Modern şehir hayatı, aile hayatını da olumsuz etkiliyor
Şehirleşmenin artmasıyla azalan geniş aile kültürü, yaşlıları huzurevine sığınmaya itiyor. Son 10 yılda özel huzurevi sayısı yüzde 300 arttı. Yaşlılar ise çocuklarına yük olamamak için huzurevini tercih ediyor.Şehirleşme ile gelen modern hayat yapısı, en çok yaşlıları etkiliyor. Geniş aileler çekirdek aileye dönüşürken çocuklarının yanında yer bulamayan yaşlılar da çareyi huzurevlerine sığınmakta buluyor. Huzurevlerine yöneliş o denli arttı ki devlete bağlı huzurevleri ihtiyacı karşılayamaz hale geldi. 2000 yılında 98 olan özel huzurevi sayısı 2014’te yüzde 300’den fazla artarak 307’ye ulaştı. Kur’an-ı Kerim’in anne-babaya merhametli davranılması üzerinde durduğunu dile getiren ilahiyatçı yazar Hasan Yenibaş, çocuğun anne-babaya bakmakla mükellef olduğunu ifade ediyor. Huzurevleri Kurma ve Yaşatma Derneği Müdürü Yusuf Öztürk ise huzurevinin bir tercihten çok zorunluluk halini aldığını dile getiriyor. Kimi kendi isteği ile kimi de çocuklarının bırakması sonucu İstanbul Darülaceze’de kalan huzurevi sakinleri ise çocuklarına yük olmamak için huzurevini tercih ettiklerini söylüyor.Her biri ayrı bir hikâyeye sahip huzurevi sakinleri, bir ziyaretçi gelir umuduyla yakınlarının yollarını gözlüyor. Kiminin ise bekleyeceği bir yakını bile yok. Erzincanlı Adile Gökçe de bunlardan biri. Konuşmaya hasret kalan Gökçe’nin yanına yaklaşır yaklaşmaz başlıyor anlatmaya. Eşini kaybeden Gökçe, 14 yıl önce kızının intihar etmesi üzerine yapayalnız kalmış. Yeğeni tarafından bakılmak vaadiyle İstanbul’a getirilse de bir süre sonra huzurevine bırakılmış. “Maaşım az geldiği için bana bakmadı, buraya kapattı.” diyor hüzünle. Kendisini ziyaretimiz karşısında ise gözyaşlarına hâkim olamayarak “Bugüne kadar kimse ziyaretime gelmedi.” deyip dua üstüne dualar ediyor.Huzurevinde herkesin hikâyesi başka. Kimi evladını kimi eşini kaybetmiş, kimisi ise evladı tarafından terk edilmiş. Darülaceze sakinlerinden G.Y., komşusu tarafından getirilmiş huzurevine. İki yıldır kaldığı huzurevinde tek bir defa ziyaretine gelmemiş çocuğu. “Benim ziyaretime bile gelmeyen çocuğumun yanında nasıl kalabilirdim? Yarın kalkacak sana şunları yaptım diyecek, ben buna nasıl dayanırım?” diyor. Çocuğunun yanında fazlalık olmak istemeyen G.Y. gibi birçok yaşlı da huzurevini sığınak olarak görüyor.Aile büyüklerini huzurevine terk etmek, hem insanî hem de İslamî değil!Türkiye’nin ilk huzurevi olan Huzurevleri Kurma ve Yaşatma Derneği’nin müdürü Yusuf Öztürk, huzurevlerinin bu denli artmasını şehirleşmeye bağlıyor. Eskiden huzurevlerinin genel olarak büyükşehirlerde kümelendiğine dikkat çeken Öztürk, ataerkil aile yapısının hâkim olduğu Anadolu şehirlerinde de artık huzurevlerinin açıldığını söylüyor. Daha önceki yıllar üst düzey kültürlü kişilerin tercih ettiğini söylerken artık toplumun her kesiminden insanın huzurevinde kalmaya mecbur bırakıldığını ifade ediyor. Bayramlarda yakınları tarafından alınarak misafir edilen yaşlıların iki gün sonra hemen geri geldiğini söyleyen Öztürk, yaşlıların kendilerini fazlalık gibi görmelerinden ötürü huzurevi dışında rahat edemediklerini söylüyor.“Huzurevi, modern toplumun bir problemi.” diyen Hasan Yenibaş ise toplumda bir örnek ortaya konulduğunda bunun çoğaldığını, huzurevlerinin de bu noktada toplumda bir model oluşturduğunu söylüyor. Eskiden seküler yaşamı benimseyenlerin huzurevini tercih ettiğini kaydeden Yenibaş, artık muhafazakarların da anne-babasını huzurevine yatırdığını söylüyor. Çocukların ebeveyninin yaşlılık dönemlerinde onlara bakmakla mükellef olduğunu dile getiren Yenibaş, eşi ve çocuğunda olduğu gibi anne-babanın da nafakaya dahil olduğunu ifade ediyor. Anne-babaya bakmayıp huzurevlerinde yalnızlığa terk etmenin ise ne insani ne de İslami olmadığını belirtiyor. Anne-babalarını yaşlılık dönemlerinde torun sevgisinden mahrum bırakmamaları noktasında gençleri uyaran Yenibaş, kendilerini de bunun getireceği sevabı kaçırmamalarını tavsiye ediyor.
07 Ekim 2014 15:18