4 yıl önce geçirdiği trafik kazasından sonra yatağa mahkum olan sağlık memurunun azmi ve ümidi yeni bir yaşama umudunu doğurdu
Diyarbakır'da 4 yıl önce içerisinde bulunduğu ambulansın odun yüklü traktöre çarpması sonucu yaralanan ve kaza sonrası yatağa mahkum olan 34 yaşındaki sağlık memuru Oğuz Boydak, yeniden yürüyeceği günün hayalini kuruyor.Kocaköy Sağlık Merkezi'nden acil vaka sonucu aldıkları kişiyi, 7 Nisan 2010'da ambulansla Diyarbakır'daki hastaneye götürürken geçirdiği trafik kazasında yaralanan Boydak, Elazığ'daki babaevinde yeniden ayağa kalkacağı günü bekliyor. Konuşmakta güçlük çeken Boydak, doktorları ve ailesinin desteğiyle yeniden ayağa kalkmak için çaba sarf ediyor.Boydak'ın en büyük destekçisi olan annesi Emine Boydak, yaptığı açıklamada, kazada 3 kişinin öldüğünü, oğlunun da aralarında bulunduğu 3 kişinin yaralandığını hatırlattı.Oğlunun kaza sonucu geçirdiği beyin travması nedeniyle konuşmakta zorlandığını, kol, bacak, el ve ayak fonksiyonlarını kaybettiğini belirten Boydak, Oğuz'un kazadan sonra 6 ay yoğun bakımda kaldığını, ardından servise alındığını söyledi.Boydak, servisteki iki aylık tedavi sonrası doktorların, "Götürün çocuğunuzu, çocuğunuzda bir ilerleme olmaz" sözleri üzerine durumu kabullendiklerini ve Oğuz'u alıp çaresizce eve döndüklerini ifade etti.Yatağa mahkum oğluna bebek gibi baktığını anlatan Boydak, ümidini hiç yitirmediğini belirterek, "4 yılda çektiğimi bir ben bilirim bir de Allah. 2-3 defa Ankara'ya götürdük, "Götürün çocuğunuzu çocuğunuzda bir ilerleme olmaz, gerileme olur" dediler. Biz de çaresiz kaldık, kim ne diyorsa onu yapmaya kalktık. Şu hastane iyi, bu hastane iyi, dolandık durduk. En son, Samsun Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesine götürdük. Oğlum orada ilerleme kaydetti, 6-7 sefer gittik, her seferinde 1-2 ay kaldım. O kadar gücümüz yetti" diye konuştu.Samsun'daki hastanede yapılan robotik rehabilitasyonla oğlunun ellerini ve kollarını kullanmaya başladığını, konuşmasının biraz daha düzeldiğini ve birilerinin desteğiyle ayağa kalkar hale geldiğini belirten Boydak, bugüne kadar tedavi masraflarını karşılayabilmek için bankalardan kredi çektiğini ve en son dairesini sattığını söyledi.Tedavi masraflarının yüksek olması nedeniyle oğlunun tedavisini yarıda bırakmak zorunda kaldıklarını dile getiren Boydak, "Benim oğlum hayat kurtarayım derken hayatından oldu. Devlet büyüklerimizden rica ediyorum, oğlum için şimdiye kadar yapabildiğim kadarını yaptım, bundan sonra da devletimiz el uzatsın. Maddi ve manevi yıkıldık, gücümüz artık yetmiyor. Bugün varım, yarın yokum, hayattayken oğlumu yürütmek istiyorum" dedi.Oğuz Boydak ise yeniden yürüyeceği günün hayalini kurduğunu söyledi. Ailesine yük olduğunu belirten Boydak, "Ne oldum değil ne olacağım diyeceksin. İnsanoğlunun başına her an her şey gelebilir. Bu, benim kaderimdi, anne ve babamı da kaderime ekledim. Hiç değilse anne ve babama yardım etsinler" dedi.- "Tedaviye mutlaka devam edilmesi gerekiyor"Boydak'ın Samsun'daki tedavisini yürüten fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Dr. Orhan Akdeniz de Oğuz'un kaza sonrası beyin travmasına bağlı "tetrapleji" adı verilen felç geçirdiğini söyledi.Hareket fonksiyonlarını yitiren ve eklemlerinde kas kasılmalarına bağlı kısıtlılıklar olan Boydak'a manuel ve robotik rehabilitasyon uyguladıklarını aktaran Akdeniz, tedavi sürecinde, hastayı destekle ayakta durabilir hale getirdiklerini belirterek, "Bu, belki 1 yıl, belki 2 yıl sürecek ama tedavinin sonunda bu iş muhakkak başarılacak ve hastamız kendi kendine yeter hale gelecektir ama tedaviye mutlaka devam edilmesi gerekiyor" diye konuştu.Tedavi sürecinde hastanın moral ve motivasyonunun çok önemli olduğunu vurgulayan Akdeniz, "Oğuz, bu açıdan çok şanslı çünkü annesi oğluyla çok ilgili. Onunla yatan, onunla kalkan bir anne var. Bu tedavideki en büyük avantaj, annesinin ona gösterdiği sevgi ve şefkat" dedi.Bu arada, Boydak ailesi, tedavi sürecinde destek olan Sağlık Mensupları Dayanışma Toplum Sağlığı ve Çevreyi Koruma Derneği Genel Başkanı Kasım Sezen ve dernek yetkililerine teşekkür etti.
01 Temmuz 2014 13:29