir nebze olsun yardımcı olalım.

Ebeveynlerin çocukların ergenlik sürecine girdiğinin
farkına varması ve bu süreci tanımaya ve anlamaya çalışması lazım. ‘E biz de
genç olduk, o yollardan geçtik’ düşüncesi çoğu zaman ebeveynlerin işine
yaramadığı gibi ergenin geçirdiği sürecin anlaşılmasında anneyi babayı 50
kilometre öteye atmakta ve çocuğa yaklaşayım derken daha da uzağa
düşürmektedir. Çocuğunuz için erişilebilir olun. Her duyduğunuza öfkeli ya da
dürtüsel bir şekilde davranmayın ve tepki vermeyin.

 Ailelerin çocuklarını objektif değerlendirmeye gayret
göstererek hoş olan özelliklerini vurgulamaları, hissettikleri olumsuz
duyguları anladıklarını içtenlikle belirtmeleri, bu dönemin geçici olduğunu
söylemeleri bir ölçüde onları rahatlatacaktır. Eğer olumsuzluklar sizlerin de
dikkatini çekiyorsa, bu konuda yapılabilecekler hakkında uygun çözüm yolları
önererek destek sağlamak güven duygusunu olumlu yönde etkileyecektir. Örnek
olarak annenin kızı ile kuaföre giderek değişik saç kesimleri ya da modelleri
denemesi, vücudunun şekline uygun giysiler ve renklerin seçilmesi gibi ufak
şeyler kendine olan güvenini tazeleyecektir.

Tabii arkadaşlıkların hızla artmış olması ve onlara
verilen önem de güven duygusunu çok etkiler. Onlardan alınan geri bildirimler,
övgüler ya da eleştirilere ailelerin söylediklerinden daha fazla değer verilir.

Gençler kendilerine uygun seçimler ve denemeler
yaptıklarında aileler tarafından bu fırsatlar kaçırılmamalı, övgü ve
beğenilerde cimri davranılmamalıdır. Bu hem uygun seçimleri teşvik edecek, hem
de güvenlerini arttıracaktır. Uygun olmayan durumlarda ise, kendi fikrinizi
söylerken yargılayıcı, aşağılayıcı, ısrarcı üsluplardan kaçınmalı hataları
kendisinin görmesi için fırsat tanınması uygun olacaktır. Ergenliğin ortalarına
doğru beden gelişimi tamamlanmış olur. Eğer genç birey yaşının gelişimsel
normlarına ulaşamamışsa, sosyal çevreden olumlu tepkiler alamıyorsa, kendi
bedenine yönelik algıları düşük olacaktır. Eksiklikleri giderebilmek için
yalnız olmadığı duygusunu verebilmek, hep yanında olduğunuzu göstermek gencin
daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. Bu dönemde bedensel gelişme ile birlikte,
bilişsel gelişmede tamamlandığından genç birey artık sadece fiziksel görünümü
ile değil fikirleri, yetenekleri, becerileri ile de ilgi çekmeyi deneyecektir.
Toplumda bu yönleri ile de kabul görmesi güven duygusunu olumlu etkiler.

Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken önemli konulardan
biri de çocuklarını iyi gözlemleyerek boş ve abartılı önerilerden kaçınmak,
daha gerçekçi yorum ve yönlendirmeler yaparak aralarındaki güven duygusunu
pekiştirmektir. Gençlerin özellikle karşı cinsten alacakları beğeni ve onay
ergenlik döneminde sihirli bir etki yaratır. Gençlik çağı hem bağımsızlığın
kazanıldığı, hem de topluma karışıldığı bir dönem olduğu için spor, müzik dans,
tiyatro, resim gibi alanlarda kendini gösterebilmek, içinde biriken enerjinin
boşalmasına yardımcı olacağı gibi farklı sosyal çevrelerde var olabilmesini
kolaylaştıracaktır. Ergenliğin son dönemi kimlik gelişimi açısından önemlidir.
Gencin geleceğe güvenle bakabilmesi ve bu anlamda kendini kabul ettirebilmesi
için uygun mesleği seçmesi de gerekir. Bu dönemlerde gel geç heveslere de çok
sık rastlanır. Bu da aile ve genç arasında gerginliğe yol açabilir. Moda olan
ya da iyi gelir getirecek meslek seçimlerinden çok ilgi alanlarına ve
yeteneklerine uygun seçimler için yollar açılmalı, hedefler belirlenmelidir.

Kısaca iyi bir dinleyici olmak, kendini ifade ederken
küçümsememek, iyi yönlerini vurgulamak gençlerin kendilerine güven duyan bir
yetişkin olarak hayata başlamalarını kolaylaştıracaktır. Kesinlikle
iletişiminizde gerçekçi olun. Korkunuz varsa paylaşmaktan çekinmeyin.
Çocuğunuzun bu süreçlerini yetişkin olarak siz de yaşayacaksınız. Onun
problemleri zaman içinde çözdüğünü, krizlerle başa çıkabildiğini gözlemlemek
size de keyif verecek. Bu süreçte kuracağınız etkili iletişim sinyali
kuvvetlendirecek ve çocuğunuzla bağınızı sağlamlaştıracaktır.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.