Uzaktan Eğitimin Artı ve Eksileri

 

29 Haziran 2020 14:51
Uzaktan Eğitimin Artı ve Eksileri





  Örgün
eğitim, yaygın eğitim, yüz yüze eğitim, ikili eğitim, halk eğitim vs. derken
şimdilerde en sık kullandığımız kavram: Uzaktan
eğitim.
Özellikle son günlerde gerek televizyonlarda gerekse internet ve diğer iletişim
araçlarında en çok duyduğumuz söylemlerden biri haline geldi. Nedir bu uzaktan
eğitim, ne tür faydaları veya zararları vardır?

En
yaygın tanımıyla eğitim; bireyin davranışlarında
kendi yaşantıları yoluyla, kasıtlı olarak istendik yönde davranış değişikliği
meydana getirme sürecidir. Eğitim sonucunda belli bir davranış değişikliği
olmalı ve bu davranış değişikliği de istendik yönde amaca uygun olmalıdır.

Türk
Dil Kurumu’nun güncel tanımında ise eğitim ve öğretim şöyle ifade edilmiştir:

Eğitim; çocukların
ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri
ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine, okul içinde
veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye.

Öğretim; belli bir
amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim.

Bu
tanımlara bakıldığında özellikle eğitimin terbiye ile eş anlamlı kullanıldığını
görüyoruz. Eğitim; formal (planlı, programlı ve belli bir yerde verilen) ya da
informal (plansız, rastgele, herhangi bir yerde kendiliğinden gelişen) olarak
yapılabilir. İnsanın doğumundan ölümüne kadar devam eden bir süreci vardır,
yani hayat boyudur. Onun için öğretimden daha kapsamlı ve gereklidir. Kişinin
hayatı, aldığı öğretimin davranışlarına dönüştürmesi ile şekillenir. Bu
bakımdan nerede, ne zaman ve nasıl verilirse verilsin önemli olan, bunun olumlu
yönden davranış değişikliği meydana getirmesidir. Yani bilgi ile amelin
örtüşmesidir.

Bu
tanımlardan sonra asıl konumuz olan uzaktan eğitimi tanımlayıp, insan hayatına
olumlu ve olumsuz yönlerini irdeleyelim.

Uzaktan eğitim; zamandan
ve mekândan tamamen bağımsız bir şekilde öğrencinin ve öğretmenin okul ve
benzeri eğitim-öğretim ortamına gelme zorunluluğu olmaksızın mevcut olan
teknoloji aletleri vasıtası ile tamamen sanal ortamda canlı, görüntülü, sesli
olarak derslerin işlendiği, katılımcının istediği zaman bunları tekrar
izleyebileceği ve görüntüleyebileceği, bir eğitim sistemidir.

Uzaktan
eğitimin geçmişi 1700’lü yıllara kadar dayanır. İlk başlarda mektuplar
vasıtasıyla, belli alanlarda, isteyen kişilere, bulundukları yerden eğitim
verme şeklinde uygulanmıştır. Daha sonraları radyo ve televizyonun yayına
başlaması ile sesli ve görüntülü olarak verilmeye başlanmıştır.

Türkiye
bu eğitim türü ile 1950’li yıllarda tanıştı. Türkiye’deki gelişim de aynen
dünyadaki gibi teknolojik ilerlemeye paralel devam etmiştir. Bugün gelinen
noktada ise artık hem yazılı, hem sözlü, hem görüntülü ve hem de karşılıklı
etkileşim ile uygulanma seviyesine çıkmıştır. Dünyanın hemen hemen her
ülkesinde gerek ülke sınırları içerisinde, gerekse ülkeler arası birçok alanda
uzaktan eğitim verilmektedir.

Son
zamanlarda eğitimin tamamen uzaktan yapılması ile ilgili senaryolar
hazırlandığı söylense de, bu eğitimin birçok faydasının yanında, beraberinde
getirdiği bazı sorunlar da yok değildir. Her şeyden önce şunu ifade etmek
gerekir ki; bu eğitim, asla yüz yüze eğitimin yerini alamaz. Öğreten ile öğrenenin
aynı ortamı paylaştığı, aynı havayı teneffüs ettiği eğitim vazgeçilmezdir.
Çünkü öğretmen verdiği eğitimin öğrenci üzerindeki etkisini, davranışa çevrilip
çevrilmediğini anlık ve canlı olarak görebilmekte ve takip edebilmektedir.
Öğretmenin küçük yaştaki öğrencinin başını okşaması, sırtını sıvazlaması,
gözlerinin içine bakıp gülümsemesi bile öğrencide motivasyonu artırır.

