Toplumun
yüzde 2 ile 4’ü arasında görülen omurga eğriliği (skolyoz) rahatsızlığının
ilaçla tedavisinin olmadığı ve erken teşhisin hayati önem taşıdığını belirten
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ali Özgür, skolyoz
hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi.
Skolyozun üç ana başlık altında toplandığını ifade eden Uzman
Dr. Ali Özgür, “Skolyoz bir vertebral hastalık anlamına geliyor.
Normalde omurgamız başımızın kaidesinden başlayıp kuyruk sokumuna uzanan
kemiksel bir yapıdır. Bunun normalde öne ve arkaya bir takım eğrilikleri
vardır. Skolyoz bunların dışında omurganın sağa ya da sola doğru eğri bir hal
almasına verilen bir isimdir. Bu hastalığın nasıl oluştuğuna dair çok fazla bir
fikir sahibi değiliz ancak yapılan incelemelere göre skolyoz üç ana başlık
altında toplanmıştır. Bunlardan biri doğuştan kaynaklanan skolyozdur. Doğuştan
gelen skolyozun bebeğin ana rahminde bir takım gelişim dönemlerindeki
problemlerden kaynaklandığı kabul ediliyor. İkinci ve en sık gördüğümüz skolyoz
tipi ise sebebini bilmediğimizi idiopatik skolyozdur. Bu skolyozların büyük bir
kısmını teşkil ediyor. Üçüncü bir sınıflandırma ise nöromusküler sistem
hastalıklarının sebep olduğu skolyozlar tipidir” dedi.
Toplumda yüzde 2 ile 4'ü
arasında skolyozla karşılaşabiliyoruz
Erken teşhisin önemine vurgu yapan Uzm. Dr. Özgür, “Skolyoz, daha çok gelişim
dönemlerinde oluştuğu ya da belirginleştiği için bu dönemlerde tedavinin
yapılabilmesi sonuç almak bakımından önemlidir. Bu yüzden mutlaka ebeveynlerin
çocuktaki duruş bozukluklarını erken fark etmesi gerekiyor. Çocuklarının bir
omzunun veya kalçasının diğerine göre yüksek olduğunu ya da belinde bir eğrilme
durumu gördükleri taktirde mutlaka bir fizik
tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurmaları gerekiyor.
Toplumda yüzde 2 ila 4 oranında skolyozla karşılaşabiliyoruz. Bu azımsanacak
bir rakam değil. Dolayısıyla bu konuda bilinçli olmakta fayda var. Erken tespit
mutlaka tedavide başarıyı arttıracaktır” şeklinde konuştu.
Genç kızlarda görülme sıklığı
daha fazladır
Skolyozun ilaçla yapılabilecek bir tedavisinin olmadığına dikkat çeken Uzm. Dr.
Özgür, "Bizim ünitemizde skolyoz tedavisi fizyoterapistler eşliğinde
egzersizler, gerekli olduğu takdirde korseleme yapılarak ve hastalara ev
programları verilerek sağlanmaktadır. Aynı zamanda elektroterapi uygulamaları
da kullanılarak tedavi yoluna gidilmektedir. Skolyozun ilaçla yapılabilecek bir
tedavisi yoktur. Tamamen rehabilitasyon gerektiren bir hastalıktır. Bu yüzden
bu konuda herkesin daha fazla duyarlı olması gerekir. Skolyozun erkeklere
oranla genç kızlarda görülme sıklığı daha fazladır. Dolayısıyla bu estetik
problem toplum içinde önemli bir sorun teşkil etmektedir. Ayrıca sırt
bölgesindeki 50 derecenin üzerindeki skolyozlar, kalp ve akciğer problemlerine
zemin hazırladığı için de bu sorunun erken tespit edilip tedavi yoluna
gidilmesi gerekir" ifadelerini kullandı.
13 Temmuz 2020 13:36