Horlamayı tetikleyen faktörler

 

15 Ocak 2020 13:29
Horlamayı tetikleyen faktörler





  İnsanoğlunun
dünya meşgalesi ile ilişkisini kesip en rahat ettiği durum olan uyku halini zindana
çeviren olayların başında horlama sıkıntısı geliyor. Özellikle kilolu
erkeklerde görülen bu rahatsızlık sadece hastalığın sahibi erkekleri değil,
onlarla aynı yatağı paylaşan hanımlarının da gecelerini çekilmez boyuta
getiriyor.

Kulak Burun ve
Boğaz Uzmanı Op. Dr. Cem Karas, sayısını fark etmese de horlama ve uyku apnesi
rahatsızlığı olan kişilerin bir gecede 300 ile 400 defa uyandığını tedavi
edilmediği takdirde bu durumun insan hayatında ciddi bir sıkıntı olduğunu
belirtti.

Uykuda görülen
solunum bozukluklarının en hafifinin ‘horlama hastalığı’ en ağır şeklinin de
‘tıkayıcı uyku apnesi’ olduğunu belirten Op. Dr. Cem Karas, normal erişkin
inanların en az yüzde 10’unda ve çocukların yüzde 12’sinde horlama görüldüğünü
kaydetti. 60 yaş üzerinde bu oranın yüzde 40-50 civarına yükseldiğini kaydeden
Op. Dr. Karas, “Horlama problemi erişkinde en sık orta yaşlı, şişman erkeklerde
görülür ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar. Uyku sırasında burun ve dilin
arkasındaki hava yolunun daralmasıyla ve buradaki küçük dilin veya yutak
seviyesindeki yapıların titreşimleriyle ortaya çıkan sese horlama denir.
Bademcikler, dilin arkası, yumuşak damak, küçük dil ve boğazı oluşturan
kaslardan meydana gelen geniz ve yutak bölgelerindeki hava yolunun herhangi bir
patoloji ile daralması çok ender olmayan bir durumdur. Bu bölgede daralma
olduğunda özellikle küçük dil ve yumuşak damak uyku esnasında solunum çabasının
artmasıyla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır” dedi.

“Kısa boylu kilolu erkeklerde daha
sık görülüyor”

Obstrüktif
uyku apne sendromu ya da halk arasında uyku apne sendromu olarak bilinen
sıkıntının, uyku sırasında yineleyen üst solunum yolu tıkanmaları ve buna eşlik
eden kan oksijen değerinde azalma ile ortaya çıktığını kaydeden Op. Dr. Cem
Karas, “Bu rahatsızlık genellikle orta yaşlı ve kilolu erkeklerin hastalığıdır.
Her yaşta görülebilirse de, en sık 40-65 yaşları arasında karşımıza çıkar ve 65
yaşından sonra görülme oranı aynı kalır. Erkeklerde 2-3 kat fazla görülür,
kadınlarda ise menapozdan sonra artar. Hem halk tarafından, hem de hekimler
arasında çok iyi tanınmayan bir sendrom olduğundan tanıda gecikmelere sık
rastlanır. Aile bireylerinden birinde uyku apne sendromu varsa diğerlerinde
görülme riski artar. Obezite en önemli risk faktörüdür. Kilo arttıkça görülme
sıklığının ve ciddiyetinin arttığı ve kilo verilmesi ile azaldığı
bilinmektedir. Yüz ve çeneye ait yapısal bozukluklar ve üst solunum yollarındaki
darlıklar, obez olmayan kişilerde uyku apne sendromuna neden olabilir” dedi.

“Kaliteli bir uyku, sadece sizin
değil eşinizin de hayatını değiştirir”

Bir çok
hastalık sadece hastalığın sahibini ilgilendirirken horlama ve uyku apnesinin
kişinin yatağını paylaştığı eşinin de gecelerini adeta kabusa çevirdiğini bu
nedenle tedavisinin ihmal edilmemesi gerektiğini kaydeden Op. Dr. Cem Karas,
“Bu rahatsızlıkta en önemli bulgu, eşinin veya yakınlarının tarif ettiği ve
tanıklı apne dediğimiz uykuda nefes durmasıdır. Gece boyunca bazen 300-400 kez
tekrarlayan apneler nedeniyle uyku bölündüğü için hasta kalitesiz bir uyku
uyur. Aynı zamanda yanındakini de farketmeden uyandırır. Çoğu kez apnelerden
sonra uyandığının farkında değildir, bazen de uykudan boğularak uyanma
tanımlar. Apneler nedeniyle dokulara yeterli oksijen gidemez. Bunların
sonucunda, yorgun uyanma ve gündüz aşırı uykululuk gözlenir. Hasta, uyumaması gereken
yerlerde uyuklayarak iş ve özel yaşamında birçok sorunla karşılaşır.
Başlangıçta televizyon seyretmek, gazete okumak gibi pasif bir iş yaparken
uyuklarken giderek araba kullanırken bile uyuklamaya başlar. Bu nedenle, trafik
ve iş kazaları riski 2-3 kat artar” diyerek bu sıkıntıyı yaşayanların
tedavilerini de ihmal etmemesini önerdi.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.