Örgün
eğitim ile uzaktan eğitim arasında en temel ve basit farklar bile, uzaktan
eğitimin kendi başına tamamen yeterli ve verimli olamayacağını gösterir. Birkaç
madde şeklinde sıralarsak; 

Eğitim ve öğretim, bireyi hayata hazırlama sürecidir. Buna ilk
adımın uzaktan verilecek bir eğitimle atılması, sadece öğretimi sağlayabilir.

Öğrencilerin akranlarıyla aynı ortamı paylaşmaları sosyalleşme
ve sosyal ilişki geliştirmeye yardımcı olurken, uzaktan eğitimde herkes
kendisinin belirlediği bir alanda olduğundan, akran ilişkilerini geliştirmeye
katkısı yok denecek kadar azdır.

Son yıllarda üzerinde çokça durulan; ‘öğrenci
merkezli eğitim’ yüz yüze eğitimde, uzaktan eğitime nazaran
daha fazla gerçekleştirilebilir. Öğrencinin pasiflikten aktifliğe geçişi daha
etkili ve verimlidir.

Uzaktan eğitimde öğrenci genel olarak evde olduğu için evdeki
tertip, düzen ve faaliyetleri de eğitime göre ayarlaması gerekecektir. Eğer
eğitim canlı ders şeklinde verilmezse öğrenci anlamadığı, kafasına takılan
soruları sorma imkânı bulamayacağından, sonraki konularda sıkıntı yaşayacaktır.

Görev ve sorumluluklarının farkında olmayan öğrencinin kontrolü,
buna karşı geliştirilecek çözümü sağlamak ve uygulamak uzaktan eğitimde pek
mümkün olmayacaktır.

Yine özellikle pratik uygulama isteyen meslek derslerinin
öğretilmesinde uzaktan eğitim yetersiz kalacaktır.

Bütün
bunlar ve belki daha başka sorunlar şunu gösterir ki; uzaktan eğitim, özellikle
temel eğitim denilen ilk ve orta dereceli öğretimler için başlı başına ve
sadece uygulanabilecek bir eğitim değildir. Ancak şu anda yaşadığımız salgın
hastalık gibi zorunlu hallerde de eğitim ve öğretimi tamamen bırakmaktansa
uzaktan eğitim ile bunun devamını sağlamak çok önemlidir.

Bunun
yanında uzaktan eğitimin temel eğitime destek olarak ve yüksek eğitim ve
öğretimde uygulanmasının birçok avantajları da vardır. Bunları da kısaca
özetlersek;

Zamandan, mekândan ve maddiyattan tasarruf sağlar.

Çeşitli sebeplerden dolayı istediği eğitimi alamayan kişiye
istediği zamanda, istediği mekânda eğitim alma olanağı verir.

Fırsat eşitliği ile herkesin istediği alanda eğitim alarak
kendini geliştirmesine olanak sağlar.

Yalnız
bunların istenilen faydayı vermesi için bazı önlemlerin alınması da gerekir:

Öncelikle bu eğitimin canlı olarak verilmesi gerekir ki; öğrenci
aktif rol alabilsin. Anlamadığı, tekrardan sormak istediklerini öğretmene
anında sorup cevap alabilmesi önemlidir.

Canlı olarak verilecek eğitimde internet kullanılacağı için
bunun alt yapısının iyi hazırlanması, fiber hızının eğitimi aksatmayacak kadar
hızlı olması çok önemlidir. Özellikle kırsal kesimlerde internet kullanımının
rahatlatılması gerekir.

Verilecek derslerin çakışmaması için öğretmenler arasında iyi
bir koordinasyonun ve planın yapılması da önemlidir.

Örgün eğitimdeki gibi 35-40 kişilik bir öğrenci grubu ile ders
işlenemeyeceği için, öğrencilerin küçük gruplar halinde derse alınması gerekir
ki; bu da milyonlarca öğrenci için uygun bir planlamayı gerektirir.

Bir evde farklı kademelerde, farklı dersleri olan kişiler için
uygun zaman, uygun mekân ve uygun araç sıkıntısına bir çözüm bulunması
lazımdır.

Uygulama dersleri için uygun ortamın ve zamanın ayarlanması
gerekir.

Aslında
bütün bunlar ve daha fazlası sağlanırsa; bu, iyi bir öğretim olabilir. Bu
öğretimin eğitime dönüşmesi ise daha geri planda kalacaktır. Son zamanlarda bir
kez daha şuna şahit olduk ki; öğrenmek başka, öğrenilenin hayata geçirilmesi
olan eğitim başkadır. Haftalardır herkesin tekrar ettiği; “Evde
Kal” cümlesini
konuşmaya başlayan bebekten, pir-i fani olan ihtiyara kadar herkes öğrendi.
Buna rağmen dışarının hali ortadadır. Bu dünyada en zor bir şey varsa o da insanı
eğitmektir.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.