Herkes hata yapar. Yanlış yapmak insana mahsustur.
Herkes hata
yapar. Yanlış yapmak insana mahsustur.
Bilerek ve
isteyerek yapılan bazı yanlışlar ise günah hükmündedir. Elbet günahlarımız için
pişmanlık duymalı ve birdaha yapmamaya niyet ederek tövbe etmeliyiz.
Ancak hatalarımızdan
ve günahlarımızdan pişmanlık duymayı kendimizi aşağılamaya, suçluluk
kompleksine kapılmaya kadar vardırmamalıyız. Çonkü Peygamberimiz (sav), “Pişmanlık
tövbedir. Günahından samimi bir şekilde tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir”
buyurmuşlardır.
Akla “keşke bu
günahı işlemeseydim” gibi düşünce gelebilir. Elbet hata yapılmasa daha iyi
olurdu ama bunu söylemenin faydası yoktur. Çünkü geçmişte olan geri gelmez. Zaten
insan beşerdir, şaşar. Günah işlememek ancak meleklere mahsustur. Efendimiz bir
hadislerinde, “Günahın kefareti pişmanlık duymaktır. Eğer günah işlemeseydiniz
Allah bağışlamak için günah işleyen bir topluluk gönderirdi” buyurmaktadır.
Müzmin pişmanlık yanlış
Müzmin pişmalık,
insanı en çok yoran ve hiç bir yarar sağlamayan duyguların başında gelir. Problamli
hastalarımın birçoğunda ağır bir suçluluk kompleksi gözlemlerim hep. Kimileri anne
ve babasına yeterince hizmet etmemiş olmanın, kimileri de çocuklarını
yetiştirirken hatalı davranmanın vicdan azabını taşırlar. Geçmişte sergiledikleri
kötü davranışların pişmanlığı altında kıvrananların sayısı az değildir. Bazı kişiler
ise bunu o dereceye vardırırlar ki her hareket ve sözlerinden sonra “keşke
şöyle yapsaydım” diye kendilerini aşağılarlar. Böylelikle de mutsuz olurlar.
Ayrıca pişmanlığı
aşırıya vardırmak ayrı bir yanlıştır. Insanın kusursuz bir yaratık olmadığını
aklımızdan çıkarmayalım. Elbette yanılabilir ve hata yapabiliriz. Hatta dümdüz
bir yol izlememiz düşünülemez, zikzak ta çizebiliriz vey a yalpalayabiliriz. Düz
bir yol izlemeye kalktığımırzda yine sendeleyip bazen yoldan çıkabiliriz. Önemli
olan belirlediğimiz hedefe varmaktır, tabii ki aksaklıklar olacaktır. Ne var ki
bazı insanlar, sonuçtaki başarılarını göz ardı ederek ufak tefek yanlışlarını
kendilerine sorun yaparlar. Herhangi bir ayrıntı üzerindeki küçük hatalarını,
genel başarılarını gölgelemeye kadar vardırırlar.
Bazı insanlar
çok sevildikleri halde hayatlarındaki tek tük insanın sevgisini kazanmamış
olmaya kafalarını takarlar. Kendilerinin sevilecek biri omadıklarını
düşünürler. Geçmişteki bazı hatalarını büyüterek ve devamlı gündeme getirererk
mutluluklarına darbe vururlar.
Halbuki her
yeni gün geçmişin başarısızlıklarını biraz daha siler. Bu tür insanlar bu
şekilde düşünmeli ve hayatlarının geri kalan bölümlerini memnuniyet içerisinde
geçirebileceklerine inanmaları gerekir.
Hatalarımız tecrübe demektir.
Bir yanlışlık
yaptığımızda bunu kabul etmeli ve sebep olduğumuz olumsuzlukları gidermeye
çalışmalıyız. Hatamızı tekrarlamamaya gayret etmemiz gerekir. Yani kendimizi
bağışlamalı ve hatamızı unutmalıyız.
Yaptığımız yanlışlardan
yola çıkarak hata yapmamayı öğreniriz. Yanlışlarımız tecrübe oluşturmalı, bizi
olgunlaştırmalıdır.
Sonra biliyoruz
ki, kaderimiz Allah indinde bellidir. Biz hata yapmakla yanlızca kaderimizi
örmüş olduk. Bu yüzden geri dönmesi mümkün olmayan yanlıştan dolayı “keşke”
dememeliyiz. Hayatımızdan “keşke” kelimesini çıkarmalıyız. (Keşke falanca
sınava iyi hazırlansaydım”, “Keşke o lafı duyduğumda suratına yumruğu
indirseydim”, “Keşke öbür yolu izleseydim” veya “Keşke geçmişte daha çok gezip,
daha az çalışsaydım.”
Bu şekildeki
düşünceler ancak bizi mutsuz etmeye yarar ve geçmişteki zararlarımızı kapatmaz.
Bu yüzen “keşke” yerine “bundan sonra” veya “vardır bir hikmeti” kelimelerini
kullanmalıyız. Bu kelimelerle yanlışlıklarımızın olumsuz etkilerini azaltabiliriz.
“Bundan sonra ibadete ve gezmeye daha çok vakit ayıracağım” şeklindeki düşünce tarzi
vey a “böyle yapmakla benim bilemeyeceğim bir hayır gerçekleşmiştir” gibi bir
yaklaşım hayatımızı daha yaşanır bir duruma getirecektir.
Böylesi bir
bakış açısı geliştirirsek geçmişin yanlışlıkları bizi mutsuzluk ve suçluluk
kompleksine sürüklemez. Aksine hayattan memnun olmamızı sağlar, tecrübemizi
artırır, bize enerji verir.
Prof. Dr. Sefa
Saygılı
22 Haziran 2020 14:33