Kardeş Kavgası

 

22 Temmuz 2020 15:07
Kardeş Kavgası





  İki
veya daha fazla çocuklu anne-babaların en çok şikâyetçi oldukları meselelerden
biri çocuklarının birbirleriyle kavga etmesi durumudur. Kuşkusuz her anne-baba
için en ufak bir şeyden dolayı olay çıkaran, birbirini itip-kakan, saç saça-baş
başa girişen çocuklarının kavgalarına son vermek oldukça güç ve sinirleri
zorlayan bir durumdur. Bu durumda bazı ebeveynler çocuklarının akıbetleri ve
birbirleriyle geçimi konusunda endişelenirken, bazıları da kardeş kavgalarını
yıpratıcı ve çekilmez buldukları için hayıflanmaktadır.

Genelde
bu gibi durumlarda ebeveynler ne yapacaklarını tam olarak bilemezler. Kavganın
bir an önce son bulması için hemen müdahale ederler ve maalesef de bunu
yaparken çoğu zaman hatalı davranışlar sergilerler. Örneğin; küçüğü kayırma,
başka çocuklarla kıyaslama, bağırıp-çağırma, şiddete başvurma, onları
küçümseme, tehdit etme, cezalandırma gibi davranışlarda bulunurlar.

Genelde
paylaşılamayan oyuncak, başka eşyalar veya durumlar kavga sebebi gibi gözükse
de esasında kardeşleri kavgaya iten başka nedenler söz konusudur. İşte bu başka
nedenler, çoğu kez ebeveynler tarafından görülemediği veya bilinmediği için,
ortada gözüken nedenlerden yola çıkarak kardeş kavgası engellenmeye veya
bastırılmaya çalışılıyor. Böyle olunca da bu soruna kalıcı bir çözüm
üretilemiyor. Peki, söz konusu bu başka nedenler neler olabilir, bakalım.

Bilhassa
aralarında rekabet veya kıskançlık duyguları oluşmuş kardeşler, kavga yöntemini
kullanarak anne-babalarının kimin tarafında olduğunu test etmek isterler.
Kavgada her iki taraf ebeveynlerinin dikkatini üzerine çekmek ve tabiri caizse
kazanan taraf olmak için kendilerini ispat etmeye ve savunmaya çalışırlar.
Böyle bir durumda taraf tutmanız veya birini (örneğin yaşının küçük olmasından
dolayı) kayırmanız, malumdur ki; birçok sorunu beraberinde getirir. Aralındaki
rekabet ve kıskançlık körüklenir. Tarafı tutulmayan çocuk, sevilmediğini
düşünmeye başlar. Anne-babasının sevgisini ve ilgisini üzerine çekmek için olur
olmadık yollara başvurmaya kalkar. Kardeşine karşı nefret duygusu besler. Ya
daha da asi olur ya da kendi kabuğuna çekilir. Böyle bir hataya düşmemek için
mümkün mertebe kavgalarına müdahale etmemeye çalışın. Hatta kavgalarını
görmezlikten gelin. Sorunlarını kendi başlarına halletmeleri için fırsat
tanıyın. Fakat iş tehlikeli boyutlara ulaştığında aralarını ayırmak için derhal
devreye girin ve birilerine zarar gelmesine müsaade edemeyeceğinizi açıkça
bildirin. Evde daha önce belirlediğiniz net kurallar, bu durumda oldukça
işinize yarayacaktır.

Kavganın
başka bir nedeni de aile içerisinde anne-baba veya çevrede çocukları etkileyen
başka yetişkinler arasında yaşanan gerginliklerdir. Yetişkinler olarak kavga ve
tartışmalarınız hangi ölçüde ve ne sıklıkta? Öfkenize hâkim olabiliyor musunuz?
Karşınızdakini incitiyor musunuz? Üste çıkmaya çalışıyor, karşı tarafın duygu
ve düşüncelerine karşı kayıtsız kalabiliyor musunuz? Velhasıl sorunlar
karşısında tutumunuz nedir? Bu soruları cevaplayın ve bu konuda evlatlarınıza
nasıl örnek olduğunuzu tahlil edin.

