Diş gıcırdatma hastalığının tedavi yöntemleri

 

09 Temmuz 2020 14:49
Diş gıcırdatma hastalığının tedavi yöntemleri





  Diş
gıcırdatma hastalığı neden olur? Bruksizm nedir? Diş gıcırdatmanın tedavi
yöntemleri nedir? Ağız, Diş ve Çene Cerrahı Dr. Selin Gaş, diş gıcırdatma ile
ilgili tedavi yöntemlerini anlattı.Diş
Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Selin Gaş, halk arasında ‘diş gıcırdatma'
ya da ‘diş sıkma’ olarak bilinen bruksizm rahatsızlığıyla ilgili açıklamalarda
bulundu. Bruksizmin uyku sırasında görülen istemsiz, ritmik ve fonksiyon dışı
diş sıkma ve gıcırdatma ile karakterize parafonksiyonel bir alışkanlık olduğunu
anlatan Gaş aynı zamanda; bruksizmin, şiddetli baş boyun ağrısı, çene
hareketlerinde kısıtlılık, çiğneme kaslarında ağrı ve spazm gibi sonuçlara
sebep olabileceğini ifade etti.

TANI KOYMAK ÇOK ZOR OLABİLİYOR

Gaş,
bruksizmin kesin nedeninin tam olarak açıklanamadığını da belirterek,
"Stres, oklüzal bozukluklar, alerji, uyku kalitesi vs. gibi etkenlerin
kaynak olabileceği düşünülmektedir. Bruksizmin tanısını koymak bile oldukça
zordur. Çok dikkatli olmak ve tedavisinde öncelikle sebep olan etkeni ortadan
kaldırmak gereklidir. Bruksizme sebep olabilecek birçok faktör olabileceğinden
dolayı tek bir tedavi seçeneği, bruksizmi tedavi etmede yeterli olmayabilir. Bu
nedenle; etkili tedaviyi seçebilmek için sebep olan etkenleri belirlemek
gereklidir" dedi.

ÇOCUKLARDA VE GENÇLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Bruksizmin
olası nedenleri hakkında bilgi veren Gaş, "Klinik açıdan; diş
aşınmalarının gözlemlenmesi bruksizmin tanısında kullanılabilir. Bununla
beraber, diş aşınmalarının oral alışkanlıklar, yeme sıklığı ve alışkanlığı ve
reflü gibi faktörlere de bağlı olabileceği sorgulanmalıdır. Bruksizmin görülme
sıklığında farklı toplumlarda yüzde 4’ten yüzde 96’lara kadar varan
değişiklikler gösterdiği saptanmıştır. Yine yapılan çalışmalar, gençlerde ve
çocuklarda yetişkinlere oranla daha sık görüldüğünü kanıtlamıştır. Bruksizmin
son zamanlarda etiyolojisi ile ilgili yapılan çalışmalarda, sinir sisteminin
uyku sırasında çene aktivitesini etkilediği veya başlattığı bildirilmiştir.
Uyku ile ilgili mekanizmalar bu sistemlerden etkilenerek ritmik çiğneme kas
aktivitesine ve uyku sırasında diş gıcırdatmaya sebep olur. Genetik faktörlerin
de etiyolojide etkili olduğuna dair görüşler bulunmaktadır. 4 bin ikiz üzerinde
yapılan bir çalışmada kalıtımın bruksizmin üzerindeki etkisinin yüzde 39’dan
yüzde 64’e varan değişiklikte olabileceği gösterilmiştir" diye konuştu.

Gaş,
sözlerine şöyle devam etti;

"Parafonksiyonel
kuvvetlerden etkilenen çiğneme sistemi yapıları, dişler ve etrafındaki
periodontal dokular, çiğneme kasları ve temporomandibular eklemdir.
Parafonksiyonel alışkanlıklar toplumda ortak görülen bir durumdur. Bu
alışkanlıkların temporomandibular rahatsızlıklara yol açtığı düşünülmektedir.
Vücutta genel bağ dokusu gevşekliği, tırnak yeme, sakız çiğneme, devamlı
ağızdan nefes alıp verme, pipo içme, çekirdek yeme, uzun süre telefonla
konuşma, keman çalma gibi durumlar çene disfonksiyonlarını kolaylaştıran diğer
sebeplerdendir. Bazen de çene şikayetleri vücuttaki ciddi bir hastalığın
belirtisi olabilir. Bunlar; tümör, enfeksiyon, iltihaplı romatizma gibi
hastalıklardır."

