Malatya
İl Müftüsü Veysel Işıldar, kurban ibadetinin Allah yolunda ve onun rızasına
uygun olarak ifa edildiğinde hem dünyada hem de ahirette kazananlardan
olunacağını belirtti.
İslam'ın önemli ibadetlerinden olan ve Müslümanları bir araya
getirmeye vesile olan kurban ibadeti
ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Müftü Işıldar, kurban ibadetinin Hazreti
Adem'den günümüze kadar devam ettiğini anımsattı.
Kurban ibadetinin kulu Allah'a yakınlaştıran bir ibadet olduğunu
söyleyen Müftü Işıldar, yapılan bir sosyolojik araştırmada, düzenli olarak
kurban ibadetinin ifa edildiği köy, şehir ve bölgelerde kan davasının ve
kavgaların yok denecek kadar az olduğuna dikkat çekti.
"Kurban ibadeti Hazreti Âdem ile birlikte
başlamıştır"
Kurban kelimesinin Arapça bir kelime olduğunu ve anlamının kulu
Allah'a yaklaştıran fiil ve davranış olduğunu belirten Işıldar, "Ku'ran-ı
Kerim'de Hazreti Âdem Peygamber (Aleyhisselam) ile beraber kurban ibadetinin
yapıldığı anlatılıyor. Ayet-i Kerime'de 'hani hatırla ki Adem'in çocukların
ikisi Allah'a yaklaşmak için kurban ibadetini yerine getirmişlerdi. Fakat bu
yaptıkları ibadet, birisinden kabul edildi. Birisinden kabul edilmedi.' Diye
buyuruyor. Rivayetlere göre, Habil hayvancılıkla, Kabil ise tarımla
uğraşıyormuş. Habil hayvanlarından en iyilerini ibadet niyetiyle kurban ediyor.
Kabil ise yetiştirdiği tarım ürünlerinin ise yaramayanı ibadet niyetiyle
sunuyor. Habil'in niyeti samimi ve en iyi hayvanlarını kurban ettiği için
kurbanı kabul ediliyor, Kabil'in ki ise çürük olan ürünleri sunduğu için kabul
edilmiyor." dedi.
"Kurban ibadeti kulu Allah'a yaklaştıran bir
ibadettir"
"Bugün kestiğimiz kurbanlarla aynı olan kurban kesimi
hadisesinin Hazreti İbrahim peygamberin (Aleyhisselam) bir sünneti olduğunu
anlıyoruz. Kur'an-ı Kerim'in Saffat suresinde tafsiratlı bir şekilde anlatıyor.
Hac suresinde geçen Ayet-i Kerime'de de 'Biz her ümmete kurban ibadetini
gerekli kıldık' diye buyruluyor.' İsmini bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün
peygamberlerin gönderildiği ümmetlerde, topluluklarda kurban ibadetinin ifa ve
icra edildiğini Kur'an-ı Kerim çok açık bir şekilde bizlere anlatıyor. Kurban
ibadeti kulu Allah'a (Celle Celaluhu) yaklaştıran bir ibadettir. Ve burada en
başta niyet çok önemli. Yine Kur'an-ı Kerim'de 'kestiğiniz kurbanların n etleri
ne de kanları asla Allah'a ulaşacak değildir. Fakat sizin takva duygunuz ancak
Allah'a ulaşır.' diye bizlere buyruluyor. Burada kurban ibadetinin samimiyetle
yapılması gerektiğini anlıyoruz." diye dikkat çekti.
Kurban kesimi ile ilgili yapılan spekülasyonlar islamifobi'nin
körüklediği ve tetiklediği bir algıdır
Her hayvandan kurban olmadığı gibi kurban ücretinin para olarak
dağıtılmasının da kurban yerine geçmediğine dikkat çeken Işıldar,
"Kurbandan maksadın kurban edilecek hayvanın kanı akıtarak kurban edilmesi
gerektiği belirtiliyor. Hayvanı vurarak, şoklayarak veya başka bir şekilde
öldürülmesi caiz değildir ve bu şekilde öldürülen hayvanlar kurban olmaz.
Kurban ibadeti kan akıtılarak yapılması gereken bir ibadettir. Bu konuda
çok spekülasyonlar yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. İslam
aleminin üzerinde olumsuz algılar oluşturmak için 'Niye Müslümanlar böyle
yapıyorlar, yazık değil mi bu hayvanlara' diyerek kurban kesimine karşı
çıkanlar, islamifobinin körüklediği ve tetiklediği bir algıdır. Bu olumsuz
propagandayı yapanlar hiç canlı hayvan etini yemiyorlar mı, ya da kesimini
eleştirdikleri hayvanların etini tüketmiyorlar mı? Bize düşen burada usulüne
uygun takva duygusuyla bu ibadeti ifa etmektir." diye belirtti.
"Kurbanı keserken, ona şefkat ve merhametle
yaklaşmak gerekir"
Kurban edilecek hayvanın kurban şartlarını taşıması gerekliğe
vurgu yapan Işıldar, şöyle devam etti:
Kurbanı keserken, ona şefkat ve merhametle yaklaşmak gerekir.
Çünkü Allah'ın bizlere bir emaneti ve nimetidir. Kesecek bıçağın hayvana eziyet
vermeyecek şekilde keskin olması ve tekbirler getirerek şefkatle yaklaşıp
kesilmesi gerekir. Kurbanı ehil olanların kesmesi gerekir. Bazen 'bende
keserim' diyenler çıkabiliyor. Hayvanın nefes borusunu nasıl kesecek, nereden
keserse hayvan çabucak can verebilir? Bunları bilmeden kurban kesemez. Valilik
kurban komisyonu tarafından Halk Eğitim Merkezinde kurslar açıldı, bu konuda
sertifikası olmayan hiçbir kasap toplu kesim yerlerinde kurban kesemez. Usulüne
uygun kurban kesilmediği takdirde kabahatler kanununa göre bunun yasal
yaptırımları da var.