Tartışma
ve anlaşmazlıkların olması tabii bir durumdur. Burada önemli olan bu
anlaşmazlıklarla baş etme yöntemidir. Sağlıklı yöntemler ve sağlıklı çözüm
yolları üreterek, tartışmaları tatlıya bağlama noktasında çocuklarınıza örnek
olun. Çocuklarınıza kavga ve tartışmaların sınırlarını öğretin ve bu sınırlara
siz de titizlikle riayet edin.

Kavga
eden kardeşlerin yaşları da oldukça önemlidir. Genelde en şiddetli kavgalar 2
ile 5 yaş arası çocuklarda görülür. Kavga esnasında taraflar bağırma, ısırma,
itme, vurma, tükürme gibi davranışlara eğilim gösterirler. Bunun sebebi de bu
yaşlarda sorunlarla başka türlü baş etmeyi henüz idrak edememiş olmalarıdır.
Benmerkezcidirler ve kendilerine ait eşyaları paylaşmak istemedikleri gibi
başkalarının eşyalarını da sahiplenirler. Bu durum, bu yaşlarda görülen gelişim
özelliklerinden biridir. Doğru yönlendirmelerle, çocuğunuzun bu eğilimlerinin
önüne geçebilir; sorun çözme becerisi edinmesini sağlayabilirsiniz.

Kavgaların
nedeni çoğu sefer de kendini ispat etme kavgasıdır. Bir nevi güç gösterisidir.
İsteklerini baskıyla da olsa uygulama eğilimidir. Bu ve bunun gibi nedenlerden
dolayı bir çocuğun kavga ettiğine şahit olduğunuzda, sorgulamanız gereken ilk
husus şahsi davranışlarınızdır. Örneğin; çocuğunuza zorla yapmak istemediği bir
şeyi yaptırdığınız bir başka deyişle güç kullandığınız zaman, bu çocuk da
kendinden yaşça küçük veya gücünün yettiği herkese karşı aynı tutum içerisinde
olacak, zayıf gördüğü herkese sizin kendisine yaklaştığınız gibi yaklaşacaktır.

Hiçbir
çocukta sebepsiz davranış bozuklukları meydana gelmez. Bu yüzden davranış
bozukluklarını çocuğunuzun size ulaştırmaya çalıştığı önemli bir mesaj gibi
algılamalısınız. Çocuk eğitirken sevgi, ilgi ve güven ortamı kadar sizin
davranışlarınız ve olaylara karşı tutumunuz da büyük önem arz eder. Bu nedenle
çocuğun davranışları büyük ölçüde anne-babaların davranışlarını yansıtmaktadır.

Kardeşler
kavga ettiğinde izlemeniz gereken yola değinecek olursak, derim ki; önce
müdahale etmeden kavgayı uzaktan gözlemleyin. Sorunlarını çözüme kavuşturma
yöntemlerini izleyin ki; başka bir zamanda onlara bu konuda dolaylı veya
doğrudan nasihat edebilesiniz ve yol gösterebilesiniz. Müdahale etmeniz gereken
noktaya varırlarsa, onları sakinleştirmeye ve birbirinden uzaklaştırmaya
çalışın. Gerekirse ikisini de sakinleşene kadar farklı odalara götürün. Bu
esnada sizin tarafsız ve sakin olmanız çok önemlidir. Adaleti ve sabrı elden
bırakmayınız. Sakinleştiklerinde onları tekrar bir araya getirin ve beraber
oturup durum tahlili yapın. Bunun için “araya girmemek, yüksek sesle
konuşmamak” gibi özlü kurallar belirleyin. Her iki tarafın olay hakkında
ifadesini aldıktan sonra sorunlarını çözüme kavuşturmaları konusunda teşvik
edici olun ve çözüm önerilerini tartışın. İki tarafın da uzlaşacağı bir noktaya
varılınca, onları tebrik edin ve övün. Birleştirici, aralarındaki sevgiyi
pekiştirici sözler sarf edin. Ödüllendirin. İlk denemede bu yönteme yanaşmak
istemeseler de sorunlar karşısında nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini bu
şekilde öğreneceklerdir.

Esasında
her anne-baba, kendi çocuklarını herkesten daha iyi bildiği için ustaca farklı
yöntemlere de başvurabilir. Önemli olan, işin aslını öğrenmeden ani tepkiler
vermekten ve adaletsizlik yapmaktan kaçınmaktır.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.