8 FARKLI TEDAVİ YÖNTEMİ

Gaş,
bruksizmle (diş gıcırdatma) ile ilgili farklı tedavi yöntemlerinin detaylarını
şu şekilde anlattı:

"Bruksizmde
klinik olarak yapılan müdahalenin amacı; dişleri korumak, gıcırdatmayı
azaltmak, yüz bölgesinde meydana gelen ağrıyı hafifletmek ve uykunun kalitesini
geliştirmektir. Bruksizmin tedavisinde henüz etkili bir tedavi yöntemi yoktur.
Bruksizmin tedavi edilmesinde diş hekimlerine büyük görev düşmektedir. Bruksizm
tanısı konmuş hastalara iyi bir ağız hijyeni, uyku düzeni ve sağlıklı yaşam
alışkanlıkları edinmeleri öğütlenmeli, orofasiyal yapıların daha fazla zarar
görmemesini engellemek için düzenli kontrol yaptırmaları tavsiye edilmelidir.
Bruksizmin etiyolojisi birçok faktöre bağlı olabileceğinden, tedavisinde de tek
bir tedavi seçeneği yeterli olmayacaktır. Kişiye göre etken bulunup, ortadan
kaldırılarak doğru tedavi yöntemleri seçilmelidir."

1- Oklüzal splint (Gece plağı) uygulamaları

Farklı
gece plağı tipleri endikasyonuna uygun bir şekilde seçilerek yaygın biçimde
bruksizmin tedavisinde kullanılır. Gece plağı tedavisi, bruksizme bağlı ağrısı
olan hastalarda objektif ağrı hafifletme için hala altın standart tedavi
yöntemidir. Çeşitli araştırmalarda oklüzal splintlerin çiğneme kasları
üzerindeki olumlu etkileri gösterilmiştir.

2- Fizik Tedavi Uygulamaları

Fizik
tedavi uygulamaları oldukça konservatiftir. Termoterapi ve soğuk tedavisi hasta
gerekli gördüğü sürece uygulanabilir.  Ağrı belirgin hale geldiğinde,
eklem bölgesine sıcak ya da soğuk uygulaması ağrıyı azaltmada yardımcı
olabilir. Termoterapide amaç sıcak etkisi ile uygulanan bölgedeki sirkülasyonu
arttırmaktır. Sıcak su şişesi havluya sarılarak 10-15 dakika boyunca
uygulanabilir. Bu uygulama maksimum 30 dakika sürdürülmelidir. Soğuk tedavisi
de ağrı azaltmada kullanılan genellikle etkili ve basit bir tekniktir. Hasta
kendi ağrısını azaltmaya en iyi geri dönüşü veren seçeneği bulmalıdır.

3- Farmakolojik Tedavi

İlaçlar
farklı kombinasyonlar halinde kullanılarak yaratılmak istenen etki
sağlanabilir. Orta ve şiddetli ağrı varlığında basit analjezikler tercih
edilir. Çok şiddetli ağrı varlığında ise narkotik analjezikler kullanılabilir.
Non steroid anti inflamatuar ilaçlar enflamasyon varlığı düşünülen vakalarda 3
hafta boyunca verilebilir. Çoğu kas gevşetici sedasyon etkilidir, bu nedenle
kullanımı 3 haftadan fazla önerilmez. Ağrılı bruksizm vakalarında gece yatmadan
önce diazepam kullanılabilir. Analjezikler ile kombine edilebilirler. Çoğu
kronik ağrılı hastada depresyon ve uyku bozukluğu söz konusudur. Bu nedenle
çeşitli antidepresanların bu gibi durumlarda asıl tedavi şekli olduğu söylenmektedir.