"Kesilen kurbanın derisi ve sakatatı kesim bedeli
olarak vermek caiz değildir"
Pandemi'den dolayı bu yıl kurban kesimi yerlerinde hijyen, maske
ve sosyal mesafe kuralları ile ilgili her türlü tedbirin alınacağını belirten
Işıldar, toplu kurban kesimi yerlerine gidecek vatandaşların kurallara uymaları
tavsiyesinde bulundu.
Kesilen kurbanın derisi ve sakatatının kurban bedeli olarak
verilemeyeceğine dikkat çeken Işıldar, "Bu konuda bizlere çok soruluyor.
Kurban kesen kasaba, kurban bedeli mahsuben sakatatın veya derinin verilmesi
caiz değildir. Çünkü sakatatta kurbanın bir parçasıdır. Kurbanın derisi,
sakatatı güvendikleri bir hayır kurumuna bağışlayabilirler." dedi.
"Kurban alınırken özellikle gebe hayvanlara
dikkat edelim ve kurban şartlarını taşımayan hayvanları almayalım"
Kurban edilecek hayvanların büyükbaş ve küçükbaş olmak üzere iki
kısımdan oluştuğunu hatırlatan Işıldar, "Büyükbaş kurbanlıklar 7 hisseye
kadar ortak olunabilir. Küçükbaş kurbanlıklar ise bir hissedir. Kör, topal, bir
kulağı, bir gözü eksik, dişleri dökülmüş yani bir hayvan satılırken kendisine
kusur olacak ne eksiklik varsa kurban içinde bu geçerlidir ve bu tür eksikliği
bulunan hayvanlar kurban edilemez ve kurban olarak kabul edilemez. Kurban satış
yerlerinde de bu denetimler yapılıyor ve kurban şartları taşımayan hayvanların
satışına izin verilmeyecek. Özellikle gebe hayvanlar konusunda çok dikkat
edelim." şeklinde uyarıda bulundu.
"Kurban ibadetini Allah yolunda ve onun rızasına
uygun olarak ifa ettiğimizde hem dünyada hem ahirette kazananlardan
oluruz"
Malatya Müftülüğü olarak vekaletle kurban kesimi için cami
hocalarını görevlendirdiklerini ve makbuz karşılığı vekalet alabileceklerini
söyleyen Işıldar, "Kurban, Allah'a (Celle Celaluhu) ve rızasına
yakınlaştıran bir ibadettir. Allah'ın rızasına yakınlaştıran sebep ise paylaşmadır.
Kullar bizden razı olursa Allah'ta bizden razı olur. Çünkü Cenab-ı Hak
kullarının şehadetini kabul ediyor. Bu vesileyle keseceğimiz ve yemek olarak
tüketeceğimiz yemeğimizi de paylaşmış oluyoruz. Bunun anlamı çok büyük. Kurbanı
akraba, komşu ve kendimiz olarak 3 kısma ayırıyoruz ama bunu 4-5 kısma da
ayırıp dağıtabiliriz. Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu yıl ki 'Kurbanını
Paylaş Kardeşinle Yakınlaş' sloganı bu manada gerçekten çok güzel bir anlam
kazandırıyor. Bu sloganı her yerde kullanalım. Ve Allah'ın bizlere verdiği
kurban emanetini yine onun yolunda ve onun rızasına uygun olarak ifa
ettiğimizde hem bu dünyada hem de ahirette kazananlardan olacağız inşallah.
Peygamber efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir Hadis-i Şerifte, 'İmkânı
olduğu ve hiçbir mazereti olmadığı halde kurban kesmeyenler bizim musallamıza
yaklaşmasınlar' diye buyurmuştur." diye hatırlattı.
"Düzenli olarak kurban ibadeti ifa edilen köy ve
şehirlerde asayiş olayları diğer bölgelere nazaran yok denecek derecede
azdır"
Kurban ibadetinde şefkat ve merhamet eğitiminin olduğunu
belirten Işıldar, son olarak şunları söyledi:
"Yapılan bir sosyolojik araştırmada, kurban ibadetinin
düzenli olarak ifa edilen kariyerlerde, köylerde, şehirlerde ve bölgelerde
insanlar arasındaki kan davaları ve kavgalar kurban kesilmeyen diğer yerlere
göre çok daha az hatta yok denecek derecede olduğu gözlenmiş. İnsanlar bu
eğitimi Allah'ın (Celle Celaluhu) ibadet olarak bizlere verdiği kurbandan
alıyor. Diğer zamanlarda da hayvanlar kesiliyor ama kesilen kurban gibi etki
yapmıyor. Çünkü kesilecek kurban birkaç ay önceden besleniyor, yıkanıyor, hatta
bazıları kına yapıyor. Bu şekilde Allah'ın kendilerine verdiği kurban emaneti
ile aralarında duygusal bir bağ oluşuyor. Ve vakti geldiğinde tekbirlerle o
hayvan kurban ediliyor. Çocuk yaşta bunu görenlerde muazzam bir şefkat ve
merhamet ve Allah'ın yarattığı hayvanlara karşı sevgi duyguları oluşuyor.
Şefkat, merhamet ve sevgiyle büyüyen bir çocuk yarın kimseye şiddet uygulayamaz
ve eline silah alıp yanlış bir şey yapamaz."
25 Temmuz 2020 10:58