Kullanılmayan beynin kapasitesi azalıyor

 

15 Aralık 2019 14:51
Kullanılmayan beynin kapasitesi azalıyor





  Nörobilim ile
alakalı son gelişmelerin paylaşıldığı 3. Nörobilim Kongresi’nde konuşan Prof.
Dr. Uğur Batı, beynin ne kadar araştırılırsa araştırılsın belki de hiçbir zaman
tam anlamıyla anlaşılamayacak kadar çok zor bir yapı olduğunu vurgulayarak,
“Beyin ile ilgili çözülemeyen daha birçok şey var ama kesin olan bir şey var ki
o da onu kullanmadığımızda küçülüyor olması. Yani beyin kullanılmadığı durumda
sadece kendi biyolojik devamlılığını sürdürebilecek kapasiteye iner” dedi.

Gelişen
teknolojinin ve bilimin hala daha en karanlık noktası insan beyni. Her ne kadar
beyin ile alakalı araştırmalara ve çalışmalara son hızla devam edilse de beynin
ne kadarlık bir kısmının çözüldüğü ise belirsizliğini koruyor. Bu anlamda
birçok karmaşaya ve bilinmeyene sahip beyin ile alakalı olarak tüm gelişmeleri
ve disiplinlerarası araştırmaları geniş bir çerçevede ele almak adına bu yıl 3.
Nörobilim Kongresi'nde 900'e yakın bilim insanı bir araya geldi. Kongrenin bu
yıl ki ana teması ise ‘Farklı Disiplinlerde Aynı Beyin' oldu.

 “Kongre, çok daha fazla ufuklara yol
açacaktır”

Nişantaşı
Üniversitesi ev sahipliğinde Disiplinlerarası Beyin Araştırmaları Derneği
(DABAD) ile beraber düzenlenen 3. Nörobilim Kongresi'nde konuşan ve böyle bir
organizasyona ev sahipliği yaptıklarından dolayı gurur duyduklarını ifade eden
Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın, “Kalkınmış ülkelere
baktığımız zaman hep bilimsel faaliyetlere önem verilmiş, toplumla paylaşılmış
ve yansıması da toplumun refahı için olmuştur. Bu bakımdan Türkiye'de bu tarz
bilimsel faaliyetlerin gerçekleşmesi benzer yolu izleme bakımından bir adımdır.
Günümüzde ve bundan sonraki zamanlardaki gelişmeler tek bir alanda olmuyor.
Disiplinlerarası bir mecrada seyrediyor. Bu manada üniversitemizde düzenlenen
kongremiz de nörobilimciler olarak aslında büyük bir fırsat olarak
değerlendirilmelidir. Kongrenin daha fazla ufuklara yol açacağını temenni
ediyorum” şeklinde konuştu.

“Belki de beyni hiç çözemeyeceğiz”

Disiplinlerarası
Beyin Araştırmaları Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Nişantaşı Üniversitesi
Öğr. Üyesi Prof. Dr. Uğur Batı da bilimin ve teknolojinin bütün kapılarının
beyin vasıtası ile açıldığını bu anlamda insan beyninin çok doğru kullanılması
gerekliliğinin vurgusunu yaptı. Her ne kadar teknoloji gelişmiş olursa olsun
çözülmeye çalışılan beynin belki de hiç çözülemeyecek olabileceğini dile
getiren Prof. Dr. Uğur Batı aynı zamanda beynin kullanılması ile alakalı olarak
açıklamalarda bulundu.

“Kullanılmayan beyin sadece biyolojik
devamlılığını sürdürebilecek düzeye iner”

Prof. Dr. Uğur
Batı tartışmalara konu olan, ‘beynin ne kadarlık bir kısmı kullanılıyor'
tartışmalarının her zaman devam edeceğini fakat bunun yanı sıra ortaya koyulan
araştırmaların sonucu olarak beynin kullanılmadığı takdirde küçüldüğünü ifade
etti. Prof. Dr. Batı açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“Sonuç olarak
insan beynini yine bir insan beyni ile anlamaya çalışıyoruz. Bu çok ikilikçi
bir durum. Onu doğru kullandığımızda, burada yüzde 100'unu kullanırız
kullanmayız gibi bir tartışmaya gerek yok, çünkü ne varsa kullanıyoruz aslında
fakat doğru kullandığımızda daha mutlu varlıklar olabileceğimize ve daha mutlu
ilişkilere sahip olabileceğimize ilişkin bazı kesin olmayan araştırmalar var.
Fakat kesin olan bir şey var o da onu kullanmadığımızda küçülüyor olması. Yani
kullanılmayan beyin geri alınıyor. Böyle bir durumda beyin ancak kendi
biyolojik devamlılığını sürdürebilecek bir düzeye iner. Sadece o kapasite ile
çalışır. Dolayısıyla onu en doğru şekilde kullanmamız gerekiyor.”

“2100'lerde bile beynin seri
üretimini gerçekleştiremeyebiliriz”

En son
teknoloji ve insan ırkında bile hala daha diğer organlarının aksine beynin
üretilmesinin belki de mümkün olamayacağından da bahseden Prof. Dr. Batı, “Şu
an geldiğimiz teknoloji, yapay zekalar, algoritmalar, sensor teknolojileri gibi
bilumum teknoloji aslında bizim beynimizin küçük bir kısmı ile anlayarak
yaptığımız şeyler. Yani beyni anlamak bu teknolojileri geliştirmekten daha zor
görünüyor. Biz ona evrenin en karmaşık donanımı diyoruz. Dolayısıyla biz
geliştirdiğimiz teknolojiler bizim beyni anlama süreçlerimizin çok ilerisinde
yürüyor. Bir gün 2100'lu yıllarda beklenen teknolojik tekillik dediğimiz durum
gerçekleşse bile belki biz insan beyninin seri üretimini hala daha yapamıyor
olacağız. Yani beyin aslında o sınırsız matematik sayı sistemini çözemediği bir
veri tutma kapasitesi ile saniyede yaptığı bağlantılar ve o bağlantıların
kombinasyonları ile gerçekten evrenin en karmaşık nesnesi” şeklinde konuştu.

“Akıllı robotlar ve yapay zekâ biz ne
isek o olacak”

Son olarak da
yapay zekâ ve akıllı robotlar ile ilgili etiksel anlamda tartışmaları
değerlendiren Prof. Dr. Batı, “İnsan kendinden ne kadar çok korkuyorsa
geliştirdiği teknolojiden de o kadar korkuyor” diyerek, “Bence akıllı robotlar
da yapay zekâlar da algoritmalar da insan neyse o olacak. Şu an insanlıkta neyi
görüyorsanız bu teknolojilerde de onu göreceğiz. Bizim yaptığımız teknoloji ve
kodlarla biz ne isek o olacak. Biz ne kadar kötü isek o kadar kötü biz ne kadar
iyi isek o kadar iyi olacak. Ne kadar adaletli yaşıyorsak dünyada, o kadar
adaletli bir teknoloji doğacak. Kendimizden ne kadar çok korkuyorsak onlardan
da o kadar korkalım. Kendimize ne kadar çok güveniyorsak onlara da o kadar çok
güvenelim” diyerek sözlerini tamamladı.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.