4- Homeopati

Homeopati
uygulamasında kişiye özel içerikli ilaçlar kullanılır. Bu yönüyle standart
içerikli ilaçlardan ayrılır. İlacın içeriği hazırlanırken kişinin geçmişi,
psikolojisi ve hastalığı dikkate alınır. Bu yöntem, çocuklar için bile erişimi
kolay, sürdürülebilir ve güvenlidir, çünkü herhangi bir yan etkiye sebep
olmadan gerektiği kadar kontrol edilebilir.

5- Akupunktur

Geleneksel
Çin akupunkturunun 2500 yıldan fazla bir geçmişi vardır. En iyi bilinen
tamamlayıcı ve alternatif tedavilerden biridir. Akupunktur sinir sistemini
uyarır ve ağrı sinyallerinin işlenmesini ve algılanmasını değiştirir ve ayrıca
sinir sisteminde endorfinler ve serotonin gibi doğal ağrı kesicileri serbest
bırakır. Akupunkturun çeşitli diş hastalıkları için başarılı kullanımı
kanıtlanmıştır. Çeşitli klinik çalışmalar, akupunkturun geleneksel tedavi
yöntemlerini tamamlamada ümit verici bir rol oynayabileceğini test etmiş ve
sonuçlanmıştır, çünkü akupunktur genellikle güvenlidir, toksik değildir ve
ortaya çıkardığı yan etkiler ihmal edilebilir düzeydedir. Çalışmalar,
akupunkturun kısa vadede analjezik etkilere sahip olduğunu ve bu nedenle,
bruksizm tedavisi için ağrıyı azaltıcı etkisi olduğunu bildirmiştir.

6- Ozon Tedavisi

Tıbbi
dereceli ozon, bir oksijen ve ozon karışımıdır. Medikal kullanımında kas
ağrısını azaltma amacıyla minimal invaziv tedavi yöntemi olarak çeşitli
uygulamaları bildirilmiştir. Ozon tedavisi tıbbi dereceli ozonun vücut
boşluklarına ya da dolaşım sistemine uygulanmasıdır. O3; kaslar, tendonlar ve eklemler
ile ilgili birçok vakayı tedavi etmek için kullanılır.  Düşük komplikasyon
riski ve yüksek başarı oranı ile tatmin edici bir tedavi olarak bruksizmin
tedavisinde kullanılmaktadır.

7- Hipnoz

Hipnoz
tedavisi gören hastalarda çene eklemi kaynaklı ağrıların azaldığı, semptomların
görülme sıklığı, şiddeti ve süresinde azalma olduğu bildirilmiştir. Özellikle
bruksizm kaynaklı çene eklem bozuklukları stresle de yakından ilişkilidir. Bu
nedenle hastanın stres faktörlerinden daha arınmış bir yaşam sürmesi tedavi
ilerleyişini etkileyecektir. Hipnoz yöntemleri ile hasta mevcut stresli
durumundan bilinçaltına verilen telkinlerle kurtularak bu durumun sebep olduğu
diş sıkma ve gıcırdatma da elimine edilecektir.

8- Botoks Uygulamaları

Kronik
bruksizm tedavisinde botulinum toksininin (Botoks) enjeksiyonu günümüzde sık
tercih edilen bir metod haline gelmiştir. Botulinum toksininin küçük dozlarını
doğrudan ilgili çiğneme kası içine enjekte ederek dişlerin istemsiz
gıcırdatılmasını ve çenesinin kenetlenmesini durdurmak için kas olması
gerektiği kadar güçsüzleştirilir. Bu tedavi ile çiğneme kasları önemli ölçüde
rahatlar ve gıcırdatma nedeni ile dişler üzerindeki aşınma ve yıpranma azalır.
Bruksizme bağlı meydana gelen baş ağrıları ortadan kalkar. Çiğneme ve yüz
ifadeleri gibi istemli bir şekilde yapılan hareketler botoks enjeksiyonundan
kesinlikle etkilenmez.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.