Çocuk
Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Metin Demirkaya, lenf bezlerinin hiç
gelişmemesi veya aşırı büyümesinin bazı hastalıkların işareti olabileceğini
söyledi.
Lenf
bezlerinin insan vücudunun bağışıklık sisteminin bir parçası olduğunu belirten
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Metin Demirkaya, "Lenf
bezlerinin hiç gelişmemesi veya aşırı büyümesi bazı hastalıkların habercisi
olabilir. Lenf bezlerinin yapısında lenfosit, monosit, plazma hücresi ve
histiyositler bulunur. Nötrofil, malign hücre ve depo hücreleri dışarıdan lenf
bezine girerler. Tüm bu hücrelerdeki çoğalma, lenf bezlerinde büyümeye sebep
olur. Yabancı antijenler, vücudun savunma hücreleri ile ilk olarak lenf
bezlerinde karşılaşır. Dolayısıyla bu yabancı antijenlere karşı antikor üretimi
lenf bezlerinde gerçekleşir" dedi.
Lenfatik
sistemin elemanlarının lenf bezleri, dalak, tonsiller, adenoidler
bağırsaklardaki peyer plakları ve timus olduğunu belirten Demirkaya, "Bu
sebeple lenfoid dokuları ilgilendiren hastalıklarda, tüm bu yapıların muayene
ve değerlendirmesi yapılmalıdır. Lenfadenopati, lenf düğümlerinin boyut, sayı
ve kıvam anormallikleri olarak tanımlanır. Lenf bezi büyümelerinin sebepleri
sıklık sırasına göre enfeksiyonlar, otoimmun hastalıklar, ilaçlar, aşılar, depo
hastalıkları, maligniteler ve diğer sebeplerdir. Lenfadenit, lenf bezlerinde
gelişen bir enfeksiyona yanıt olarak lenf bezlerinde büyüme, kızarıklık ve ağrı
gibi inflamasyon bulgularının olmasıdır" diye konuştu.
Demirkaya,
"Lenf düğümlerinde büyüklük, yeni doğan dönemi hariç, çocukluk döneminde
sıklıkla görülür. Antijenik uyarı sonucunda lenfatik doku zamanla belirgin hale
gelir. Çoğu kez viral veya bakteriyel sebepler reaktif olarak lenf düğümlerinin
palpe edilen boyutunu artırır. Çevresel uyarımlarla 8-12 yaşa kadar lenf
düğümleri giderek artan bir boyuta ulaşır. Puberteden sonra ise giderek
küçülürler. Çocuklarda, servikal veya inguinal bölgede lenf düğümü saptanmaması
nadir bir durumdur. Lenf düğümlerinin ve tonsillerin hipoplazik oluşu X’e bağlı
bruton hastalığı gibi bazı primer immün yetmezlikleri akla getirir"
şeklinde konuştu.
Genel olarak
aksiller ve servikal bölgede 1 santimetre, inguinal bölgede 1,5 santimetre,
epitroklear bölgede 0,5 santimetrenin üzeri ve supraklaviküler ve popliteal
bölgedeki tüm lenf bezlerinin anormal kabul edildiğini ifade eden Demirkaya,
"Normal lenf düğümleri ısı artımı, duyarlılık ve fluktuasyon göstermezler.
Bulundukları bölgede cilt görünümü normaldir. Hareketli ve genellikle oval
yapıdadırlar. Yumuşak doku kıvamında palpe edilirler. Yüzeysel yerleşimli lenf
düğümleri, fizik muayene ile değerlendirilir. Lenf düğümü muayenesi sırasında
tüm bu lenf düğümü bölgeleri palpe edilmeli ve palpe edilemeyecek derinlik ve
yerleşimde lenf bezlerinin olabileceği unutulmamalıdır. Normalde ele gelmeyen
abdominal yerleşimdeki derin lenf düğümleri birleşip kitle etkisine yol
açtıklarında ele gelebilir. Ayrıca lenfoproliferatif hastalıklarda karaciğer,
dalak ve tonsiller de dikkatle muayene edilmelidir. Lenf bezleri, erken
çocukluk döneminde kistik higroma, tiroglossal kist, brankial yarık kisti,
servikal kosta ve neonatal tortikollis gibi konjenital anomaliler ile; tüm
yaşlarda ise guatr, hemanjiom, nörofibrom ve teratomlar ile karışabilir"
dedi.
20 Nisan 2019 20:27